hayvanat bahçesi

gördüğünüzde içinizi acıtacak hayvanlar. ne filmlerdeki gibi yırtıcı, ne de belgesellerdeki gibi çevik ve güçlüler. o kocaman hayvanların kemiklerini sayıyorsunuz. sıkıntılı ifadelerini, mutsuzluklarını görüyorsunuz o hayvanın gözüne baktığınızda.

hayvanatin bile bahçesi var ben bir apartman katında çürüyorum.

sayıları gittikçe artan şehirli çocukların, inekleri mor zannettiği bir dünyada, işlevsiz, eğitici görünümlü hayvanlara özel f tipi cezaevi. eğitici! bir hayvanı bir süre dikizleyerek bir şeyler öğrenir gibi yapmak, onlar hakkındaki bilgileri keşfetmekten daha kolay. insanoğlu da kendi tembelliğinin bedelini hayvanlara ödetmekten hiç çekinmez. nasıl olsa onlar insanlara hizmet için var. haa, bir de hayvan sevgisini aşıladığına falan inanılır. iyi de, hayvanları uzaktan izlemek şehre özgü değildir ki, o doğada olur. durur seyredersin uzaktan tırsa tırsa. şehirlerde; evlere ya da sokaklara hapsedilen kedilere, kuşlara, köpeklere mama verip, kafalarını okşamak gerek. hem şehirdesin, hem hayvanlara uzak! intikam alıyoruz bir nevi, biz kendimizi binalar içine alt alta üst üste hapsettik diye, onlara da bunun bedelini ödetiyoruz. pardon! unuttum bir an, hayvanlar bize hizmet için vardı.
fazla alakalı olmayan bir örnek: botanik bahçesi gezdiği ve 30 yaşını geçtiği halde çileklerin ağaçta yetiştiğini zanneden bir sürü insan tanıdım. [neyse içim rahat örneğin alakasız olduğunu belirtmiştim.]

öneri: salalım bu hayvanları orası zaten malum. sonra da çocukları hayvanat bahçesine değil de köylere götürelim gezmeye. önce etrafındakileri görsün, artık allah ne verdiyse; kuş, böcek, kahverengi inek, koyun, elma ağacı, fasulye bitkisi... bir kaçını görse o bile yeter aslında.

hoşlanmıyorum, çocuğumu da götürmüyorum öyle yerlere. ne yunus gösterileri, ne hayvanat bahçeleri

sevmediğim yer. ormanda bir geyikle karşılaşmak daha iyi.

tam 24 yıl darıca faruk yalçın hayvan hapisanesinin dibinde oturdum. tek bir kere bile gittiysem gözüm kör olsun.
o hayvanların sabah erken saatlerdeki seslerini duysanız o cezaevlerine kapatmasına asla razı olmazsınız.

doğal yaşam alanlarına bırakılması gereken, hayvanların alıkonulduğu hapishane.

kız: hadi sevgilim hayvanat bahçesine gidelim.
erkek: vay hayvan düşmanı seni. s.kt.r git.

kapatılmalarına gerekir. hayvanlar sizin egonuzu giderecek canlılar değil.

mahkumların suçsuz olduğu tek hapishane.

esir kampı.

mâhkumların suçsuz olduğu tek hapishanedir diye okumuştum bir yerde.

küçükken gitmiştim bursa'daki hayvanat bahçesine. aslanların beslenme saati diye anons geçtiler, biz de koşa koşa izlemeye gittik. koskoca ormanın kralı aslanlar ipe dizilmiş bütün tavukla beslendi. aslan beslenir mi yahu? aslan avlanır.
işte o zaman hayvanat bahçesinin saçma sapan bir yer olduğunu düşünmüştüm .

farklı türde canlıların toplanılıp kafes ardına konmasıdır. yaşam alanlarına sınır çizip insanların ziyaret edebilmelerine olanak tanımaktır.

1 günlüğüne tam tersi olsaydı ne olurdu, merak etmemek elde değil.

çok farklı bir deneyim. ama hayvanlar için üzülmedim değil.

hayvanlara iskencedir.

bunu da kasım 2022'de yazmışım. cümle başlık için uzun olduğundan böyle paylaştım.