1.
bir asaf halet çelebi şiiridir.
ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp da kıran kim
ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp da kıran kim
devamını gör...
2.
bir peygamberin adıdır.
bir erkek ismidir.
güzel bir addır.
bir erkek ismidir.
güzel bir addır.
devamını gör...
3.
yabancı versiyonu abrahamdır.
devamını gör...
4.
yahudilik ve hristiyanlıkta önemli bir din büyüğü, islam'da ise bir peygamberdir.
devamını gör...
5.
nilipek'in 2020 çıkışlı "mektuplar" albümünün açılış şarkısı. şen bakkal stüdyoları'nda verdikleri gala konseri yayınında, yakın arkadaşı levent sevi'ye ait olan ve asaf halet çelebi'nin tüm şiirlerini içinde barındıran bir kitap bulduğunu, ibrahim şiirindeki yakarışın kendisini mahvettiğini söylemişti.
kendisinin de yazdığı fazlasıyla kırılgan, alıngan ama yine de hakiki gelen sözlerle de birleştirince, bir de üstüne tansiyonu bir anda yükselen bir beste yapınca, gerçekten mahveden bir şarkı çıkmış ortaya. yakın geçmişte çok sık dinliyordum, ama bir yerden sonra mahvolmak istemediğimi fark ettim ve bıraktım. hem ibrahim'i, hem de nilipek'i, uzunca bir süre. yine de dinlenilmesi gerek bence. kıyıda köşede kalmamalı bu şarkı.
"bugün ayın kaçıydı?
kuru günlerin belki başıydı
beni kurtarman lazımdı
bildiğimiz bi' yokuştan
bilmediğimiz bi' yere doğru
hızlanarak koşarken
biraz durmamız lazımdı
dursak geri dönebilirdik
durmadan o iş olmazdı
ve belki vesileyle
şu yokuştan uzaklaşmak lazımdı
beni kurtarman lazımdı
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim, gönlümü put sanıp da kıran kim?
gönlümü put sanıp da kıran kim?"
hele canlı versiyonu o kadar içlidir ki, "gönlümü put sanıp da kıran kim!" yakarışları ruhunuza işliyor. görkemli bir acı.
kendisinin de yazdığı fazlasıyla kırılgan, alıngan ama yine de hakiki gelen sözlerle de birleştirince, bir de üstüne tansiyonu bir anda yükselen bir beste yapınca, gerçekten mahveden bir şarkı çıkmış ortaya. yakın geçmişte çok sık dinliyordum, ama bir yerden sonra mahvolmak istemediğimi fark ettim ve bıraktım. hem ibrahim'i, hem de nilipek'i, uzunca bir süre. yine de dinlenilmesi gerek bence. kıyıda köşede kalmamalı bu şarkı.
"bugün ayın kaçıydı?
kuru günlerin belki başıydı
beni kurtarman lazımdı
bildiğimiz bi' yokuştan
bilmediğimiz bi' yere doğru
hızlanarak koşarken
biraz durmamız lazımdı
dursak geri dönebilirdik
durmadan o iş olmazdı
ve belki vesileyle
şu yokuştan uzaklaşmak lazımdı
beni kurtarman lazımdı
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim, gönlümü put sanıp da kıran kim?
gönlümü put sanıp da kıran kim?"
hele canlı versiyonu o kadar içlidir ki, "gönlümü put sanıp da kıran kim!" yakarışları ruhunuza işliyor. görkemli bir acı.
devamını gör...
6.
1. ilahiyat bilimlerinde üç ana dince de kutsal sayılan kelime kökeni abram kabul edilen peygamber adı.
2. nil ipek'e ait şarkı
ve 3. bir asaf halet çelebi şiiridir.
en sevdiğim dizesi ise şudur: ibrâhim! gönlümü, put sanıp kıran kim? iyi ki sözlükte ibrahim diye biri yok* da, üzerine alınacak endişem yok.
şiirin devamı daha doğrusu baştan aşağıya kısmı şöyledir:
ibrâhîm, içimdeki putları devir!
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim?
güneş, buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm,
güneşi evime sokan kim?
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı...
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim?
şiirin gönderme yaptığı yer, açıkça konuya hakim olanlarca da belli ki ibrahim peygamberin putları devirme vak'ası...
şair, ibrahim peygamberin moderni olarak, kendi içindeki putları devirmenin ve yalnızlığını dile getirmenin peşindedir. buradan hareket ederek kendi çaresizliğine, ibrahim'i elek tutmaktadır. bu da ortaya garip bir döngü ve ilginç bir veryansın çıkarır...
ibrahim, bilindiği gibi yahudilerce de kutsanmış bir peygamberdir. dolayısıyla şiirin hitabı, evrenseldir... bu evrensellik ve kırıklık da şiire, egzotik bir boyut katıyor.
kendisi, osmanlı'nın son dönemlerine denk geldiğini, ancak ta babil krallığı'na kadar yaptığı göndermelerle ilginç bir bağlantı kurar: şiirde geçen buhtunnasır, babil krallığı'nın kurucusu, keldanî hanedanlığının ilk kralı nabopolassar'ın oğludur ve ii. nebukadnezzar olarak anılır.
o, krallığı döneminde -ki dünyanın ikinci büyük kralı olarak kabul edilirmiş- suriye-filistin bölgesini ele geçirir ve süleyman mabedi yıktır, yahudi krallığını ise tamamen ortadan kaldırır.
şiirde ifade edilen asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı ifadesi, o döneme göndermedir. çünkü kral ii. nebukadnezzar, bundan sonra yapacağı hamlede, eşi için babil'in asma bahçeleri'ni yaptırır. ve eşini oraya, ailesini ve memleketi mezopotamya'yı özlememesi üzere put haline getirir. burada put nedir, bi sormak lazımdır...
put, insanın kendini kul ettiği, taptığı, canlı ya da cansız varlıklardır. tapılan, durumun bazen farkında değildir. tıpkı buhtunnasır'ın eşi gibi... o, aslında eşini düşünmektedir. ancak eşiyse; ailesini özleyen bir kadın forumundadır. dolayısıyla put haline gelmiştir ifadesi asaf çelebi'nin, güzel bir göndermesidir. ve ben ki zamansız bahçeleri kucakladım, güzeller bende kaldı ifadesiyle çelebi, bu döneme atıfta bulunur ve kendisinin de bir putunun olduğunu bildirir. sonraki mısrada yani ibrahim, gönlümü put sanıp kıran kim ifadesiyle kendi putunun, gönül dünyası olduğunu vurgular. dolayısıyla gönül kırmanın, put kırmak kadar mühim bir hadise olduğunu belirterek gönlünü kıran elçiye, teşekkür eder.. çünkü asıl tamamlanış o'na göre şimdi yaşanmıştır. asaf halet çelebi, putundan kurtulmuş ve özgür olmuştur... bu da, o'na göre ibrahim'in moderni insan için en büyük olgudur.*
2. nil ipek'e ait şarkı
ve 3. bir asaf halet çelebi şiiridir.
en sevdiğim dizesi ise şudur: ibrâhim! gönlümü, put sanıp kıran kim? iyi ki sözlükte ibrahim diye biri yok* da, üzerine alınacak endişem yok.
şiirin devamı daha doğrusu baştan aşağıya kısmı şöyledir:
ibrâhîm, içimdeki putları devir!
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim?
güneş, buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm,
güneşi evime sokan kim?
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı...
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim?
şiirin gönderme yaptığı yer, açıkça konuya hakim olanlarca da belli ki ibrahim peygamberin putları devirme vak'ası...
şair, ibrahim peygamberin moderni olarak, kendi içindeki putları devirmenin ve yalnızlığını dile getirmenin peşindedir. buradan hareket ederek kendi çaresizliğine, ibrahim'i elek tutmaktadır. bu da ortaya garip bir döngü ve ilginç bir veryansın çıkarır...
ibrahim, bilindiği gibi yahudilerce de kutsanmış bir peygamberdir. dolayısıyla şiirin hitabı, evrenseldir... bu evrensellik ve kırıklık da şiire, egzotik bir boyut katıyor.
kendisi, osmanlı'nın son dönemlerine denk geldiğini, ancak ta babil krallığı'na kadar yaptığı göndermelerle ilginç bir bağlantı kurar: şiirde geçen buhtunnasır, babil krallığı'nın kurucusu, keldanî hanedanlığının ilk kralı nabopolassar'ın oğludur ve ii. nebukadnezzar olarak anılır.
o, krallığı döneminde -ki dünyanın ikinci büyük kralı olarak kabul edilirmiş- suriye-filistin bölgesini ele geçirir ve süleyman mabedi yıktır, yahudi krallığını ise tamamen ortadan kaldırır.
şiirde ifade edilen asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı ifadesi, o döneme göndermedir. çünkü kral ii. nebukadnezzar, bundan sonra yapacağı hamlede, eşi için babil'in asma bahçeleri'ni yaptırır. ve eşini oraya, ailesini ve memleketi mezopotamya'yı özlememesi üzere put haline getirir. burada put nedir, bi sormak lazımdır...
put, insanın kendini kul ettiği, taptığı, canlı ya da cansız varlıklardır. tapılan, durumun bazen farkında değildir. tıpkı buhtunnasır'ın eşi gibi... o, aslında eşini düşünmektedir. ancak eşiyse; ailesini özleyen bir kadın forumundadır. dolayısıyla put haline gelmiştir ifadesi asaf çelebi'nin, güzel bir göndermesidir. ve ben ki zamansız bahçeleri kucakladım, güzeller bende kaldı ifadesiyle çelebi, bu döneme atıfta bulunur ve kendisinin de bir putunun olduğunu bildirir. sonraki mısrada yani ibrahim, gönlümü put sanıp kıran kim ifadesiyle kendi putunun, gönül dünyası olduğunu vurgular. dolayısıyla gönül kırmanın, put kırmak kadar mühim bir hadise olduğunu belirterek gönlünü kıran elçiye, teşekkür eder.. çünkü asıl tamamlanış o'na göre şimdi yaşanmıştır. asaf halet çelebi, putundan kurtulmuş ve özgür olmuştur... bu da, o'na göre ibrahim'in moderni insan için en büyük olgudur.*
devamını gör...