yeri geldiğinde, gerektiğinde hemen ve yerinde yanıtlar bulup veren kimseye hazırcevap denir. örnekler...
incili çavuş, osmanlı elçisi olarak fransa kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. kral bunları görünce dayanamayıp; ‘bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?’ diye sorunca, incili çavuş; ‘osmanlılar, adama göre adam gönderirler, beni de size göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek efendim’ cevabını verir.
88 yaşındaki winston churchill’e doğum gününde genç bir fotoğrafçı “umarım 100. doğum gününüzün de fotoğrafını çekebilirim.” dedi. churchill genci şöyle bir süzer ve “niye mümkün olmasın delikanlı, bana oldukça zinde ve sıhhatli görünüyorsun!”

spiker: hayatınızda hiç profesyonel futbolculuk yapmamış olmanıza rağmen nasıl başarılı bir teknik direktör oldunuz?”
jose morinho: “peki, jokey olmak için de önce at mı olmak gerekiyor?"

çirkin diye alay edilen abraham lincoln’a muhalefetten biri “bu adam ikiyüzlünün teki, inanmayın.” der. lincoln şöyle cevap verir, “ben ikiyüzlü olsam, neden bu yüzü kullanayım ki?

sokrates bir gün yürürken, tek kişinin geçebileceği kadar mesafe olan bir mevkide dönemin soylularından biriyle karşı karşıya gelir ve ikisi de durur. kısa bir süre bakıştıktan sonra:
soylu: "ben senin gibi pis bir zavallıya yol vermem!"
sokrates: "ben veririm..."

büyük iskender: “dile benden ne dilersen.”
diyojen: "gölge etme başka ihsan istemem”.

mehmet akif ersoy’a küçümseyen bir soru sorulur: baytar mısınız?
cevap verir. “evet, nereniz ağrıyor?

bir mahkeme esnasında hâkim bey, saçı sakalı uzamış necip fazıl ile dalga geçer.
“ne o..! maymuna dönmüşsün.”
necip fazıl yüzünü duvara çevirip: “şimdi de duvara döndüm”.

kulaklarının büyüklüğü ile ünlü galileo'ye hasımlarından biri:
- "efendim", demiş. "kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
galileo: "doğru", demiş. "benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"

sokrates ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
-haksız yere öldürüyorsunuz, diye ağlamaya başlayınca sokrates'in cevabı gecikmemiş.
sokrates: ne yani, demiş. bir de haklı yere mi öldürülseydim?

napolyon savaşta ispanya'yı yenmiş. ispanya kralı "siz ancak para ve mal için savaşırsınız, biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız" demiş. bunun üzerine napolyon:
- evet insanın neyi eksikse onun için savaşır.

ingiliz devlet adamı winston churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, churchill'e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır: "hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

öğrencilerinden biri, konfüçyüs'e:
- "ölüm nedir?" diye sorduğunda, konfüçyüs'ün cevabı şu olmuş:
hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.

irlandalı yazar george bernard shaw ile ingiliz devlet adamı winston churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. bernard shaw, bir oyununun ilk gecesine, churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "size iki kişilik davetiye gönderiyorum. bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. tabii dostunuz varsa."
churchill, hemen cevap göndermiş: "maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."

yahya kemal, dostlarından birine:
-bu akşam yemeği benimle yer misin? diye sorunca,
arkadaşı: hay hay! der. çok memnun olurum. hiçbir mazeretim yok!
yahya kemal gülümseyerek karşılık verir: iyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.

sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. bir gün eşi sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
sokrates, gayet sakin: "bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum".

fatih sultan mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş.
dilenci parayı alınca: aman sultanım, demiş. koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
fatih sultan mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca,
dilenci: ikimiz de hazreti adem'in çocukları değil miyiz? demiş. elbette kardeşiz.
sultan fatih: bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.

dümbüllü sahnedeyken bir seyirci protesto etmek için sahneye "hıyar" fırlatıyor.
dümbüllü yere düşen hıyarı alıp kalabalığa dönüyor ve şöyle diyor: "beyefendi kartvizitini yollamış."
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hazırcevap" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim