helallik istemek

şöyle herkesten helallik isteyip çekip gitmek düşü çıkmıyor aklımdan. bütün defterleri kapatıp, yükleri indirip, köprüleri yakıp gitmek düşü...rüp adımları yola.

yapılmışı var: (bkz: kemal kılıçdaroğlu)

saçma sapan bir gelenek.

dini anlamda, insanın üstünden aşırı büyük yük kaldıran bir husustur. size çok kırgın/küs/ öfkeli olduğunu veya kin duyduğunu bildiğiniz birinden yeniden iletişime geçerek, sizi affetmesini rica ediyorsunuz. aslında düşman biriktirmemek için çok güzel bir davranış biçimidir. insanlar kırdıklarını arkalarında bırakıp, hayatlarına devam edemiyorlar. aslında ettiğimizi sansakta, onların kırgınlıkları üstümüze yapışmış şekilde hayatımızda yol alıyoruz. ilahi adalet o kadar büyük ki, bir gün size yapılan ne varsa; olayın muhattabı ya da muhattapları bununla yüzleşiyorlar daha doğrusu yüzleşmek zorunda kalıyorlar. bunu kendi adıma çok yaşadım. şu dünyada beddua ettiğim insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. genelde herkese iyi temennilerde bulurum hatta yollarımı ayırırken dahi iyi dileklerim devam eder. beddua etmemek özel hassasiyetimdir çünkü tuttuğunda, üzülüyorum. evet, düşmanım için bile üzülüyorum bu yüzden çok çok uçuk şeyler yaşamadığım hatta insaniliğimin sınırlarını zorlamadığı sürece o eşikten geçmem fakat bu dünyada düşünmeden direkt beddua ettiğim 4-5 kişi var. insani anlamda limitlerimin çok ötesine geçmiş ve saf kötülükle hareket eden insanlardı bunlar. geri atak yapmak yerine, rabbim'e yaptıkları her şeyin bedelini ödemeleri için yalvardım. biliyorum ki o çark onların hayatlarında ya döndü ya da dönecek. o hesap kapanmadan, ölemezler. bu yüzden ettiğim bedduaların peşine düşmem. bir noktada bu kadar kötülüğün karşılıksız kalmayacağına inancım sonsuz.

şu aralar içlerinden biri sık sık bana ulaşmayı deniyor. mesajlar alıyorum, dönüt vermem bekleniyor. belki de bir helallik talebidir. umursamıyorum. neyse efendim, bu yüzden birinin helalliğini istemek önem arz ediyor.

neden helallik istendi?
sen kimseyi kırmadan, incitmeden, hak yemeden bir yerden gidiyorsan helallik istemeyi anlamıyorum.

...
şimdi sayın mübarek zebani bey kardeşim, bi dinleseniz maruzatımı hak vereceksiniz bak.. helalleştik diyorum yav, meydan meydan toplayıp helalleştik yav.. tonlarca makarna, çay şaaptık kafalarına.. istesek onu bile cebe.. yaa.. düşünsenize.. aha halidi sertifikası, aha menzil ipi, te orda yanmaz kefen.. hepsini kendin attın ateşe.. oluyo mu yakışıyo mu.. madem işe yaramıyacaktı biz niye onca makarnayı.. hayır
varsa bi oluru çıtlat hacım.. sen hiç dinnemiyon ki.. yahu insaf attığın odunların yarısı kafama geliyo.. reva mı bu zulüm, bu mağduriyet.. biz sadece kendi mütevazı payımızı efenim.. deel mi.. bizimki ne ki.. devede kulak sanki bilmiyo musun.. e yani burda da işler böyleyse ohoo..
hayır bi teklifte şeetmiyosun.. avizeler var mesela direk payımızdan kestiler, dolandırılan ben miyim.. hedef ben miyim tayfuun şey zebanii..
....