1.
amerikalı besteci ve filozof john cage’e ait bir tanımlamadır.
hiçliğin olasılığı. john cage hint felsefesi ve sen budizmi üzerine çalışmalar yapmıştır ve arada bir kesinlikle hiçbir şeye sahip olmamanın mümkün olduğunu düşünür, hiçlik olasılığı budur.
susan sontag’ın müthiş denemelerinden oluşan radikal irade üslupları isimli kitabının üçüncü bölümünün başlangıcında yazan bir sözdür bu ve okuduğumda zihnimde bazı çağrışımlar oluşturdu.
bir an için bunun olabileceğini düşündüm. bu olasılığın gerçek olma ihtimalini. hiçbir şeye sahip olmamanın insana hissettirebileceği o özgürlük duygusunu.
sahip olduğumuz şeylerin zamanla bize sahip olmasından bahsetmiyorum. o kadar chuck palahniuk değil düşüncelerim. gerçekten bir boşluk duygusu içinde özgürlüğün tadını çıkarabilmek.
sahip olmadıklarımızı kafaya takmadan, sanki dünya üzerinde sahip olunabilecek hiçbir şey yokmuş gibi, aidiyet ve sahiplik kavramları hiç isimlendirilmemiş gibi yaşamaya başarmak.
eğer hiçbir şeye sahip olmamayı başarabilsem nelere sahip olabileceğimi düşünmek bile huzur veriyor aslında bana. ağırlık atıp yükselen bir uçan balon gibi yükseldikçe her şeyin üzerinde olma hissini doruklarına kadar yaşamak. kaydedecek bir şeyinin olmaması değil mesele. kaybetme eyleminden bütünüyle bihaber olma hali.
hiçlik olasılığına inanıyorum ben. hiçbir şeye inanmadığım kadar.
hiçliğin olasılığı. john cage hint felsefesi ve sen budizmi üzerine çalışmalar yapmıştır ve arada bir kesinlikle hiçbir şeye sahip olmamanın mümkün olduğunu düşünür, hiçlik olasılığı budur.
susan sontag’ın müthiş denemelerinden oluşan radikal irade üslupları isimli kitabının üçüncü bölümünün başlangıcında yazan bir sözdür bu ve okuduğumda zihnimde bazı çağrışımlar oluşturdu.
bir an için bunun olabileceğini düşündüm. bu olasılığın gerçek olma ihtimalini. hiçbir şeye sahip olmamanın insana hissettirebileceği o özgürlük duygusunu.
sahip olduğumuz şeylerin zamanla bize sahip olmasından bahsetmiyorum. o kadar chuck palahniuk değil düşüncelerim. gerçekten bir boşluk duygusu içinde özgürlüğün tadını çıkarabilmek.
sahip olmadıklarımızı kafaya takmadan, sanki dünya üzerinde sahip olunabilecek hiçbir şey yokmuş gibi, aidiyet ve sahiplik kavramları hiç isimlendirilmemiş gibi yaşamaya başarmak.
eğer hiçbir şeye sahip olmamayı başarabilsem nelere sahip olabileceğimi düşünmek bile huzur veriyor aslında bana. ağırlık atıp yükselen bir uçan balon gibi yükseldikçe her şeyin üzerinde olma hissini doruklarına kadar yaşamak. kaydedecek bir şeyinin olmaması değil mesele. kaybetme eyleminden bütünüyle bihaber olma hali.
hiçlik olasılığına inanıyorum ben. hiçbir şeye inanmadığım kadar.
devamını gör...