1.
tamamen sarhoş bir adam
gecenin bir yarısı insanlara ısrarla çalmaya geliyor .
evin adamı ayağa kalkar ve öfkeyle sorar:
"ne istiyorsun?"
diğeri ona cevap veriyor:
"gel ve beni it !!! gel ve beni itmelisin !!!!"
evin sahibi bıkkın ona şöyle dedi:
"seni tanımıyorum ve sabahın 4'ü dışında, beni
uyandırıp seni itmemi söylüyorsun ve ben istemiyorum, bu yüzden buradan çık
ve yapma beni daha çok rahatsız ediyor !!! "
yatak odasına döndüğünde yatağına geri döner, ancak her şeyi
duyan karısı ona ders verir:
"abartsanız bile, zaten başınıza geldi.
gece, o zavallı adamı itebilirdin!
- evet, ama soğuk ve sarhoş !!!
- ona yardım etmek için daha fazla sebep, kendi başına yapmayacak. hayır ?
gerçekten seni tanımıyorum,
tavrından çok hayal kırıklığına uğradım ... !!! "
kocası pişmanlıkla giyinir ve aşağı iner, kapıyı açar ve
bağırır:
" hey adamım !!! sorun değil, gelip seni
itmek için bilerek giyindim !!! neredesin? "
ve sarhoş adam cevap veriyor :
" orada, salıncakta !!!!!!!! "
gecenin bir yarısı insanlara ısrarla çalmaya geliyor .
evin adamı ayağa kalkar ve öfkeyle sorar:
"ne istiyorsun?"
diğeri ona cevap veriyor:
"gel ve beni it !!! gel ve beni itmelisin !!!!"
evin sahibi bıkkın ona şöyle dedi:
"seni tanımıyorum ve sabahın 4'ü dışında, beni
uyandırıp seni itmemi söylüyorsun ve ben istemiyorum, bu yüzden buradan çık
ve yapma beni daha çok rahatsız ediyor !!! "
yatak odasına döndüğünde yatağına geri döner, ancak her şeyi
duyan karısı ona ders verir:
"abartsanız bile, zaten başınıza geldi.
gece, o zavallı adamı itebilirdin!
- evet, ama soğuk ve sarhoş !!!
- ona yardım etmek için daha fazla sebep, kendi başına yapmayacak. hayır ?
gerçekten seni tanımıyorum,
tavrından çok hayal kırıklığına uğradım ... !!! "
kocası pişmanlıkla giyinir ve aşağı iner, kapıyı açar ve
bağırır:
" hey adamım !!! sorun değil, gelip seni
itmek için bilerek giyindim !!! neredesin? "
ve sarhoş adam cevap veriyor :
" orada, salıncakta !!!!!!!! "
devamını gör...
2.
idam sehpasına ilk papaz çıkarılır.
– son sözün nedir?
der ki:
– ben allah’a inanıyorum, o beni kurtaracaktır.
allah... allah...diye bağırır
giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– onu serbest bırakın; allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
böylece papaz idam edilmekten kurtulur...
sıra hakime gelir, ona da sorarlar:
– demek istediğin en son söz nedir?
– ben papaz gibi allah’a inanmıyorum. ama adalete güveniyorum.
adalet... adalet... adalet... diye bağırır
giyotini indirirler, giyotin hakimin de boynuna birkaç santim kala durur...
bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
böylece hakim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
sıra fizikçiye gelir. ona da
– son sözünü söyle derler
– ben ne allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hakim..
bildiğim tek şey şudur:
giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar...
toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
gerçekleri kimler ve neden söyler/söylemelidir?..
papaz, bilimsel eğitim almadığı için ilahi adaleti bekliyor ve allah'ın (ilahi) adaleti dağıtacağına inandığı için beşeri adalete güvenmiyor
hakim, allah'a inanmıyor, neden orada olduğu ile neyle yargılandığını da sorgulamıyor.kendilerinin karar verdiği adalete güveniyor bilimin ispatlanabilir gerçek olduğunu , bilimsel eğitim almayanların yanlış karar verebileceği gerçeğinden uzak düşünüyor..
fizikçi ise ne allah'a inanıyor, ne adalete güveniyor her şeyin bilimsel akılla ve mantıkla olacağına ve bilimin doğruları söylemek olduğu inancıyla,
"giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor." diyerek doğruları söylüyor..
bilim adamları,aydınlar ve devrimciler doğruları söyler /söylemek zorundalar, giyotinle idamı göze alabilecek kadar gerçektirler.
önemlisi,
papaz gibi , herşeyi allah'a havale ederek hiç bir sorumluluk almadan yaşamak mı?..
ya da,
hakim gibi, egemenlerin kendi çıkaraları için yaptığı kanunlardan, doğru adalet bekleyerek mi?
yoksa
fizikçi gibi, geleceği aydınlatmak, çocuklara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için doğruları söyleyerek onurlu ölmek mi?...
anadolu topraklarında doğruları söyleyenler ve aydınlık yarınların özgürlüğü için savaşanlar hep olmuştur/olacaktır..
devamını gör...
3.
sağda park etmiş araba nedeni ile sol şeride çıkıp, yeniden sağa geçtikten sonra soluma yanaşan, pembe ceketli beyaz şahinli şoparın 20 30 km hızla giderken bana saydırması.
saydırırken önünde duran arabayı görmeyip bam biye giydirmesi. ağzını direksiyona vurup, sigarasının z şeklinde kırılması ve ateşinin düşüp pembe ceketini delmesi.
dahası var. vurduğu clio symbol araçtan "what the fuck, dude" diye iki zenci abinin inmesi.
benim yerlere yatarak, yeşil yanan ışıkla beraber yavaşca olaydan sıyrılmam.
ibret: araba sürerken önünüze bakın. 1 araba geride veya ilerde olmak için kendinizi germeyin.
saydırırken önünde duran arabayı görmeyip bam biye giydirmesi. ağzını direksiyona vurup, sigarasının z şeklinde kırılması ve ateşinin düşüp pembe ceketini delmesi.
dahası var. vurduğu clio symbol araçtan "what the fuck, dude" diye iki zenci abinin inmesi.
benim yerlere yatarak, yeşil yanan ışıkla beraber yavaşca olaydan sıyrılmam.
ibret: araba sürerken önünüze bakın. 1 araba geride veya ilerde olmak için kendinizi germeyin.
devamını gör...
4.