hırsız ve sapık sevgisi

eskiden insanlara, insanlığa konduramadığım ama yüzleştikçe kabullendiğim durum. hırsızları ve sapıkları seven insanlar var ve sayıları hiç de az değil. son günlerde karşıma çıkan 2 örnekle izah edeceğim sadece.

birincisi markette bir kadının etek altı görüntüsünü çeken ve komiser olduğu iddia edilen şahıs. mutlaka twitter'da görenlerimiz olmuştur. link vermeyeceğim zira büyük haber sayfalarının çoğu paylaştı. rahatlıkla arayıp bulabilirsiniz. altındaki tweetleri okumanızı tavsiye ederim.
nasıl kameralara yakalanır aklım almıyor
markette kamera olduğunu bile bile yapılır mı orda?
hasta bu, kendine hakim olamıyor

o kadar üzülen bir kitle var ki adam yakalandığı için. benim en sevdiğim duyar hasta duyarı ama. favorim bu oluyor genelde. hastaysa bana ne oğlum? benim problemim mi? onun problemi. hasta olduğu için yaptığı şey masumlaşıyor mu?

diğer konudaki örneğim ise müge anlı ile tatlı sert programında işlenen birkaç gün gündemden düşmeyen adını bir dizideki kurgusal karakterin adıyla değiştiren arkadaş.
allah yolunu açık etsin
pırlantı gibi çocuk
büyük projelerde görürüz inşallah
ve benzeri ne dualar, ne güzel tememinler görmeniz gerek. arada aklı başında vatandaşın biri hırsız bu yazmış adamı anasından doğduğuna pişman etmişler. hırsızlık yapmamış, parayı bankaya yatırsın diye vermişler diye savunmalar okudum. muhteşemdi.

benim inandığım şey şudur: insan yakınlık kurabildiği insanlara karşı empati kurabilir ve sempati besler. bakın acımaktan, merhametten falan bahsetmiyorum bunlar başka duygular. sapığa ve hırsıza karşı böyle duygular besleyenler ekseriyetle içten içe onların yaptıklarını yapmak isteyen, eline fırsat geçtiğinde yapacak insanlar oluyor. hiç sekmedi, sekmez.

iyilere hep enayi damgası vurur bu kötü seviciler. katillere de aynısını yaparlar. yiaa adam öldürmüş ama bir sor niye öldürmüş, karısı aldatmış çünkü. yazık adama da. ağızlarına vur bir tane.

(bkz: stockholm sendromu)

fazla iyi niyet yahut empatinin zararları. yanlış kişiye beslenen iyi niyet, yanlış kişiyle kurulan empati. hoş geldin şeytanın avukatı.

stockholm sendromudur.

buna psikolojide bi' şey deniyordu, hatırlamıyorum şimdi. özellikle kadınların böyle manyak sapık seri katillere filan bi düşkünlüğü olduğunu fark edince psikologlar oturmuş incelemiş bu durumu. dünyanın en çirkin insanlarından biri olan charles manson'ın müritleri ve hayranları vardı. ted bundy'nin affedilmesi için mektuplar dilekçeler yazan hayranları olmuş zamanında. üstelik bunlar da ekseriyetle adamın kurbanları gibi kadınmış.

çok ufak yaşlarımda (12-13) benim de öteki'ni anlamaya yönelik bir arzum vardı. sempatim de vardı her türlü öteki'ye. ama insanın aklı başına geldikçe bunun azalması ve kalmaması gerektiğine inanıyorum. müge anlı'da yeni bi sapık var, çözüldü mü o olay bilmiyorum da az evvel 28 aralık 2022 programının kaydını izledim. adam etrafında ne kadar kadın varsa tebelleş olmuş. kimisine saldırmış. bir tanesinin evliliği bitmiş kadının kocası demiş adam sana durduk yere niye böyle mesajlar atsın, numaranı nereden bulsun. fatih akın'ın golden gloves filminde vardı böyle bizim sinan gibi bi tip. o tebelleş olduğu kadınları öldürdüğü için her defasında korkunç bir seri katil olarak tarihe geçmiş. neyse yani, evet akıl sağlığı çok yerinde gibi değil? evet sosyal ilişkilerde başarısız? ne yapayım yani gelip gırtlağımı mı kessin? yaptığı her şeyi meşru mu kılacak bunlar? sorunu olan tedavi olsun.

ortadoğu sami(semitik) kültüründe iyiler ezilir, kötüler baştacı edilir. bu leş durum, ilk çağ'dan beri böyledir. semavi dinlerde yahudi'nin yehova'sı ile arabın allah'ı bu durumu onaylar maalesef :(
bir de allah'a şirk koşmayıp yaptığın pisliğin üzerine üzerine tövbe ettin mi ohhhh, missss...