her şeyin çok pahalı olması

evet bir pahalılık var ama olması gerekenden daha fazla bir pahalılık bu. herkes kafasına göre etiket yükseltiyor, devlet bu işe bir denetim getirmeli.

daha asgarî ücrete zam haberi gelir gelmez, fiyatlar zamlandi, milletin cebine girmeden buhar olup uçtu.

pahalı zevklerim yok. hatta genelde az popüler, ucuz şeyleri falan beğenirim. mesela en beğendiğim fantezi/korku * filmi necronos'u imdb'de 241 kişi oylamış ve rating ortalaması 3.8/10. hahah.

yüzüklerde de hep gümüş yüzük aldım. aynı paraya versen, satmayacak ama takacaksam her zaman gümüş yüzüğü altın veya platine tercih ederim. ankara'dayken 2017-18 gibi, gözü karartıp bir yüzüğe 1200-1500 lira bütçe ayırmıştım. bugünün 3.000 lirası belki daha fazlasıdır. cidden bulamadım o kadar pahalı ve beğendiğim bir gümüş yüzük. 50 liraya bir tane tam orta çağ yüzüğü gibi el yapımı bişey buldum ve aldım. adam 150 lira dese de alırdım. çok beğenmiştim. ama oniks taşlı yüzüğe 1500 lira vermezdim. hahah. bir tane de ithal bir yüzük buldum. ona da 150 lira vermiştim galiba. valla şöyle bi vvs kalite akuamarin taşlı ve beğendiğim modelde bir yüzük bulsam 1500 lira verecektim ama bulamadım. bir tane mavi topaz taşlı yüzük vardı ama çok kadınsıydı. kadın reyonlarından da bazen yüzük beğenip alıyorum ama unisex modellerin dışında kadın yüzüğünü kendime yakıştıramıyorum. ne o öyle disko küresi gibi ışıltılı yüzükler. ben karanlık adamım, hahah.

pringles'ın bim'deki muadili party cipsi pringles'tan fazla severdim. artık yok galiba. aynı paraya olsa party alırdım. pringles, yerken nefis ama sonra damağımda kötü bir tat bırakıyor ve mideme nahoş bir his veriyordu. party ise daha az lezzetli ama bu şikayetleri yaratmadı bende.

bugün (yani srtık dün) çıktım a101'den ucuz bi baharatlı mısır cipsi aldım. itiraf edeyim doritos daha güzeldi ama bu da fena değildi. denemiş oldum en azından. yanında da iki tane kağıt helva ve bir şişe juss, mango ve ananaslı soğuk çay aldım. juss'un karpuz ve çileklisini beğenmemiştim ama bu nefis. lipton'dan daha iyi bence ve daha ucuz. hepsine toplamda 25 lira verdim. bu bile pahalı aslında.

bunca zırvaladıktan sonra gelen tanım: katıldığım başlıktır.

her şey o kadar anlamsız fiyatlarda ki bir yere girdiğimde etiket okuma ihtiyacı duymuyorum. onu almam gerekiyor ise alıyor ve temassız ödememi yapıp çıkıyorum. artık ruh halimi ekonomiye teslim etmeyeceğim derken birgün mobil bankacılığa giriş yapıp kısa süreli bir kalp krizi yaşamanın ardından 'bisey yok bişey yok' diye kendimi sakinleştirip hayata devam etmeye çalışıyorum.

bir sebepten otomatik ödemelerin hepsini kaldırtmıştım, faturalar da gelince otomatik ödeme alışkanlığında umursamadım. bir süre sonra aynı anda hem telefonum hem internetim kısıtlandı. fark edince ödemeyi yaptım, sonraki faturalar bi geldi neredeyse %50 daha fazla. ulan bir kesinti için bu kadar ücret alınır mı, hat kapama bedeliymiş. götünüze sokun hattı da bedeli de.

hala hava bedava.

ben margarinin 15, sütün 17 lira olması şokunu hala atlatamıyorum. kişisel blender diye geçen shaker almıştım şubat ayında, 220 liraya. bugün baktım 749 lira olmuş. nasıl bu kadar uçabiliyor anlamıyorum.

poşet ucuz, poşet hala 25kuruş.

evet bir kaç gün herşeyi unutturdular. şimdi asıl konumuza dönelim kış geldi çattı. doğalgaz ve elektrik paraları bu sene daha fazla can yakacak. 400 tl olan market alışverişi 1000 tl oldu. böyle giderse 1500 bulacak. kiracılar kafayı yemeye son sürat devam edecek ve bir çok kesim sırf inat olsun diye duruma sessiz kalacak çıkar bakayım telefonunu demeye devam edecek.

(bkz: bir kübra ağlıyor gözleri yaşlı)

fakirdim, fakfakir oldum artık. her şey gözüme pek batmaya başladı. lüzumsuz bir pahalılık içerisinde boğulmamaya çalışıyoruz şerefime kurranima.

yav geçen 4 tane pide ekmeği aldım ne kadar dedim 20 lira dedi. ekmeğin fiyatını biliyorsun ama bazan dank ediyor. sinir bozucu bir pahalılık. bizim çocuklara soruyorum bazan siz düşüp kalkıyorsunuzdur eskort filan piyasa nasıl diyorum, ağız tadıyla birini alıp otele götüremez olduk diyorlar. yav bu millet nereye girecek? kardeşim şu fiyatlara bi' el atın ya. bunlar bizim eşimiz dostumuz üzülüyoruz.

aha bak öğle vakti geldi, bir yemek yesen gitti 100 lira. ekmek arası ekmek dükkanları açılsa da ziyafet çeksek şöyle bi...

hiç bir şeyin yanına yaklaşılamıyor artık. sosyal aktiviteleri geçtim, temel ihtiyaç ürünlerini bile bir maaşla almak zorlaştı. kitap fiyatlarına ise diyecek bir şey bulamıyorum. uçuyorlar! bizi bu hale getirenler umarım azıcık utanıyordur.

öbür tarafta cennet var boşverin burayı.

2013 yılından beri, "aman ağzımın tadı kaçmasın ali rıza bey" mottosu ile olanları ve olacakları trene bakan öküz gibi izlediniz. şimdi hiç ağlamayın olanlara ve olacaklara.

tam tersine, hep fiyatlar aynı ama senin paran değersiz. 40.000 tl maaş alan birisi 2.000 dolar etmiyor bile. varın gerisini siz hesap edin.

her şey görecelidir, pahalılık da.

sana pahalı olan, külliyede yaşayan için bedavadır.

aynı zamanda hafızaların kıt olması manasına gelir.

çok değil, daha bu yılın başında bile her şey şimdikinin yarısıydı. aradan geçen zamanda herşeyin fiyatı 2 katına çıktı.

acayip can sıkan bir ülke gerçeğidir.

29 nisanda şu kulaklığın siyahını aldım 2000 liraya. 2100'dü, 100 lira kupon falan fişman derken aldım gitti 2 liraya. esasen ben bunu kendime almıştım * ama kulak üstü kulaklık bakarken doğum günüm falan diye hanım bi kere fiyat sorduğum kulaklığı alıvermiş. denk getirince bu linkini verdiğim laciverti de alıverdim, bu sefer de 1900 liraya. "allah allah, 21 haziranda aldım, 2 ay geçmiş 100 lira niye ucuzlamış ki" derken (ki sadece laciverti böyle ucuzdu, siyahı pembesi falan fesfena pahalıydı) bugün bir baktım 3500 olmuş. oğlum 2 ayda 100 lira düşüp 10 günde ne yaşadın da 1500 lira arttı fiyatın?

vallahi yazık günah halimize.

saat pili 300 lira... orijinal isviçre pilmiş... ulan ayaküstü cuma cuma seksme bizi, geçen sene 40 liraya alıyorduk...

her şey ne kadar pahalı ya. bekâr hâlimle, gerçi para harcama konusunda biraz şeyim de olsun, her şey pahalı! çoook pahalı. sinirden kendimi şeyapacam şimdi.