hayvanat bahçelerinin aslında hapishane olması gerçeği

gorülmezlikten gelinen gerçektir.

ilk kuruldukları zamanlar için doğru olan ancak günümüzde geçerliliğini yitirmiş önermedir.

hayvanat bahçeleri şu an doğada nesli tükenmekte olan hayvanların çoğaltılması için inanılmaz çaba gösteriyorlar. kendi aralarında know-how ve hayvan değişimi yapmak için protokolleri var. hangi hayvanat bahçesinde hangi cinsiyetten hayvanların olduğu sürekli paylaşılıyor ve bu hayvanlar çiftleştirilmek üzere dengeli biçimde dağıtılıyorlar. hayvanat bahçesi ortamında başarı ile çoğaltılan hayvanlar daha sonra koruma altındaki doğa parklarına gönderilebiliyor. ancak esaret altında doğup büyüyen hayvanlar hayatta kalma becerisine yeterince sahip olmadıkları için vahşi doğaya salınamıyorlar.

hayvanat bahçeleri, avcılık faaliyetleri, yunus parkları ve hayvan sirkleri ilkelliktir. bunun doğrusu, hayvanların doğal ortamlarına, onların yaşam düzenini bozmayacak şekilde geziler düzenlemek olabilir.

(bkz: hapishane olduğu gerçeği)

insanlar para kazanmak için insanları bile kullanıyor tabiki de hayvanları da kullanacak. biz de birer hapishanede yaşıyoruz sadece sınırlar daha geniş ve görünmez. sen yarın işi bırakıp istediğim hayatı yaşayacağım diyebiliyor musun, hayır. bak sen de hapistesin aslında.

suçları olmadıkları halde doğal ortamından kopartılmış bir aslanın, kaplanın, maymunun, kangurunun, fil ve bunun gibi hayvanların yalnızca fiziksel özellikleri farklı ve dikkat çekici yapıda oldukları için demir parmaklıklar ardında ömür tükettikleri, ziyarete açık bir hayvan hapishaneleridir.

bilimsel kullanımı dışında, "kahrolsun türcülük" dedirten işkence evleri.