her şeyin çok pahalı olması

her şey her zaman bu kadar pahalı mıydı yoksa bu şu ana özel bir durum mu? her şey çok ama çok aşırı pahalı. kitap almak lüks. pazara gidip 2 sebze 3 meyve alınca böbreğinden ufak bir parça bırakıp geliyorsun. bu durum daha ne kadar sürecek, nereye bu varış?

format dışı olduğunun farkındayım aynı zamanda da dardayım. selamlar.

(bkz: bizim biraz çulsuz olmamız)
(bkz: hayatın en doğulmayacak dönemine denk gelmek)
(bkz: milenyum)

sepete üç şey atınca ikisini çıkarmak zorunda bırakan durum.

her şey neden bu kadar pahalı. bu insanlar ne yesin diye düşünmüyor mu bu devlet. market fiyatları neden bu kadar uçarı geçen hafta beş₺ aldığım ürünü neden bu hafta 7₺ almak zorunda bırakılıyor. aldığım ürün gerçekten bu parayı hak ediyor mu.

insan hayatı hariç her şey pahalı.

plastik hammadde üretimi yapmakta olan uluslararası büyük fabrikaların pandemi süreci nedeniyle üretimlerini yavaşlatması ve hatta durdurmasından mütevellit ortaya çıkan plastik ambalaj, plastik kap, plastik şişe gibi gıda ve her nevi plastik kullanan ürünlerin fiyatına yansıdı. örneğin bir litre yağ almak istediğinizde o yağın plastik şişede satılması yağın fiyatının artmasına neden oldu. plastik hammadde piyasada azaldıkça günden güne fiyatları artmakta ve bu da plastik kullanımı olan her tür ürünün de fiyatına yansımaktadır.
muhtemelen temmuz sonu gibi plastik üretimi tekrar artış gösterecek ve bu devamlı olarak artan fiyatlar bir nebze rahatlayacaktır.

tabii hükümetin istikrarlı şekilde yanlış politikalarından dolayı sürekli artan kur oranları bu fiyat artışı konusunda aslan payına sahip. o ayrı mesele...

her şey çok pahalı diyebilir miyiz bilemem çünkü meclisteki yemek fiyatlarını vs. gördükçe cümleyi 'halka her şey çok pahalı' olarak değiştirebiliriz

yanlış önermedir.
hiçbir şey pahalı değil, bizler fakiriz.*

konfiçyüs ne demiş:"derin olan kuyu değil, kısa olan iptir."
pudra şekeri yiyicileri için olmayan pahalılıktır.

inanlar nasıl buna ses çıkarmıyor gerçekten aklım almıyor. dingil bir toplumla yaşamak çok can sıkıcı.

her şeyi bilmem ama kışlıklar çok pahalı ya.

bot veya mont almak için kredi çekmek gerekiyor.
kapşonlu almak için yoldaşın maaş bağlaması falan gerekiyor.

her allah'ın günü her markete girişte, her pazara gidişimizde yüzleştiğimiz acı gerçeklerden.

peynir almaya korkar olduk dedirten başlıktır.

her şeyin bir süre önce çok pahalı olması olarak değiştirmek isterim.
zira şu an fiyatlar topyekun şok edici boyutta sanki. mecbur kalmadıkça hiçbir şey almamak en uygunu gibi.
ayağını yorganına göre uzatmak hep bize kalıyor ne de olsa.

dedim eve biraz erzak yollayayım, yağ da alacaktım 10-15 litre, her şeyi fazla fazla almak bana rahmetli rafet dedemden mirastır, annemin kullandığı markayı bilmediğim için sordum ve aldığım cevap:



ülkedeki insanları kaliteden ziyade uygun olanına, ucuz olanına yönlendirmeye mecbur bırakanların evleri barkları yansın, çoluğu çocuğu telef olsun, can veremesinler. kitaplarını bilmem ne yaptıklarım.

sadece gıda ve giyim değil kırtasiye, elektronik, kitap, ulaşım... her şey ama her şey aşırı pahalı. bu sadece büyükşehirler için değil normal kasabada bile her şey çok pahalı oldu. bu nereye kadar gider bilinmez ama artık dur demek gerekli. burstu harçlıktı derken sadece yol ve yemek masrafları karşılanabiliniyor. kitap okumak, sinemaya tiyatroya gitmek artık lüks oldu. konser zaten hep lükstü. genç bir insan olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: bu ülkenin bize gençlik borcu gün geçtikte artıyor.

ben orta gelirin bir tık üstünde yaşayanların oturduğu bir semtte, bir kurye firmasının gıda bölümünde sipariş toplayıcısıyım(picker).(hem okuyup hemde çalışıyorum)yanımızda sıralı olarak a101 ve adı sanı duyulmayan ama ucuz market
olmasına rağmen insanlar enayi gibi aynı ürüne 2 katı para vermekten çekinmiyorlar ve kendilerini yiyorsan kaliteli yiyeyim diye kandırıyor. sanırım olan asgari ücretle geçinmeye çalışanlara oluyor. yani herkes bizim gibi değil! sipariş verenleri saymıyorum bile, sipariş başı şirket en az 30tl kazanıyor.

alışveriş hızını etkilemeyen durum.
bende buna şaşıyorum.
gelsin tüketici kredileri değil mi?
rica ediyorum hayat sigortalı alın o kredileri,
ölür kalırsınız, borç kalmasın geriye.
reddi miras yapmak zorunda kalmasınlar.
ölümlü dünya, az daha verin, erinmeyim.

gluten hassasiyetinden milleti öldürecek olan başlık. parasızlıktan millet düz sade makarna yiyecek artık herhalde çünkü.

20 30 liralık bir çamaşır yumuşatıcısının bile hangi markette daha uygun olduğunu araştırmamıza neden olan durum. ''4 litre pırıl 10 liraydı 4 litre pırıl 21 lira dohsan kuruş aklınızı başınıza alın türkiye uçuyormuş nereye uçuyor türkiye??''. bu röportajın üzerinden 1 sene geçmiş ve az önce baktığım bir sitede 4 litrelik 4 tane pril 130 liraya çıkmış... anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz...