her şeyin çok pahalı olması

pazarlarda kalanları toplama olayı marketlere sıçramış durumda. o kadar vahim artık. marketlerin önlerinde birkaç kasa var ve bunlara ezik olanları koyuyorlar ve insanlar bu kasalardan alıp ödemeye giderken "çıktıdan aldım" diyor. ilk başta anlamadım çıktı da ne ola ki diye düşünürken gördüm kasaları.

geçen gün de burada bir başlık açılmıştı. babam yaşında bir adam çalışmak zorunda ve ağlıyor. bu ülkenin insanlarını bu hale soktunuz ya siz de gün görmeyin.

pahalı değil sizin paranız az.
azalmaya da devam ediyor. bir şeylerin pahalı olması, pahalanması anlamına gelmiyor. sizin paranızın azaldığı anlamına geliyor.
develüasyon böyle birşey işte. cebinizden para çalınıyor acak elinizi attığınızda aynı para olduğunu zannediyorsunuz.

karabiber aldım. 30 gram. 6,75₺. şaka gibi ama değil.



allah hükümetin ve oy verenlerin belasını versin inşallah.

daha bir şey görmedik. umarım ülkeye bir sorun çıkarılmaz. rusya karadenize inecekmiş bence sorun her şeyin pahalı olmasını geçebilir. bir şeyler dönüyor dünyada bize karşı ama bakalım.

yaban mersinini yiyen ölmüyor herhalde. ondan 30 lira. şerefsizim bir avucumu doldurmaz... kapyaya bak. bir tanesini yemeyeyim de duvara asayım.

gerçekten inanılmaz bir tespit. tespiti yaparken çok zorlanmış olmalısınız.

tuvalet kağıdı dahil dediğim başlıktır. tuvalet kağıdı.

insanoğlunun doğasındaki açgözlülüğü bir kenara bırakacak olursak, bu konuyu barınma, yeme-içme, temizlik gibi temel ihtiyaçlar üzerinden değerlendirebiliriz.

5 veya 10 yıl öncesine göre, bir aylık asgari ücretle kirada oturulabilecek ortalama evin kalitesinin ne kadar düştüğünü, yapılabilecek alışverişin miktarının ne kadar azaldığını, seyahat özgürlüğünün maddi anlamda ne kadar kısıtlandığını görmek mümkün. millet kötü kokmasın diye kullanılması gereken deodorant fiyatlarındaki artışa bir bakın, akıl almaz! göreceksiniz; bu yaz, her geçen yazdan daha kötü kokacak metrobüsler, sebebi de bu.

tüm bu süre içerisinde, hükümetin yerli üretimi bitirmesi ve dışa bağımlılığımızı hızla arttırması yetmedi; dışa bağımlılığın birim maliyeti de hızla arttı. nedir o? dolar ve euro. neden oldu? çünkü ekonomi çok iyi değil, bombok durumda.

göstergeler belli, sonuçlar aşikar. bunlar hala nispeten iyi günlerimiz.

valla iş çıkışı markete girdim, birkaç parça bir şeyler aldım onlara tam 200 lira verdim lan. aldığım ürünler öyle aşırı matah bir şey değildi. vay amünyüm yakında marketin önünde geçeceğiz sadece, hiçbir şey almadan çıkacağız galiba. yapımda ve yayında emeği geçen herkesin abv.

benim için aslında iyi bile oldu beyaz yakalı sayılırım. şirkette farklı bir pozisyona terfi istiyorum 5 senedir. malum yerden torpilim olmadığımdan giremedim bir türlü 1 hafta önce yine olumsuz dönüş yaptılar. üzerine ülkedeki her şeyin fiyatının artması kira , temel gıda, araç gibi beni içinden çıkılmaz dehlizlere sürükledi.

sonuç olarak bu ülkeden gitmeye karar verdim. benim doğduğum ülkede bana haksızlık ve bu zamlar reva görülüyor maaşımdan hayvan gibi vergi kesiliyor ve sonucunu göremiyorsam ben giderim arkadaş. maksimum 1 yıl içerisinde tüm hazırlıklarımı tamamlayıp gitmeyi düşünüyorum yaşım biraz geç gitmek için ama sonraki yaşlarımı en azından kurtarmalıyım. inşallah gitme sürecimi de buradan sizlerle paylaşırım.

tütün, tütün mamulleri ve alkoldeki pahalılık canımı sıkıyor. artık yeter. şeltoks içip, orama burama kov sürüp intiyar edicem.

elalemin puro diye içmediği, 5'li pakedi yuropada 7,50 yuro olan, toplam 8 puroya 400 liram gitti.

boyu posu devrilesiceler.

dün akşam tavuk göğsü aldım. bildiğin tavuk olan. kilosu 50 lira. tavuk lan bu. yağsız kuru kısmı altı üstü.

çok değil, bir tık pahalı evet.
şimdi çok dersen, seni moskova'da bir avm ye götüreyim, meyve reyonuna bir göz at.
edit:asgari ücretli bazında düşünmedim, evet ona göre çok denebilir.

bir tek yaşamak çok ucuz.

bu başlık değerini yitirdi.

çok daha pahalı olması.

götümüze don alacak imkan bırakmadılar.

az önce bir ceketi çok beğenip fiyatından dolayı almaktan vazgeçtim. ciddi anlamda üzerime yakıştırmıştım. bu ülkede yapmak istediğim her şeyin hüsranla sonuçlanacağını biliyor ve artık bundan acı duymuyorum

insanlar mum almak için sıraya girmiş ki market adet sınırlaması koymuş. ısparta gibi günlerce gelmezse diye mum almak istediğimde fark ettim. allah'ın mumu bile 24.90 olmuş.

geçen seneye göre satın alınabilecek her şey, hizmet alınan her şey %100 arttı. bazı şeylerdeki zam %100'ü de geçti.

ve halen kimsenin bu durumdan dolayı fıttırmıyor oluşu beni daha da sinirlendiriyor.

x ürünü ya da x hizmeti şu an için alabiliyorum diye, ortada bir sorun yok gözüyle mi bakmam gerekir?

temel ihtiyaç gereksinimleri bile lüks oldu. bu ne rahatlık bu ne tepkisizlik, bu nasıl bir partizanlık, bu nasıl bir tapış?

malum kesimi çok merak ediyorum, ağızlarını açmaları için götlerindeki boklu donu da mı alması lazım bu hükümetin?

pringles 50 lira olmuş ben zamanında 20 lirayken pahalı diye almıyordum o silindir kutuyu