1.
(bkz: hür dava partisi)
devamını gör...
2.
ışid şubesi.
devamını gör...
3.
örgütlü faşizmin küçük, lokal oluşumu olan garabettir.
halk arasında, hür davarlar partisi de denir.
bunların batıdaki oluşumu köpekçi partidir.
halk arasında, hür davarlar partisi de denir.
bunların batıdaki oluşumu köpekçi partidir.
devamını gör...
4.
hdp ile karşılaştırınca sevgi pıtırcığı olarak anabiliriz.
devamını gör...
5.
#2464593 no'lu tanım ile ilgili sevgili yazar ilerleyen günlerde tekbirlerle kafa kesme ihtimalleri yüksek diye tanım girmiş. türkçü, turancı gençler hâlâ daha bu topraklar da var sevgili yazar. rahat olunuz.
tanım: tükürsek boğarız. yatakta basıp, şafakta asarız.
kapanması ve tüm üyeleri ile birlikte ortadan kaldırılması gereken partimsi saçma sapan bir grup çakal.
tanım: tükürsek boğarız. yatakta basıp, şafakta asarız.
kapanması ve tüm üyeleri ile birlikte ortadan kaldırılması gereken partimsi saçma sapan bir grup çakal.
devamını gör...
6.
cumhur ittifakına katılan, derhal kapatılması gereken islamcı bir terör örgütü. açılımı (bkz: hür dava partisi) dir. mevcut genel başkanı zekeriya yapıcıoğludur. kürt-islam sentezini savunan yobaz, gerici, mezhepçi bir partidir. bu parti aynı zamanda bağımsız kürdistan'ı savunur, kürt-islam sentezcisidirler..
resmi internet sitesi: hudapar.org/
hüda-par'ın logosu
resmi internet sitesi: hudapar.org/
hüda-par'ın logosu
devamını gör...
7.
mealen; allah'ın partisi. malum, hüda/huda/ihvade "allah" demek. birileri hüda adına siyasi parti açmış... ama partiden önce de ideolojik bir geçmişe sahip. hizbullah... bunun anlamı da allah'ın partisi.
ne ise ya. içim şişti.
atatürk ve cumhuriyet düşmanı bir oluşum. düşmanlık boyutu fikirsel değil kanlı aksiyon niteliği taşır.
korkunç emelleri olan tehlikeli bir oluşum.
ne ise ya. içim şişti.
atatürk ve cumhuriyet düşmanı bir oluşum. düşmanlık boyutu fikirsel değil kanlı aksiyon niteliği taşır.
korkunç emelleri olan tehlikeli bir oluşum.
devamını gör...
8.
yine utangaç hizbullahçılar tarafından aklanmaya çalışan oluşum. bu kadar utangaçlığa lüzum yok bence açık ve net olmakta fayda var. mesela benim birazdan olacağım gibi.
bu memlekette yıllarca hdp pkk'ya terör örgütü desin baskısı yapılmadı mı? arasına mesafe koysun denmedi mi? pkk terör örgütü değil mi? hizbullah terör örgütü değil mi?
hüdapar ne pkk'yı ne hizbullah'ı terör örgütü olarak tanımlamıyor. kendi genel başkanlarının ifadelerine bakabilirsiniz. parti programı dedikleri garabet günlerdir konuşuluyor zaten onunla alakalı bir yorum yapmayacağım.
türkiye cumhuriyeti'nin yönetim sistemiyle bir sorunu yok diye güzel bir yalan sıkılmış. eyalet sistemi ve fedarasyon talep etmeleri bir yana anayasadaki değişmez maddelerin değişmesi talebini parti programı yapan bir oluşum için cumhuriyetle bir sorunları yok yhaaa demek ancak pembiş yanaklı utangaç ayrılıkçılardan çıkabilecek bir fikir. efendim çünkü bunlar eğitilmezdirler. okumazlar, okuduklarını da anlamazlar.
silahlı mücadelenin bir işe yaramadığını anlamak: ali gaffar okkan diyarbakır il emniyet müdürüyken bunların elebaşını istanbul'daki villasından paketlettirip bir çok il dışı operasyonla demir yumruğu yiyince korkup dağılmak. * teröristler nasıl bülbül gibi şakıdıysa tüm hücre evlerine baskın yapıldı, cesetler çıkarıldı.*
pembiş yanaklı utangaç bir ayrılıkçının da dediği gibi: bahse konu olan siyasi parti veya herhangi bir siyasi parti ile hiçbir bağı olmayan sade bir vatandaşım.
bu memlekette yıllarca hdp pkk'ya terör örgütü desin baskısı yapılmadı mı? arasına mesafe koysun denmedi mi? pkk terör örgütü değil mi? hizbullah terör örgütü değil mi?
hüdapar ne pkk'yı ne hizbullah'ı terör örgütü olarak tanımlamıyor. kendi genel başkanlarının ifadelerine bakabilirsiniz. parti programı dedikleri garabet günlerdir konuşuluyor zaten onunla alakalı bir yorum yapmayacağım.
türkiye cumhuriyeti'nin yönetim sistemiyle bir sorunu yok diye güzel bir yalan sıkılmış. eyalet sistemi ve fedarasyon talep etmeleri bir yana anayasadaki değişmez maddelerin değişmesi talebini parti programı yapan bir oluşum için cumhuriyetle bir sorunları yok yhaaa demek ancak pembiş yanaklı utangaç ayrılıkçılardan çıkabilecek bir fikir. efendim çünkü bunlar eğitilmezdirler. okumazlar, okuduklarını da anlamazlar.
silahlı mücadelenin bir işe yaramadığını anlamak: ali gaffar okkan diyarbakır il emniyet müdürüyken bunların elebaşını istanbul'daki villasından paketlettirip bir çok il dışı operasyonla demir yumruğu yiyince korkup dağılmak. * teröristler nasıl bülbül gibi şakıdıysa tüm hücre evlerine baskın yapıldı, cesetler çıkarıldı.*
pembiş yanaklı utangaç bir ayrılıkçının da dediği gibi: bahse konu olan siyasi parti veya herhangi bir siyasi parti ile hiçbir bağı olmayan sade bir vatandaşım.
devamını gör...
9.
zamanında iran islam devriminden etkilenen ve aynı mantıkla türkiye'de islami esaslara dayalı şeriat hükümlerinin uygulandığı bir devrim gerçekleştirme fikri ile ortaya çıkan ancak türkiye'nin iç dinamikleri yüzünden isteklerini gerçekleştirememiş olan silahlı terör örgütü hizbullah'ın zaman içerisinde "ılımlı" bir hale gelerek kendisini türkiye siyasetine adapte etmesi sonucu ortaya çıkan siyasi oluşum.
hüda-par her ne kadar "biz hizbullah değiliz" desede var olan gerçekleri ve en önemlisi geçmişlerini değiştiremeyecekleri bir gerçektir. bu partinin tarihsel geçmişini kimsenin unutmaması gerekir kanaatindeyim. ufak bir hafıza tazeleme yapalım isterseniz, daha sonra kendiniz karar verin;
1 1979-1991 dönemi: hizbullah cemaati tarafından bu dönem genelde tebliğ ve davet dönemi olarak biliniyor. 1979 yılında hüseyin velioğlu tarafından batman'da kurulmuştur. hüseyin velioğlu'nun geçmişine baktığımızda karşımıza öğrencilik yıllarında milli türk talebe birliği* üyesi olduğu daha sonraları ise milli selamet partisi içerisinde yer aldığı bilenen gerçekler. velioğlu milli görüş cizgisinden ayrıldıktan sonra iran islam devrimi'nden etkilenerek mele emine kinik, ismail altsoy gibi kişilerle birlikte hizbullah cemaatini kurmuştur. 1991 yılana kadar güneydoğu'da etkin faaliyet göstermiş, neredeyse tüm il ve ilçelere kadar yayılmış hatta diyarbakır'da neredeyse tüm camileri kontrol altına almıştır.
2 1991-2000 dönemi: bu dönem hizbullah oluşumu için artık söylem faaliyetinden eylem faaliyetine geçme dönemidir. lakin bu dönem ne kadar çok bagasi* imzalı kendi dilinde hizbullah kitabında yazdığı gibi disiplinli bir mücadele dönemine girildiğini yazsada örgüt kendi içerisinde de ciddi çekişmelere sahne olmuştur hatta infazlar bile yaşanmıştır. bagasi'nin kendi ifadesinde bölgeki çatışmalar alevlenmeden önce pkk ile antlaşmaya çalıştıkları ancak pkk'nın bunu kabul etmediğini bölgeden hizbullah'ın çekilmesi gerektiğini vurgulaması üzerine hizbullah ana davası kitabında çatışmaya mecbur bırakıldıklarını dile getirmiştir. iki silahlı örgüt arasında başlayan bu güç mücadelesi 17 mayıs 1991 tarihinde hizbullah üyesi şerif karaaslan'nın anne ve babasının (sabri ve hayriye karaaslan) pkk tarafından şırnak'ın idil ilçesinde öldürülmesi ile zirveye çıkar. yine bu süreç içerisinde menzil üyeleri ile de ciddi ayrılıklar yaşamışlardır, fidan güngör'ün önderliğinde ki menzil grubu hizbullah tarafından "nifak" grubu olarak nitelendirilmiştir. bu durumun sebeplerinden birkaç tanesi menzil grubunun hizbullah'ın üyelerini sindirmeye çalışması ve pkk ile antlaşmaya çalışıp hizbullah'a karşı cephe alması sıralanabilir. daha sonra tasviye edilen menzil grubunun lideri fidan güngör 11 eylül 1994 yılında kaçırılmış bir daha kendisinden haber alınamamıştır. ilerleyen sürede pkk ile hizbullah arasındaki çatışmalar zamanla artmış özellikle 1991-1995 yılları arasında resmi olmayan rakamlara göre 17.000 insanın ölümüne sebep olmuştur. 1996 yıllarına gelindiğinde ise yavaş yavaş kendi içerisine sinmeye başlayan hizbullah bir süre gözlerden uzak kalmış ancak 1998 yılında yeniden ortaya çıkarak ilk önce konca kuriş'i daha sonra 29 aralık 1999 da zehra vakfı başkanı izzettin yıldırım'ı öldürmüştür. örgütün yapmış olduğu bu ani silahlı eylem o dönemin bülent ecevit hükümetinin refleks göstermesine sebep olmuş ve 17 ocak 2000 tarihinde polisin istanbul beykoz'da düzenlediği operasyonla örgüt lideri hüseyin velioğlu öldürülmüş örgütün birçok dökümanı ele geçirilmiştir. bu dönem içerisinde hizbullah terör örgütünün yapmış olduğu faili meçhul cinayetleri araştıran ve örgüte karşı ciddi faaliyetler yürüten diyarbakır emniyet müdürü gaffar okkan ise beş koruması ile birlikte 24 ocak 2001'de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. gaffar okkan cinayetinden sonra hizbullah ciddi ölçüde zayıflamaya başlamış örgüt yöneticileri ve militanlarının birçoğu tutuklanmış ve ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmişlerdir (resmi rakamlara göre 10941 hizbullah militanı tutuklanmış birçoğu mahkum edilmiştir). hizbullah'ı bu yok oluş evresinden kurtarmaya gelen ise elbette akp hükümeti olur...
3 2000 sonrası ve hizbullah'ın siyasallaşması: örgütün siyasallaşma faaliyeti 2011 yılına dayanıyor yani "tutukluluk sürelerinin 10 yıldan fazla olmayacağına dair" yapılan yasa değişikliğine*. bu yasa değişikliği ile hizbullah'ın yönetim kadrosundan olan edip gümüş, cemal tutar, hacı inan gibi isimlerin aralarında bulunduğu 34 kişi "cezaları kesinleşmediği gerekçesi" ile salıverilmiştir. edip gümüş ise salındıktan birkaç gün sonra iran'a kaçmıştır. 2018 yılında ise anayasa mahkemesi "devlet güvenlik mahkemelerinde askeri hakim bulunması" yeniden yargılanma sebebidir gerekçesi ile geri kalan birçok hizbullah militanının cezaevinden çıkmasına ön ayak olmuştur. hizbullah'ın devlet tarafından deşifre edilmesi örgütün yeniden yapılanmasına yol açmış, topluma kendisini kabul ettirmek için "legal" bir yapıya bürünmeye çalışmıştır. bunun neticesinde özellikle akp hükümetinin desteği ile birçok vakıf ve dernek kurmuştur (450 civarı), bunlardan bazıları ihya-der, hür-der, umut-der, umut-der gıda bankası, mustazaflarla dayanışma derneği, bunlarla da kalmamış aynı şekilde kendilerine özel haber portalları ve websiteleri de kurmuşlardır, doğruhaber gazetesi, inzar dergisi, rehber tv, huseynisevda.biz, susaningulleri.biz ve hurseda.net v.b.
hizbullah bu şekilde davranak toplum nezdinde kendisinin değiştiğini kanıtlamaya çalışmış ancak nihai faaliyetlerini arka plandan yürütmeye devam etmiştir. her ne kadar çok akp hükümetinin çıkardığı yasalarla yeniden faaliyete geçmiş olsalarda toplum nezdinde kendini çok fazla aklayamamış dernekleri ve vakıfları zaman zaman baskınlara uğramıştır. bunlar arasında en bilineni ise mustazaf-der'dir, diyarbakır 2. asliye hukuk mahkemesi 2010 yılında dernek hakkında kapatma kararı vermiş, karar 2012 yılında yargıtay tarafından onanıp kapatılmasına hükmedilmiştir.
örgüt ne kadar çok akp ile yanyana durmayı tercih etmesede* devlet tarafından baskı altında olmayı kabul etmeyip radikal bir değişime giderek bugünkü bildiğimiz hüda par'ın doğmasını sağlamıştır. hüda par'ın kurucu üyesi olan diyarbakır kurucu il başkanı vedat turgut partiyi neden kurduklarını şöyle açıklamıştır;
hüda par kurulmadan önce biz derneklerle çalışmalarımızı yapıyorduk kaldı ki şuan bu dernekler var. türkiye’de 450’ye yakın derneğimiz var. bu derneklerden bir kaçı mustazaflar derneği, ihya-der, umut-der, ihvan-der olarak il il farklı isimler kullandık. böyle yapmamızın sebebi maalesef üvey evlat muamelesi gördüğümüzden dolayı akp döneminde bile 100’e yakın yönetici düzeyindeki kardeşimiz “kutlu doğum etkinliği”, filistin’e destek etkinliği, başörtüsüne özgürlük mitingi, kermesler düzenlediğinden dolayı haklarında dava açıldı ve 100’den fazla kişi mahkum oldu. bunun bir kısmı cezaevinde yattı ve cezasını bitirdi. bir kısmı halen cezaevinde yatıyor. bir kısmı da yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. dolayısıyla biz baktık ki keyfi muameleler ile dernekler kapatılabiliyor. o yüzden farklı farklı isimlerle şu an türkiye’de 450 kadar derneğimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. mustazaf-der’in kapatılmasından sonra 2011’de deminde zikretmiş olduğum gerekçelerle kapatıldı. o kapatılmadan sonra biz mustazaflar hareketini kurduk ve mustazaflar hareketinin kısa bir oluşumundan sonra istişareler yaptık. bu istişareler neticesinde artık bu çalışmaya dernek gömleğinin dar geldiğini halk bize yansıttı ve stk’lar, kanaat önderleri, bilirkişiler dernek çalışmasının bu camiaya, bu harekete dar geldiğini onun için bir parti olarak sahaya çıktık
partinin bir diğer kurucu üyesi olan ve 2001 yılında hizbullah davasından 10 yıl hüküm giyen şeyhmus tanrıkulu hüda par'ın kurulması ile ilgili olan kararları konusunda şunları demiştir;
ceza evi süreci bizim parti kurmamızda binde bir oranında dahi etki etmedi. öyle bir şey düşünmedik. yani parti biraz daha farklı bir alan olduğu için bugüne kadar o alanda mücadele etmedik. fakat daha önce milli görüş teşkilatında yer alan merhabalaştığımız, görüştüğümüz arkadaşlarımız vardı. şimdi bizim islami düşüncemiz biraz daha farklıydı onların biraz daha farklıydı. onlar parti ile islam’ı getireceklerini iddia ediyorlardı. şeriatı, islam hukukunu hakim kılacaklarını iddia ediyorlardı. biz o günde buna karşı geldik. yani dedik ki partiden islam’ı hakim kılamazsınız hiç kimse kılamaz biz halende aynı görüşteyiz. fis (islami selamet cephesi) örneğini verdik cezayir’de %80’in üzerinde oy almış olan bir parti maalesef askeri darbe ile devrildi hakları ellerinden alındı. yine mısır’da 3-4 yıl önce bir askeri cunta halkın meşru olarak seçmiş olduğu bir cumhurbaşkanını devirdiler. tek başına yeterli değil ama nedir. müslümanların önünde bazı engellerin kaldırılması, inancın önündeki engellerin kaldırılması, belki müslümanların sesi soluğu olacak şekilde partinin faydaları vardır. aynı zamanda bölgemizde ve ortadoğu’da gelişen olaylar, siyasi olaylar özelikle devletin pkk ile görüşmesi hdp ile görüşmesi bölgeyi hdp’ye tamamen bırakıp hdp’yi kürtlerin tek temsilcisi olarak görmeye başlaması bizi ciddi ciddi parti kurmaya sevk etti. çünkü sizde takdir edersiniz ki bugün legal alanda uluslararası alanda muhatap alınabilmemiz için bir siyasi parti olması gerekir... parti kurmamızla beraber muhatabında artık değişebileceğini veya artabileceği bizim ile beraber konuşulmaya başlandı. daha doğrusu siyasi arenaya biz onu getirdik. çünkü sadece pkk’nin hdp’nin tek başına kürtlerin temsilcisi olarak muhatap kabul edilmesi kabul edilemez. biz bunu dile getirdik. halen dile getiriyoruz. bizim dile getirmemizle beraber özellikle diğer kürtler içerisindeki siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları bunu sık sık dile getirmeye başladılar. kürt sorunu ayrıdır pkk sorunu ayrıdır. birbirine karıştırılmaması lazım kürtlerin meşru haklarının verilmesi pkk’nin silah bırakma şartına bağlanamaz veya pazarlık konusu da yapılamaz. pkk silah bıraksın bırakmasın o ayrı bir konudur. kürtlerin meşru hakları verilmesi lazımdır...yani bu noktada biz çalışmalar yaptık. parti kurmamızın bir sebebi de buydu.
eski hizbullah'cı yeni hüda par'cı kuruculardan da anlaşıldığı üzere hizbullah yine olduğu yerde duruyor, kürtlerin kendi himayelerinde olmalarını istiyorlar, islami rejim söylemlerinden vazgeçmiş değiller, üzerlerindeki toplum baskısından kendilerini kurtarmak istiyorlar farklı bir isimle toplumun kendilerini kabul etmesini bekliyorlar**.
nitekim bu örgütü ve yapısal faaliyetlerini anlamak için hizbullah'ın manifestosuna bakmanın yeterli olacağı kanısındayım, buna göre 5. madde şunu der;
"hizbullah cemaati; içinde bulunduğu ortam ve şartları gözeterek,
faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu ve çağın gerektirdiği her türlü meşru vasıtayı kullanır.
islami hedeflere ancak meşru vasıtalarla ulaşılması gerektiğine inanır. gayri islami yol
ve vasıtalara tevessül etmez. hedef, yol ve yöntemlerinde nebevi çizgiyi esas alır."
bu maddenin içerisindeki "ihtiyaç duyduğu ve çağın gerektirdiği her türlü meşru vasıtayı kullanır" ifadesi aslında durumu özetler nitelikte. ancak aynı maddeyi dikkatli incelediğimiz de alt kısımda yer alan "gayri islami yol ve vasıtalara tevessül etmez" ifadesi hizbullah'ın şeriat kanunu olmayan yönetim şekilleri ile hiçbir işinin de olmayacağını söyler. yani bu ne demek? hüda par sadece bir kamuflaj demek, daha doğrusu kılıf uydurmak! maddeleri biraz daha incelediğinizde ise karşınıza 9. madde çıkar, oda;
"hizbullah cemaati; islam’ın hakim olmadığı ve kur’an’ı meşruiyetin kaynağı olarak kabul etmeyen tüm
rejim ve yönetimleri gayri islami olarak kabul eder. gayri islami yönetimlerde görev alan
bireyleri ise özel konum ve amellerine göre değerlendirir."
kişisel değerlendirmeme geçecek olursam, hüda par sadece köprüyü geçene kadar legal bir yapıymış gibi görünmeye devam edecek, yönetimi ele geçirdiklerinde ise rejimi değiştirmekten, türkiye'yi iran benzeri bir molla rejimi kafası ile yönetmekten, atatürk devrim ve inkilaplarını yok etmekten çekinmeyeceklerdir, bu insanların yapı taşını değiştiremezsiniz. hüda par zararsız bir partidir demek abesle iştigaldir. sadece temel değerlerimizin değil, cumhuriyetin, geleceğimizin ve elimizde kalan birkaç insan hakkının da yegane düşmanıdırlar... bu benim kişisel görüşümdür kimseyi bağlamaz yada sizin düşüncelerinizi değiştirme gayretine girmem, ancak lütfen iyi düşünün seçimlerde kimleri desteleyeceğinizi. şunu unutmayın "her toplum hak ettiği biçimde yönetilir"...
hüda-par her ne kadar "biz hizbullah değiliz" desede var olan gerçekleri ve en önemlisi geçmişlerini değiştiremeyecekleri bir gerçektir. bu partinin tarihsel geçmişini kimsenin unutmaması gerekir kanaatindeyim. ufak bir hafıza tazeleme yapalım isterseniz, daha sonra kendiniz karar verin;
1 1979-1991 dönemi: hizbullah cemaati tarafından bu dönem genelde tebliğ ve davet dönemi olarak biliniyor. 1979 yılında hüseyin velioğlu tarafından batman'da kurulmuştur. hüseyin velioğlu'nun geçmişine baktığımızda karşımıza öğrencilik yıllarında milli türk talebe birliği* üyesi olduğu daha sonraları ise milli selamet partisi içerisinde yer aldığı bilenen gerçekler. velioğlu milli görüş cizgisinden ayrıldıktan sonra iran islam devrimi'nden etkilenerek mele emine kinik, ismail altsoy gibi kişilerle birlikte hizbullah cemaatini kurmuştur. 1991 yılana kadar güneydoğu'da etkin faaliyet göstermiş, neredeyse tüm il ve ilçelere kadar yayılmış hatta diyarbakır'da neredeyse tüm camileri kontrol altına almıştır.
2 1991-2000 dönemi: bu dönem hizbullah oluşumu için artık söylem faaliyetinden eylem faaliyetine geçme dönemidir. lakin bu dönem ne kadar çok bagasi* imzalı kendi dilinde hizbullah kitabında yazdığı gibi disiplinli bir mücadele dönemine girildiğini yazsada örgüt kendi içerisinde de ciddi çekişmelere sahne olmuştur hatta infazlar bile yaşanmıştır. bagasi'nin kendi ifadesinde bölgeki çatışmalar alevlenmeden önce pkk ile antlaşmaya çalıştıkları ancak pkk'nın bunu kabul etmediğini bölgeden hizbullah'ın çekilmesi gerektiğini vurgulaması üzerine hizbullah ana davası kitabında çatışmaya mecbur bırakıldıklarını dile getirmiştir. iki silahlı örgüt arasında başlayan bu güç mücadelesi 17 mayıs 1991 tarihinde hizbullah üyesi şerif karaaslan'nın anne ve babasının (sabri ve hayriye karaaslan) pkk tarafından şırnak'ın idil ilçesinde öldürülmesi ile zirveye çıkar. yine bu süreç içerisinde menzil üyeleri ile de ciddi ayrılıklar yaşamışlardır, fidan güngör'ün önderliğinde ki menzil grubu hizbullah tarafından "nifak" grubu olarak nitelendirilmiştir. bu durumun sebeplerinden birkaç tanesi menzil grubunun hizbullah'ın üyelerini sindirmeye çalışması ve pkk ile antlaşmaya çalışıp hizbullah'a karşı cephe alması sıralanabilir. daha sonra tasviye edilen menzil grubunun lideri fidan güngör 11 eylül 1994 yılında kaçırılmış bir daha kendisinden haber alınamamıştır. ilerleyen sürede pkk ile hizbullah arasındaki çatışmalar zamanla artmış özellikle 1991-1995 yılları arasında resmi olmayan rakamlara göre 17.000 insanın ölümüne sebep olmuştur. 1996 yıllarına gelindiğinde ise yavaş yavaş kendi içerisine sinmeye başlayan hizbullah bir süre gözlerden uzak kalmış ancak 1998 yılında yeniden ortaya çıkarak ilk önce konca kuriş'i daha sonra 29 aralık 1999 da zehra vakfı başkanı izzettin yıldırım'ı öldürmüştür. örgütün yapmış olduğu bu ani silahlı eylem o dönemin bülent ecevit hükümetinin refleks göstermesine sebep olmuş ve 17 ocak 2000 tarihinde polisin istanbul beykoz'da düzenlediği operasyonla örgüt lideri hüseyin velioğlu öldürülmüş örgütün birçok dökümanı ele geçirilmiştir. bu dönem içerisinde hizbullah terör örgütünün yapmış olduğu faili meçhul cinayetleri araştıran ve örgüte karşı ciddi faaliyetler yürüten diyarbakır emniyet müdürü gaffar okkan ise beş koruması ile birlikte 24 ocak 2001'de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. gaffar okkan cinayetinden sonra hizbullah ciddi ölçüde zayıflamaya başlamış örgüt yöneticileri ve militanlarının birçoğu tutuklanmış ve ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmişlerdir (resmi rakamlara göre 10941 hizbullah militanı tutuklanmış birçoğu mahkum edilmiştir). hizbullah'ı bu yok oluş evresinden kurtarmaya gelen ise elbette akp hükümeti olur...
3 2000 sonrası ve hizbullah'ın siyasallaşması: örgütün siyasallaşma faaliyeti 2011 yılına dayanıyor yani "tutukluluk sürelerinin 10 yıldan fazla olmayacağına dair" yapılan yasa değişikliğine*. bu yasa değişikliği ile hizbullah'ın yönetim kadrosundan olan edip gümüş, cemal tutar, hacı inan gibi isimlerin aralarında bulunduğu 34 kişi "cezaları kesinleşmediği gerekçesi" ile salıverilmiştir. edip gümüş ise salındıktan birkaç gün sonra iran'a kaçmıştır. 2018 yılında ise anayasa mahkemesi "devlet güvenlik mahkemelerinde askeri hakim bulunması" yeniden yargılanma sebebidir gerekçesi ile geri kalan birçok hizbullah militanının cezaevinden çıkmasına ön ayak olmuştur. hizbullah'ın devlet tarafından deşifre edilmesi örgütün yeniden yapılanmasına yol açmış, topluma kendisini kabul ettirmek için "legal" bir yapıya bürünmeye çalışmıştır. bunun neticesinde özellikle akp hükümetinin desteği ile birçok vakıf ve dernek kurmuştur (450 civarı), bunlardan bazıları ihya-der, hür-der, umut-der, umut-der gıda bankası, mustazaflarla dayanışma derneği, bunlarla da kalmamış aynı şekilde kendilerine özel haber portalları ve websiteleri de kurmuşlardır, doğruhaber gazetesi, inzar dergisi, rehber tv, huseynisevda.biz, susaningulleri.biz ve hurseda.net v.b.
hizbullah bu şekilde davranak toplum nezdinde kendisinin değiştiğini kanıtlamaya çalışmış ancak nihai faaliyetlerini arka plandan yürütmeye devam etmiştir. her ne kadar çok akp hükümetinin çıkardığı yasalarla yeniden faaliyete geçmiş olsalarda toplum nezdinde kendini çok fazla aklayamamış dernekleri ve vakıfları zaman zaman baskınlara uğramıştır. bunlar arasında en bilineni ise mustazaf-der'dir, diyarbakır 2. asliye hukuk mahkemesi 2010 yılında dernek hakkında kapatma kararı vermiş, karar 2012 yılında yargıtay tarafından onanıp kapatılmasına hükmedilmiştir.
örgüt ne kadar çok akp ile yanyana durmayı tercih etmesede* devlet tarafından baskı altında olmayı kabul etmeyip radikal bir değişime giderek bugünkü bildiğimiz hüda par'ın doğmasını sağlamıştır. hüda par'ın kurucu üyesi olan diyarbakır kurucu il başkanı vedat turgut partiyi neden kurduklarını şöyle açıklamıştır;
hüda par kurulmadan önce biz derneklerle çalışmalarımızı yapıyorduk kaldı ki şuan bu dernekler var. türkiye’de 450’ye yakın derneğimiz var. bu derneklerden bir kaçı mustazaflar derneği, ihya-der, umut-der, ihvan-der olarak il il farklı isimler kullandık. böyle yapmamızın sebebi maalesef üvey evlat muamelesi gördüğümüzden dolayı akp döneminde bile 100’e yakın yönetici düzeyindeki kardeşimiz “kutlu doğum etkinliği”, filistin’e destek etkinliği, başörtüsüne özgürlük mitingi, kermesler düzenlediğinden dolayı haklarında dava açıldı ve 100’den fazla kişi mahkum oldu. bunun bir kısmı cezaevinde yattı ve cezasını bitirdi. bir kısmı halen cezaevinde yatıyor. bir kısmı da yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. dolayısıyla biz baktık ki keyfi muameleler ile dernekler kapatılabiliyor. o yüzden farklı farklı isimlerle şu an türkiye’de 450 kadar derneğimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. mustazaf-der’in kapatılmasından sonra 2011’de deminde zikretmiş olduğum gerekçelerle kapatıldı. o kapatılmadan sonra biz mustazaflar hareketini kurduk ve mustazaflar hareketinin kısa bir oluşumundan sonra istişareler yaptık. bu istişareler neticesinde artık bu çalışmaya dernek gömleğinin dar geldiğini halk bize yansıttı ve stk’lar, kanaat önderleri, bilirkişiler dernek çalışmasının bu camiaya, bu harekete dar geldiğini onun için bir parti olarak sahaya çıktık
partinin bir diğer kurucu üyesi olan ve 2001 yılında hizbullah davasından 10 yıl hüküm giyen şeyhmus tanrıkulu hüda par'ın kurulması ile ilgili olan kararları konusunda şunları demiştir;
ceza evi süreci bizim parti kurmamızda binde bir oranında dahi etki etmedi. öyle bir şey düşünmedik. yani parti biraz daha farklı bir alan olduğu için bugüne kadar o alanda mücadele etmedik. fakat daha önce milli görüş teşkilatında yer alan merhabalaştığımız, görüştüğümüz arkadaşlarımız vardı. şimdi bizim islami düşüncemiz biraz daha farklıydı onların biraz daha farklıydı. onlar parti ile islam’ı getireceklerini iddia ediyorlardı. şeriatı, islam hukukunu hakim kılacaklarını iddia ediyorlardı. biz o günde buna karşı geldik. yani dedik ki partiden islam’ı hakim kılamazsınız hiç kimse kılamaz biz halende aynı görüşteyiz. fis (islami selamet cephesi) örneğini verdik cezayir’de %80’in üzerinde oy almış olan bir parti maalesef askeri darbe ile devrildi hakları ellerinden alındı. yine mısır’da 3-4 yıl önce bir askeri cunta halkın meşru olarak seçmiş olduğu bir cumhurbaşkanını devirdiler. tek başına yeterli değil ama nedir. müslümanların önünde bazı engellerin kaldırılması, inancın önündeki engellerin kaldırılması, belki müslümanların sesi soluğu olacak şekilde partinin faydaları vardır. aynı zamanda bölgemizde ve ortadoğu’da gelişen olaylar, siyasi olaylar özelikle devletin pkk ile görüşmesi hdp ile görüşmesi bölgeyi hdp’ye tamamen bırakıp hdp’yi kürtlerin tek temsilcisi olarak görmeye başlaması bizi ciddi ciddi parti kurmaya sevk etti. çünkü sizde takdir edersiniz ki bugün legal alanda uluslararası alanda muhatap alınabilmemiz için bir siyasi parti olması gerekir... parti kurmamızla beraber muhatabında artık değişebileceğini veya artabileceği bizim ile beraber konuşulmaya başlandı. daha doğrusu siyasi arenaya biz onu getirdik. çünkü sadece pkk’nin hdp’nin tek başına kürtlerin temsilcisi olarak muhatap kabul edilmesi kabul edilemez. biz bunu dile getirdik. halen dile getiriyoruz. bizim dile getirmemizle beraber özellikle diğer kürtler içerisindeki siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları bunu sık sık dile getirmeye başladılar. kürt sorunu ayrıdır pkk sorunu ayrıdır. birbirine karıştırılmaması lazım kürtlerin meşru haklarının verilmesi pkk’nin silah bırakma şartına bağlanamaz veya pazarlık konusu da yapılamaz. pkk silah bıraksın bırakmasın o ayrı bir konudur. kürtlerin meşru hakları verilmesi lazımdır...yani bu noktada biz çalışmalar yaptık. parti kurmamızın bir sebebi de buydu.
eski hizbullah'cı yeni hüda par'cı kuruculardan da anlaşıldığı üzere hizbullah yine olduğu yerde duruyor, kürtlerin kendi himayelerinde olmalarını istiyorlar, islami rejim söylemlerinden vazgeçmiş değiller, üzerlerindeki toplum baskısından kendilerini kurtarmak istiyorlar farklı bir isimle toplumun kendilerini kabul etmesini bekliyorlar**.
nitekim bu örgütü ve yapısal faaliyetlerini anlamak için hizbullah'ın manifestosuna bakmanın yeterli olacağı kanısındayım, buna göre 5. madde şunu der;
"hizbullah cemaati; içinde bulunduğu ortam ve şartları gözeterek,
faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu ve çağın gerektirdiği her türlü meşru vasıtayı kullanır.
islami hedeflere ancak meşru vasıtalarla ulaşılması gerektiğine inanır. gayri islami yol
ve vasıtalara tevessül etmez. hedef, yol ve yöntemlerinde nebevi çizgiyi esas alır."
bu maddenin içerisindeki "ihtiyaç duyduğu ve çağın gerektirdiği her türlü meşru vasıtayı kullanır" ifadesi aslında durumu özetler nitelikte. ancak aynı maddeyi dikkatli incelediğimiz de alt kısımda yer alan "gayri islami yol ve vasıtalara tevessül etmez" ifadesi hizbullah'ın şeriat kanunu olmayan yönetim şekilleri ile hiçbir işinin de olmayacağını söyler. yani bu ne demek? hüda par sadece bir kamuflaj demek, daha doğrusu kılıf uydurmak! maddeleri biraz daha incelediğinizde ise karşınıza 9. madde çıkar, oda;
"hizbullah cemaati; islam’ın hakim olmadığı ve kur’an’ı meşruiyetin kaynağı olarak kabul etmeyen tüm
rejim ve yönetimleri gayri islami olarak kabul eder. gayri islami yönetimlerde görev alan
bireyleri ise özel konum ve amellerine göre değerlendirir."
kişisel değerlendirmeme geçecek olursam, hüda par sadece köprüyü geçene kadar legal bir yapıymış gibi görünmeye devam edecek, yönetimi ele geçirdiklerinde ise rejimi değiştirmekten, türkiye'yi iran benzeri bir molla rejimi kafası ile yönetmekten, atatürk devrim ve inkilaplarını yok etmekten çekinmeyeceklerdir, bu insanların yapı taşını değiştiremezsiniz. hüda par zararsız bir partidir demek abesle iştigaldir. sadece temel değerlerimizin değil, cumhuriyetin, geleceğimizin ve elimizde kalan birkaç insan hakkının da yegane düşmanıdırlar... bu benim kişisel görüşümdür kimseyi bağlamaz yada sizin düşüncelerinizi değiştirme gayretine girmem, ancak lütfen iyi düşünün seçimlerde kimleri desteleyeceğinizi. şunu unutmayın "her toplum hak ettiği biçimde yönetilir"...
devamını gör...
10.
devamını gör...
11.
yalnız ne kadar hdp terörun siyasi kolu degildir falan diyen varsa burada bu partiyi recm etmis.
ne pembe mabadli seylersiniz olm.
net olarak hdp ve huda par teroru destekleyecek partilerdir ama fark aciktir.
hdp halen aktif olan bir teror orgutunu destekliyor hudapar ise cokertilmis bir orgutu.
ne pembe mabadli seylersiniz olm.
net olarak hdp ve huda par teroru destekleyecek partilerdir ama fark aciktir.
hdp halen aktif olan bir teror orgutunu destekliyor hudapar ise cokertilmis bir orgutu.
devamını gör...
12.
varlığından bu sabah haberim oldu. türkiye gerçekliğinden uzak yaşamışım bir süre ne mutlu bana.
devamını gör...
13.
hüdapar ile alakalı tek bildiğim şey şehrimizdeki milletvekili olması için arkadaşlarının babamı ikna etmesi ve şehirde boy boy fotoğraflarının olmasıydı. siyasetle ilgisi olmayan adamı düşürdükleri durumdan belli ki çok da yeterli değiller.
devamını gör...
14.
15.
hdp'nin sağı, solu, önü, arkası falan değildir. hdp beğenin beğenmeyin 6,5 milyon kişinin oyunu almış bir partidir. ne ona oy verenlerin, destekleyenlerin hepsi terörist ne de hepsi masum demek mümkün değil. kendi içinde bu pkk problemini çözemediği taktirde terörist parti imajını değiştiremeyecek. ancak siyasi zeminde bu işi çözebilir. görüşleri hüda-par ile kıyaslayınca demokrasiden yanadır en azından.
hüda par'a gelirsek yukarıda söylendiği gibi hizbullah terör örgütü "çökertilmiş"bir örgüt olsa da (hiçbir hizbullahçı şu an hapiste değil) bu tiplerin dünya görüşü, hayata bakışı ve uygulamak istediği yaşam tarzı kolay kolay kimsenin kabul edemeyeceği türdendir. ayrıca adam niye terör eylemi yapsın ki şimdi, iktidarla ittifak anlaşması yapıyor. görüşlerini meclise taşıma şansı yakalamış.
bunların zihniyeti ışid zihniyetidir. öyle ortak zeminde ve falan anlaşılabileceğiniz tipler değil. bu üzerinde tartışılacak bir durum da değil. zihniyetleri ortada ve bu türkiye cumhuriyeti için oldukça tehlikeli. yönetim sistemi ile derdi yok denmiş. adamlar islam devleti kurma peşinde.
merak edenler 90'larda neler yapmışlar bakabilir. örgüt üyeleri yakalandı, hapse atıldı. şimdi hepsi serbest. dün terörist dediklerimiz bugün meclise sokulmaya çalışılıyor.
tayyip'mi hüda-par'mı deseler tayyip'e oy veririm.
hüda par'a gelirsek yukarıda söylendiği gibi hizbullah terör örgütü "çökertilmiş"bir örgüt olsa da (hiçbir hizbullahçı şu an hapiste değil) bu tiplerin dünya görüşü, hayata bakışı ve uygulamak istediği yaşam tarzı kolay kolay kimsenin kabul edemeyeceği türdendir. ayrıca adam niye terör eylemi yapsın ki şimdi, iktidarla ittifak anlaşması yapıyor. görüşlerini meclise taşıma şansı yakalamış.
bunların zihniyeti ışid zihniyetidir. öyle ortak zeminde ve falan anlaşılabileceğiniz tipler değil. bu üzerinde tartışılacak bir durum da değil. zihniyetleri ortada ve bu türkiye cumhuriyeti için oldukça tehlikeli. yönetim sistemi ile derdi yok denmiş. adamlar islam devleti kurma peşinde.
merak edenler 90'larda neler yapmışlar bakabilir. örgüt üyeleri yakalandı, hapse atıldı. şimdi hepsi serbest. dün terörist dediklerimiz bugün meclise sokulmaya çalışılıyor.
tayyip'mi hüda-par'mı deseler tayyip'e oy veririm.
devamını gör...
16.
terör örgütü hizbullah'ın siyasi uzantısı olan parti. kafaları, insanı ve yaşamı algılayıșları hastalıklı, eli kanlı, korkutucu bir terör örgütüdür. amaçları, savundukları, ıșıd'in ve taliban'ın kopyası. şimdi bunlarla alenen ittifak yapmak hangi kafanın ürünü?
şu ülkede uğraştığımız ekonomi falan bir yere kadar, beni asıl korkutan ve şiddetle uğraşılması gereken bu ve bunlar gibi olan güçler.
şu ülkede uğraştığımız ekonomi falan bir yere kadar, beni asıl korkutan ve şiddetle uğraşılması gereken bu ve bunlar gibi olan güçler.
devamını gör...
17.
cumhurcuların yeni ortağıdır. hizbullah, arapça allah'ın partisi anlamına gelir, bu arkadaşlar kendilerine direk hizbullah dememek için farsça "hüda par" : hüda nın, yani allah'ın partisi demişler. ideolojik olarak şeriatçı ve kürdistancılardır. bildiğin hem gerici hem bölücü herifler.
devamını gör...
18.
hdp antidotu.
onlarında başka semptomları var lakin başka bir başlığın konusu.
onlarında başka semptomları var lakin başka bir başlığın konusu.
devamını gör...
19.
hobi amaçlı takılabilirler.
devamını gör...
20.
pkk için terörist diyebilen %2'lik parti.
devamını gör...