1964 amerikan psikolojik gerilim filmidir. charlotte hollis'in sevgilisi meçhul bir katil tarafından başı kesilip canice öldürülür. yaşadığı elim olayın etkisinden çıkamayan charlotte, ıssız evinde korkunç anılar ve halüsinasyonlarla baş etmeye çalışacaktır. imdb:7.5
yönetmen:
robert aldrich
oyuncular:
bette davis
olivia de havilland
joseph cotten
agnes moorehead
cecil kellaway
mary astor
robert aldrich
oyuncular:
bette davis
olivia de havilland
joseph cotten
agnes moorehead
cecil kellaway
mary astor
*edgar allan poe ödülleri 1965/ en iyi sinema filmi: (senaristler) henry farrell/lukas heller
*altın küre, abd 1965/ altın küre en iyi yardımcı kadın oyuncu: agnes morehead
*defne ödülleri 1965/ altın defne dramatik performans, kadın: bette davis
*altın küre, abd 1965/ altın küre en iyi yardımcı kadın oyuncu: agnes morehead
*defne ödülleri 1965/ altın defne dramatik performans, kadın: bette davis
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "pinkshinyultratambourine" tarafından 25.08.2022 03:14 tarihinde açılmıştır.
1.
türkçe adı sus sevgilim olarak geçen film, eski yılların siyah beyaz filmlerindendir. eşi canice öldürülen bir kadın, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen olayın etkisinden kurtulamaz ve ruh hali gitgide iyice bozulur. bir gün yaşadığı evin yıkılması icap eder ve yeğeninin yanına taşınır. bundan sonra başına garip olaylar gelmeye başlayacaktır. zamanının güzel filmlerinden biridir.
devamını gör...
2.
yönetmen koltuğunda robert aldrich'in oturduğu, başrollerinde bette davis ve olivia de havilland'ın adeta oyunculuk nedir, nasıl yapılır temalı bir ders verdiği, 4 aralık 1964 yılında vizyona girmiş müthiş bir psikoljik gerilim filmi...
gelin bu filmden sizlere spoiler vermeden biraz bahsedeyim.
filmimiz çok zengin bir adamın, kendi kızı olan charlotte ile birliktelik kurmuş evli bir adam olan john'u kızından uzak durması için ikna etmeye çabalamasıyla başlıyor. baba kızıyor, köpürüyor ve john'a diyor ki, "akşama yapılacak partiye lanet eşinle birlikte geleceksin!"
akşam oluyor, john eşiyle birlikte partiye geliyor, parti hızla devam ederken adam birkaç dakikalığına dışarı çıkıyor ve tadam! birisi gelip john'un bir elini ve kafasını kesip yok olup gidiyor, john'un ne eli, ne kafası ne de katili bulunabiliyor...
yıllar geçiyor, john'un gizli aşığı charlotte acılar çekiyor, john'u özlüyor, yapayalnız bir kadın oluyor ve bu sırada evinin yıkılacağı, yerine köprü yapılacağı haberi gelince, yıllardır görmediği kuzeni miriam'dan yardım istiyor ve olaylar başlıyor...
sinematografik olarak film 1964 yapımı bir filmden beklentilerimi hiç karşılamadı desem yeridir, sahne açılarından tutun kullanılan lenslere kadar film rezalet derecede kötü, kaldı ki filmin ciddi bir restorasyon geçirmesi gerekiyor, film 1964 yapım değil de 1932 yapım gibi duruyor desem yalan söylemiş olmam.
filmin iyi olan kısmı, başta övdüğüm tarafı neresi peki diye merak edebilirsiniz, öncelikle oyunculuklar... aman allahım, gözlerime inanamadım bu gece, o kadar güzel oynamışlar ki, resmen şölen tadında bir görsel zevk uyandırdılar bende, yanılmıyorsam miriam rolündeki ablamız en iyi yardımcı kadın oyuncu oscarını da kazandı.
senaryosu öyle güzel ve oturaklı yazılmış ki, aynı hissiyatı 1945 yapım hitchcock filmi spellbound'ta hissetmiştim... tam ortalık yatışıyor, film biraz sıkıcı hale bürünüyor desem bir şeyler oldu, 2 saat 13 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir, hatta "ne ara bitti ya, öf böyle bitmesin ya!" dediğim vakit ne kadar az kaldığını görmemle şoka uğradım diyebilirim.
kaldı ki bu filmde john abimizin charlotte için bestelediği bir şarkı var, bu şarkının sözlerini mark david yazmış, bestesini de frank de vol abimiz yapmış, bu film ve şarkı o kadar çok sevilmiş ki, patti page ablamız nisan 1965 yılında şarkıyı söylemiş ve altmışların hitlerinden biri yapmış. hit şarkılarından diyim, böyle deyince komik oldu çünkü.
gelin bu filmden sizlere spoiler vermeden biraz bahsedeyim.
filmimiz çok zengin bir adamın, kendi kızı olan charlotte ile birliktelik kurmuş evli bir adam olan john'u kızından uzak durması için ikna etmeye çabalamasıyla başlıyor. baba kızıyor, köpürüyor ve john'a diyor ki, "akşama yapılacak partiye lanet eşinle birlikte geleceksin!"
akşam oluyor, john eşiyle birlikte partiye geliyor, parti hızla devam ederken adam birkaç dakikalığına dışarı çıkıyor ve tadam! birisi gelip john'un bir elini ve kafasını kesip yok olup gidiyor, john'un ne eli, ne kafası ne de katili bulunabiliyor...
yıllar geçiyor, john'un gizli aşığı charlotte acılar çekiyor, john'u özlüyor, yapayalnız bir kadın oluyor ve bu sırada evinin yıkılacağı, yerine köprü yapılacağı haberi gelince, yıllardır görmediği kuzeni miriam'dan yardım istiyor ve olaylar başlıyor...
sinematografik olarak film 1964 yapımı bir filmden beklentilerimi hiç karşılamadı desem yeridir, sahne açılarından tutun kullanılan lenslere kadar film rezalet derecede kötü, kaldı ki filmin ciddi bir restorasyon geçirmesi gerekiyor, film 1964 yapım değil de 1932 yapım gibi duruyor desem yalan söylemiş olmam.
filmin iyi olan kısmı, başta övdüğüm tarafı neresi peki diye merak edebilirsiniz, öncelikle oyunculuklar... aman allahım, gözlerime inanamadım bu gece, o kadar güzel oynamışlar ki, resmen şölen tadında bir görsel zevk uyandırdılar bende, yanılmıyorsam miriam rolündeki ablamız en iyi yardımcı kadın oyuncu oscarını da kazandı.
senaryosu öyle güzel ve oturaklı yazılmış ki, aynı hissiyatı 1945 yapım hitchcock filmi spellbound'ta hissetmiştim... tam ortalık yatışıyor, film biraz sıkıcı hale bürünüyor desem bir şeyler oldu, 2 saat 13 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir, hatta "ne ara bitti ya, öf böyle bitmesin ya!" dediğim vakit ne kadar az kaldığını görmemle şoka uğradım diyebilirim.
kaldı ki bu filmde john abimizin charlotte için bestelediği bir şarkı var, bu şarkının sözlerini mark david yazmış, bestesini de frank de vol abimiz yapmış, bu film ve şarkı o kadar çok sevilmiş ki, patti page ablamız nisan 1965 yılında şarkıyı söylemiş ve altmışların hitlerinden biri yapmış. hit şarkılarından diyim, böyle deyince komik oldu çünkü.
devamını gör...