iletişim

bilge'nin duygu'nun düşüncenin inancım ve tutumun semboller işaretler davranışlar mimikler ile bir kişiden diğerine veya bir gruptan diğerine iletilme süreci haberleşmedir.

farklı türleri vardır. henüz yeni halkla ilişkiler sınavından çıktım tutmayın beni!

yazılı iletişim, sözlü iletişim ve sözsüz iletişim vardır efenim.
yazılı iletişim, iletişim yüzde 10'luk kısmını...
sözlü iletişim, iletişimin yüzde 30'luk kısmını...
sözsüz iletişim ise iletişimin yüzde 60'lık kısmını karşılamaktadır.

iletişimi bir bilgi alışverişi ve etkileşim olarak tanımlayabiliriz. iletişimin gerçekleşmesi için 5 temel öğe gerekir. bunlar; kaynak, alıcı, mesaj, kanal ve geribildirimdir.

yokluğuyla çoğu problemin temel sebebidir. aslında bi iletişim kurabilmek, birbirimizi dinlesek ve anlasak her şey çözülecek de işte nerdeee.

insanın biyolojik ve sosyal varlığını sürdürme amaçlı her tür gereksinimidir.
yaşam için bir tercih değildir bir zorunluluktur.

duygu ve düşünce aktarımıdır. 2 çeşidi vardır: sözlü ve sözsüz

karşılıklı olması elzem bir meseledir. insanların birbirini anlayamamasının temelinde sadece iletme çabası vardır. "iş" kısmının unutuyoruz çoğu zaman; çünkü hakikaten bir iş bu iş*.

iletişimin öğelerine bakalım ki neymiş takılı kaldığımız nokta herkes kendi için bir düşünsün:

kaynak: mesajı gönderen kişiyi* ifade eder. iletişimi başlatır. hepimizin tek yaptığı bu aslında :) şimdi ötesine bakmamız lazım.

alıcı: mesajı kime göndermek istiyorsanız o'dur.

mesaj: iletmek istediğimiz sözler, duygular, düşüncelerdir. mesaj oluşturma işi bir sanattır değerli yazarlar. sözlü ifadelerimizi her zaman beden dilimiz, jest ve mimiklerimiz destekler. sevdiğini söylerken size gülümsemeyen birinin verdiği mesaj şüphe yaratır. bazen sadece susmak bile ne kadar anlamlıdır değil mi? neler barındırır içinde, hangi fırtınalar kopar, hangi sevinci barındırır, hangi utancı saklar kimbilir...

kanal: mesaji gönderme biçimidir. mesajı gönderirken kullandığımız araçlardır. sesli öğeler, görsel yansımalar, telefon, televizyon, radyo...

bağlam: iletişimin gerçekleştiği ortamdır. ses, hava, ışık gibi fiziksel ortamlara ek olarak duygusal paylaşımların, yıkımların olduğu ortamı da düşünmeliyiz. gergin bir ortamda yapacağınız espri birinin gururuna dokunabilir, aman dikkat.

dönüt: alıcının mesajı aldığına dair verdiği ipucu yada cevaptır. bu direkt cevap olarak yapılabildiği gibi mavi tik olarak da yansıtılabilir.

pekala hepsini yapıyoruz, yaşıyoruz. peki iletişim kazasını nerede yaşıyoruz biz?
-------
öncelikle mesajlarımızı güzel hazırlamıyoruz. kullandığımız dil hep "sen" oluyor. suçlayıcı ve savunma haline getirecek cümleler kuruyoruz. sen yaptın, senin yüzünden diyoruz; ben bunu yapacak gücü kendimde bulamadim demek yerine.
bir de net cümleler kurun mesela. ben ima edeyim o anlasın demeyin, seviyorsanız söyleyin. bıraktığınız boşluklar keyfe göre doldurulmasın.
-------
bağlamı değerlendirmiyoruz. karşımızdaki başka duygularla savaşırken size gül atsın istiyorsunuz, bencillik yapıyorsunuz. her mesajin yeri ve zamanı vardır. öyle zaman yaşarız ki bir kelimemiz hiç beklenmedik tepkiye neden olur. halbuki her zaman yaptığın şey değil mi? ne oldu da bu kez ters tepti?
------
kanalları yönetemiyoruz. mesajı yazarken cümlenin sonuna koyacağımız bir emoji, yazının ve mesajın gücünü artırır. yani mümkün olduğu kadar etkili kullanmak lazım geliyor.
------
geribildirim hani nerede? bir mesaj geldiği vakit ona cevap vermek gerekir. geciktirmek de bir anlam ifade eder. cevapsız bırakmak ise şahsım adına saygısızlık barındırır. geribildirimi etkili kullanabilmek için mutlaka teyit etmemiz gerekir aldığımız mesajı. en çok yanlış anlaşılmalar hep bu yüzdendir. ben ne söyledim, o ne anladı dememek için hemen bir "did you mean...?*" geçin altyazıda :) doğru mu anladım, bunu mu demek istedin diye sormaktan çekinmeyin. kafanızda kurmaya çalıştığınız aslında iletilmek istenen olmayabilir.
------
yazarken epey yoruldum, uçuşan düşünceleri bir araya getirmek bir hayli zor oldu. laf lafı açar, asıl vermek istenen mesaj kaybolur gider. sonra oldu mu size iletişim kazası :) o sebepledir ki emniyetli davranmak gerek. kemerinizi takın efendim, kemer önemli.

ülkemizde yaşanan en büyük problemlerden biridir. iletişim önce dinlemeyle başlar.

insanların anlaşma aracı.



tabii iletişim, konuşmakla eş değerde dinlemeyi de kapsar.

iletişim: ortak bağlamda ortak dil ile kanal aracılığıyla göndericinin iletisinin alıcıya ulaşması ve alıcının geri bildirim oluşturması olaylarının bütününe verilen addır.

konuşularak ve dinleyerek her türlü medeni sonuca ulaşılabileceği kanaatindeyim.

iletişim, kaynaktaki anlamlı mesajı becerilebilecek herhangi bir kanalla (ses, renk, hava, renk, mimik vb.) mesajı ulaştırmak istediğin hedefe ulaştırma zanaatıdır.

iletişim kurarken en önemli nokta karşılıklı algı düzeylerinin eşit olmasıdır. eğer bu durumda bir dengesizlik varsa algı düzeyi ağır basan tarafın öfkelenmedi beklenen bir sonuçtur.

21.yüzyılda eksikliğini en çok hissettiğimiz şey.

insanın insanda gördüğü kendisinin aynası mı? belki de tam bu yüzden konuşabiliyoruz, bakışabiliyoruz, dokunuyoruz, duyuyoruz ve bir şekilde iletişim kuruyoruz.
t: insanoğlunun hem laneti hem de mucizesi.

tr serveri bu mevzuya oldukça uzak. herkes aşırı gergin,sabırsız ve anlayışsız. süreç değil sonuç odaklılar ve bunun getirmiş olduğu tahammülsüzlük nedeniyle sağlıklı bir şekilde kurulması mümkün olmuyor.

iki insan arasında kurulan mevzu. eğer bu istemediğiniz bir insan tarafından sağlanmaya çalışıyorsa saçma sapan bahaneler yerine bunu net olarak söylenmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. çeşitli bahaneler ve saçmalıklar tamamen can sıkıcı çünkü. netlik iyidir.

dünyada yılllar geçiriyorsun. dünya kadar deneyimden, farklı düşüncelerden sonra sonra biri ile tanışıyorsun ve 100-200 cümle ile kendini tanıtıyorsun. çok eksik ve tamamlanması imkansız bir durum değil mi bu ya?? ha bir de kendini anlattığın kişi de kendi dünya kadar deneyimini ve farklı düşüncesine göre seni çerçeveliyor. off çift taraflı imkansızlık!

iletişimin en mükemmeli bile bu yüzden doğası gereği kusurludur.

duygu, düşünce veya bir haberin iletimi.

kaynak, alıcı, mesaj, kanal ve dönüt iletişimin ögelerindendir.

anlık bildiriyorum.

dışardayım, kahve içiyorum. yan masamda 1 adam 3 kadın var; baba-anne-iki kız.

kafedeyiz, restorant değil.

adam ne yemek istiyorsunuz diyor, kızlar ve anne ağız birliği yapmış gibi balık istemiyoruz diyor. tamam diyor adam, birinci kıza dönüyor, ne yemek istiyorsun; kız yine balık istemiyorum çok kılçıklı uğraşmak istemiyorum diyor.

adam bir şey demeden ikinci kıza dönüyor, kızım ne yiceksin? kız; balık yenmez bu havada diyor.

anne kendisine dönülmeden atlıyor, evet evet balık yenmez şimdi diye.

adam isyanda. adam ne istiyorsunuz diyor, 3 kadın balık istemiyoruz diyor.

...

bence adam şu an cinnet geçirse haklı. lafa gireyim mi hocam balık yemeyin siz diye