hayata giren yanlış kişilerden öğrenilenler

-tanışma aşamasındaki yüksek doz ilgi aldatmacadan ibaret, hızlı sönüyor.
-yine tanışma aşamasındaki vaatlere inanma, seni elde etmek için. yarısı çöp.
-hızlı başlayan/ilerleyen hızlı biter.
-uyuşmayan şeyler varsa zorlama, değişmiyor.
-ilk tartıştığın konu genelde ilişkiyi bitiren konudur.
-aşıkken gördüğün halde halının altına süpürdüklerin mantık ön plana çıkınca halıda dağ gibi birikenler gün yüzüne çıkıyor.
-kriterlerini düşürme, karşındakinin kompleksi er ya da geç ortaya çıkıyor.
-"akışına bırakalım" sözüne inanma. ciddiye alınmadığını gösterir.
-seni kanıtsız bir şeyle defalarca suçluyorsa, o suçu kendisi işliyordur.
-kıskançlığın fazlası iyi değil, karşılıklı yıpratır.
-sevginin dışında en önemli şeyler; uyum, saygı, sadakat, güven.

eğer bir kişi daha tanışmadan, ilk gördüğün an olumsuz enerji veriyorsa o kişi gerçekten olumsuzdur. tanıdıktan sonra ''aaa hiç öyle değilmiş'' deme, ruhun öyle diyorsa öyledir. ruh senden 50 adım önde gider.

"doğru insan" diye bir şey olmadığını tahmini ne zaman anlarsınız?*
insan dediğin, yapı gereği "aç gözlüdür".
en masumunun bile içinde fırtınalar kopar, hissettirmez.
he siz, sizi aldatmayıp başkasının hayaliyle yatakta size sarılmasını tercih edip "beni aldatmıyor yaaaa" diye mutlu olabilirsiniz.
benlik bir şey yok*

insanın yanlış kişi olması ile ilişkinin yanlış olması aynı şeyler değil. bir insanın kendisi iyidir ama ailesi kötüdür. kendisi iyi olsa da ailesi kötü olunca ilişki de kötü olur.

ilişki kötü olursa sonu kötü biterse hayata firen yanlış kişi olur. buradan bir şey öğreneceksek kendisi iyi olsa da ailesi kötüyse o kişiden uzak durun olabilir.

bir insanın ailesi de kendisi de iyi olabilir ama bu sizin kendisi iyi ailesi kötü insanla mutlu olavaşınızdan daha mutlu olacağınız anlamına gelmez.

mutluluk matematik denklemi değildir.

her türlü kötü davranış ve söz psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklı olmayıp karşındakinin gerçek kişiliğinin yansımasıdır.

kimseye hakettiğinden fazla değer vermemek.

yedi yıllık bir tatavaymış ya meğerse. böyle buyurmuş firavun.

firavunum bunu söylerken sarhoştun galiba, neyse çok yaşa, çinnn!...

kimseye güvenmemek.

hayatınıza yanlış bir insan girdiğini farkettiğinizde derhal hayatınızdan çıkarın. böyle biriyle ilişkiyi devam ettirmek yanlış trenle doğru istasyona gitmeye çalışmak gibidir.

dostluk ve arkadaşlığın farklı şeyler olduğunu.

yanlış kişilerde olsa doğru en az iki şey öğretmişlerdir.
kendini istemediğin durumlara sokma
kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin

doğru tercihler yapmayı, kriterlerinin olması gerektiği.

kimseye güvenmemek gerektiği. zor oldu ama sonunda öğrendim.

o çok güvendiğin dağlara karlar yağabiliyormuş, kimselere güvenmemeyi bir de birine delice bağlanmamayı öğrendim

bir insanın bütün hayallerimi yerle bir edebileceğini.

hayatına yanlış kişiler almamayı öğrenirsin.
gayet yerinde bir öğretidir..

bazen insanları hayatımıza alırken yanlış sıfatla almamız onun doğru kişi olmamasına sebebiyet verebilir.
misal çok iyi arkadaş olunabilir ama sevgili olunmaz.
gerçi artık arkadaşlık treni kaçmış, ilişkide de başarısız olunmuştur. iki taraf da birbirinin aklında ilki gibi kalmamıştır artık. hayal kırıklığı, değersizlik hissi, güvensizlik..

çıkar dengesi bozulunca size ne kadar yanlış kişi olduğunu canınızı acıta, acıta öyle bir gösterir ki,canlı cenazeye dönersiniz.size hissettirdiklerini bir daha asla unutamazsınız.öğrenilmiş çaresizliğinizle kalırsınız dımdızlak.

ne mesafede durmam gerektiğini öğrendim insanlara...