1.
bu ülkede çoğu insan için fikir değiştirmek ya da karşıdakini anlamaya çalışmak, hâlâ “kaybetmek”, “pes etmek” ya da “zayıflık göstermek” gibi algılanıyor. halbuki demokratik kültürün en temel noktası şudur: anlamak ≠ onaylamak. bir fikri anlamak, onu kabul etmek demek değildir; sadece karşındakini insan yerine koymaktır.
ama bizde tartışmalar fikirlerden çok kimliklere dayanıyor. bir düşüncenin doğruluğu ya da mantığı değil, onu kimin söylediği belirleyici hale geliyor.
“a partisi söylediyse kötüdür.”
“b grubundansa zaten yanlıştır.”
“o şehirden geliyorsa ciddiye alınmaz.”
böyle olunca iletişim, fikir alışverişi değil, etiket kapışması oluyor.
benim kendim de bunun içinde büyüdüğümü fark ettim. önce aidiyet aradım, sonra adalet ve eşitlik peşine düştüm, aklımı işler hale getirdim ve şimdi anlam arayışımın merkezi manevi düşünceler oldu. bu yolculuk, fikirlerin değişmesinin zayıflık değil, hayatın ve düşünmenin doğal bir parçası olduğunu öğretti bana.
oysa başka ülkelerde biri sana “bence bu yanlış.” dediğinde bu, “sen yanlış bir insansın.” anlamına gelmez. bizde ise fikir tartışması çok hızlı bir şekilde kişiliğe kayıyor. fikir ≠ kişilik ayrımını kuramadığımız sürece her konuşma cepheleşmeye dönüşüyor.
ve evet, aynı fikirde olmak zorunda değiliz.
ama aynı ülkede yaşamaya devam edeceğiz.
bunu hatırlamak bile tonu değiştirir aslında.
neyse…
abi gel bir kahve içelim. insan olalım yeter.
ama bizde tartışmalar fikirlerden çok kimliklere dayanıyor. bir düşüncenin doğruluğu ya da mantığı değil, onu kimin söylediği belirleyici hale geliyor.
“a partisi söylediyse kötüdür.”
“b grubundansa zaten yanlıştır.”
“o şehirden geliyorsa ciddiye alınmaz.”
böyle olunca iletişim, fikir alışverişi değil, etiket kapışması oluyor.
benim kendim de bunun içinde büyüdüğümü fark ettim. önce aidiyet aradım, sonra adalet ve eşitlik peşine düştüm, aklımı işler hale getirdim ve şimdi anlam arayışımın merkezi manevi düşünceler oldu. bu yolculuk, fikirlerin değişmesinin zayıflık değil, hayatın ve düşünmenin doğal bir parçası olduğunu öğretti bana.
oysa başka ülkelerde biri sana “bence bu yanlış.” dediğinde bu, “sen yanlış bir insansın.” anlamına gelmez. bizde ise fikir tartışması çok hızlı bir şekilde kişiliğe kayıyor. fikir ≠ kişilik ayrımını kuramadığımız sürece her konuşma cepheleşmeye dönüşüyor.
ve evet, aynı fikirde olmak zorunda değiliz.
ama aynı ülkede yaşamaya devam edeceğiz.
bunu hatırlamak bile tonu değiştirir aslında.
neyse…
abi gel bir kahve içelim. insan olalım yeter.
devamını gör...
2.
insanların karşısındakini dinlememesini geçtim, bir de körü kürüne kendi düşüncelerini empoze etmeye çalışıyorlar. bari bunu yapmayın. ayrıca herkesi genellemeyi çok seviyorlar ki bunlar yakın çevremde sıkça oluyor.
devamını gör...
3.
bu ülke de demin güttüğü solcu olupta haklı olanın görmedim.
devamını gör...
4.
kardeşim ben haklı olmak istemiyorum, ben mutlu olmak istiyorum.
devamını gör...