ekim 1919'da mehmet akif ersoy tarafından yazılmış şiirdir. akif içindeki hiddeti, celali ve hüsranı kendine has bir şekilde dizeler haline getirmiştir. "feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum, bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım."

hüsran

ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
islâmı uyandırmak için haykıracaktım.
gür hisli, gür imanlı beyinler, coşar ancak,
ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım?
haykır! kime, lâkin? hani sâhipleri yurdun?
ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;
feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,
bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
seller gibi vâdîyi enînim saracakken,
hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
inler "safahât"ımdaki husran bile sessiz!

mehmet akif ersoy
devamını gör...
umulan bir şeyin gerçekleşmemesi durumunda oluşan hüzün.
devamını gör...
bize her sevdadan geriye kalan.
devamını gör...
beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı anlamına gelen arapça kökenli kelime.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
dolaptaki schweppes'in oralete dönüşmesidir.
eridik bittik susuzluktan, boğazımız kurudu...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hüsran" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim