ilişkilerde toleransın neredeyse yok olması
başlık "kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası" tarafından 29.12.2020 16:31 tarihinde açılmıştır.
1.
evet kimsenin kimseye tahammülü kalmadı, gerçekten sevip ilişkideki sorunları çözmek diye bir şey vardı eskiden fakat ben artık rastlamıyorum, rastlayan şanslı arkadaşlar vardır tabii. yani bir flört furyası almış gidiyor zaten flörtüm nedir ya? ben mi dinozorlaştım iyice soruyorum kendime. herkesin 3 4 flörtü var çoktan seçmeli ders gibi birini seçiyor sevgili rütbesine yükseltiyor ve bu sirkülasyon ilişkilerde tolerans diye bir şey bırakmıyor anında ilişki fes ediliyor, tabii ki kimse anlaşamadığı kişiyle birlikte olacak değil ama kastettiğim insan insana benzemez deyimindeki şahsa nazır göz ardı edilebilecek özelliklere dahi katlanılamaması.
devamını gör...
2.
insanlar ailelerine tölerans göstermediğinden çok normaldir.
neden bir birey diğer bireye tahammül etmek zorunda kalsın gerek yoktur.
özellikle günümüz toplumunda sosyal medya ve ilginin fazlalığı insanlarda tahammül etme seviyesini dibe indiriyor.
sebebi ise gayet açıktır. başkasını bulabilirsin.
kendini vitrine koyuyorsun çünkü. hep vitrindesin.
neden bir birey diğer bireye tahammül etmek zorunda kalsın gerek yoktur.
özellikle günümüz toplumunda sosyal medya ve ilginin fazlalığı insanlarda tahammül etme seviyesini dibe indiriyor.
sebebi ise gayet açıktır. başkasını bulabilirsin.
kendini vitrine koyuyorsun çünkü. hep vitrindesin.
devamını gör...
3.
(bkz: tolerans)
devamını gör...
4.
ego manyaklığının kaçınılmaz bir sonucudur.
devamını gör...
5.
heyecan katmak için türbülansa da girebilirsiniz. hem midede kelebek uçması somut olur.
(bkz: tolerans)
(bkz: tolerans)
devamını gör...
6.
hayat, sanala kayıyor.
ulaşabilen, ulaşılabilen oluyorsun. tercih etme imkanınız ya da tercih edilme olasılığınız artıyor.
bana kalırsa olmaması gerekendir. çünkü iyinin iyisi aramakla, değiştirmekle bitmez. sonu gelmez. herkes kendi kadarını bulsun, otursun kıçının üstüne.
ulaşabilen, ulaşılabilen oluyorsun. tercih etme imkanınız ya da tercih edilme olasılığınız artıyor.
bana kalırsa olmaması gerekendir. çünkü iyinin iyisi aramakla, değiştirmekle bitmez. sonu gelmez. herkes kendi kadarını bulsun, otursun kıçının üstüne.
devamını gör...
7.
tinder, instagram, facebook gibi platformlar yüzündendir. insanlar artık biriyle tanışmak, beğenişmek için eskisi kadar efor harcamak zorunda değil, her şey çok hızlı, bu yüzden kimse gerçekten değer vermiyor ilişki bitse yerini doldurmak çok kolay ve hızlı çünkü.
devamını gör...
8.
sevgi neydi,sevgi emekti sözünü hatırlamak gerek.
devamını gör...
9.
doğuluyum, sevmek kadar katlanmak da gelir bizde sjjs
devamını gör...
10.
temel nedeni kişinin bağlanma korkusudur buna sahip birey de karşısındaki kişi-kişilere değer vermez.
devamını gör...
11.
aslında yok olmuyor tolerans falan. siz büyüyüp olgunlaşıyorsunuz sevgili sözlük ahalisi.
gençliğinde her gün sohbet ettiğin arkadaşın, belli bir yaştan sonra artık kafanı şişirmeye başlıyor. kim daha önce olgunlaşırsa onun toleransı bir diğerine kalmıyor artık. muhabbet sarmıyor ya da artık o arkadaş ortamında bulunmak istemiyorsun. abi bu nasıl bir muhabbet deyip kaçıyorsun. hepiniz kaçtınız belirli ortamlardan doğruyu söyleyin.
aşk hayatında da durum aynı. lisede ve üniversitede kısaca 14-25 yaş aralığında sevgiliye daha çok tolerans tanınıyor. bazı olaylara neyse diyip geçiliyor ama belli bir yaştan sonra sevgiliye bile tolerans hakkı tanımıyorsun. bu yaştan sonra çocuk eğlendiremem diye kaçıyorsun hemen.
insan belli bir yaştan sonra kaliteli sohbet istiyor. hayatın yorucu dinamiklerinden vakit bulduğunda iki kahve içip ya da bira içip sakince sohbet muhabbet etmek istiyor. sana 1 milyon dolar verseler diye başlayan bir muhabbet istemiyor kısaca.salakça muhabbetlerden sıyrılıp, kafa dinlemek istiyor. sevgilisinin kendisini yormamasını istiyor.
gençken daha çok gır gır şamata, eğelence, aşk acısı.. belli bir yaştan sonra daha iyi sohbet, şamata yerine kaliteli aktiviteler, karakteri oturmuş bir sevgili istiyor insan.bunları karşılamayan eski-yeni arkadaşlarınıza veya tanımaya çalıştığın sevgili adayına tolerans tanımıyorsun. bu aydınlanmayıda üniversite okurken ya da mezun olduktan sonra yaşıyorsun.
gençliğinde her gün sohbet ettiğin arkadaşın, belli bir yaştan sonra artık kafanı şişirmeye başlıyor. kim daha önce olgunlaşırsa onun toleransı bir diğerine kalmıyor artık. muhabbet sarmıyor ya da artık o arkadaş ortamında bulunmak istemiyorsun. abi bu nasıl bir muhabbet deyip kaçıyorsun. hepiniz kaçtınız belirli ortamlardan doğruyu söyleyin.
aşk hayatında da durum aynı. lisede ve üniversitede kısaca 14-25 yaş aralığında sevgiliye daha çok tolerans tanınıyor. bazı olaylara neyse diyip geçiliyor ama belli bir yaştan sonra sevgiliye bile tolerans hakkı tanımıyorsun. bu yaştan sonra çocuk eğlendiremem diye kaçıyorsun hemen.
insan belli bir yaştan sonra kaliteli sohbet istiyor. hayatın yorucu dinamiklerinden vakit bulduğunda iki kahve içip ya da bira içip sakince sohbet muhabbet etmek istiyor. sana 1 milyon dolar verseler diye başlayan bir muhabbet istemiyor kısaca.salakça muhabbetlerden sıyrılıp, kafa dinlemek istiyor. sevgilisinin kendisini yormamasını istiyor.
gençken daha çok gır gır şamata, eğelence, aşk acısı.. belli bir yaştan sonra daha iyi sohbet, şamata yerine kaliteli aktiviteler, karakteri oturmuş bir sevgili istiyor insan.bunları karşılamayan eski-yeni arkadaşlarınıza veya tanımaya çalıştığın sevgili adayına tolerans tanımıyorsun. bu aydınlanmayıda üniversite okurken ya da mezun olduktan sonra yaşıyorsun.
devamını gör...
12.
söz konusu kişi çok çekiciyse yakışıklı ve güzelse naz’ı çekiliyor . tabi bir yere kadar.
devamını gör...
13.
ilişkiler fast food gibi çabuk tüketiliyor ve artık kimsenin kimseye tahammülü yok. bu her ilişki için geçerli. sosyal paylaşım sitelerinin de etkisiyle 'kendine önem ver, sen en iyisini hakediyorsun, en önemli sensin' sloganlarıyla artık azıcık karşısındakini alttan alan kendini ezik hissediyor. ilişkiler bu kadar keskinlikleri, "kimseye eyvallahım yok" restlerini kaldırmaz. kendimizin de kusurlu olduğunu, zayıf yönlerimizi bilirsek karşımızdakinin de insan olduğunu ve onun da kusurlarının olacağını biliriz ve empati yaparız. istiyoruz ki ilişki içinde bulunduğumuz insanlarla %100 aynı düşünelim. azıcık farklı düşünmeye tahammülümüz yok, anında bitiriyoruz. oysa ki insanlar birbirinden farklı düşüncede olabilir ama sevgi diye, saygı diye de bir şey var. kendini yalnızlığa hapseden, keskin çizgileri olan, kimseye taviz vermeyen insanlar sonra yalnızlıktan, ilişkilerin kötü olmasından şikayet ediyor.
devamını gör...
14.
sevgi ile direkt doğrudan alakalıdır!
en sevdiğim teyzemin bendeki tolerans limitini aşması için defalarca ağzıma etmesi gerekir mesela.
kimi insan ilk şey de tepki görebilecekken benden.
en sevdiğim teyzemin bendeki tolerans limitini aşması için defalarca ağzıma etmesi gerekir mesela.
kimi insan ilk şey de tepki görebilecekken benden.
devamını gör...
15.
tahammül seviyesinin azalması denen durum bu. her ilişkide kötü şeyler yaşanıyor. hatalar yapılıyor. hafızada kalıcı olmasını birikmesini istemiyorsa insanlar kırgınlıkları geçirebilmeli. konuşup çözmeye çalışmalı. büyük bir tartışma yaşanıyor bir taraf gereksiz yere çok üzüntü yaşıyor. karşı taraf olay kapansın diye hemen bir şey yok, bir şey yok, tamam bir daha yapmam moduna giriyor. ama asla konuşmuyor yaptığı ile ilgili. değerlendirmiyor. birkaç gün bunun envanteri yapılmıyor, sorun bu. biri bana kötü bir şey deyince veya kırınca bekliyorum. kendine öz eleştiri yapabilmesi, farkında olması önemli. acaba o an neden öyle davrandım dese birlikte çözüm arasak samimi bulacağım ve bitecek. fakat insanların sorunu konuşmamak, kabul etmemek ve haklı çıkma çabası.
sen haklı ol sorun bu değil, sorun haklı da olsan davranışlarının beni etkilemesi ve tahammül seviyemi azaltıp inancımı kırması. uzun uzun konuştuğum kendimi ve beklentilerimi anlattığım insanlar da oldu. tamam konuştuk çözdük artık farklı olacak diye inandığımda hiçbir şeyin asla değişmediğini gördüm. verilen mesajın anlanması kadar ona göre gelişim ve değişim de göstermesi çok önemli.
insanın toleransı kendisinin de gelişime ve olumlu değişime açık olup olmamasıyla alakalı. ben böyleyim yapamıyorum başladı mı o ilişki bitiyor. ince çizgi de saygı tabi. saygısızlık hissedildi mi karşı taraf sana fütursuzca konuşmaya cesaret gösterebildi mi sevginin de tahammülün de önemi kalmıyor.
birinin hafızasında kötü durumları silmek istiyorsan, ona haksızlık ettiğini kabul edip hakkını teslim edebilmelisin.
bir arkadaşım beni üzecek bir yalan söyledi. arkasında durmasını istedim, yalan da olsa bir şey söylüyorsan ya arkasında dur ya da yalanın altında ezildiğini göster bana. o ne yapmayı seçti peki, çevirip durdu. o yüzden hayatımdan çıkardım. arkasında durup ben uydurdum, kendimi bu tarz kaoslarla mutlu ediyorum. birinin hakkında kötü konuşmak zevk veriyor demek ki iyi değilim ben. kusura bakma deseydi eyvallah ruh hastası demek ki derdim. yalanı uzatan çevirip başkasını da zan altında bırakan zehirli geliyor. bir özür dilemek gerekiyor sadece. ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi gamsız olmamak ve sözcüklerle kendini ifade edebilmek gerekiyor. özür çiçeği geliyor mesela. al tamam işte affet modundalar. farkında değil ne yaptı da tahammülüm azaldı. neden desem kırılabileceğim 10 madde sayacak ama hangisi asıl sebep farkında değil mesela. sana soruyor. birini neden kırdığını anlamayan insan dolu. çünkü kendi ne yaptığının neye sebep olduğunun farkında değil. haklıyım diye diretse de; ben bunu neden yaptım, birini mutsuz etmek beni mutlu etti mi diye düşünmek bu kadar zor olmamalı.
ben de yaş aldıkça anlık tepkiler vermemeyi sorgulatmayı öğrendim. ona gayet normal gelen bir şey, bana göre büyük bir hata olunca anlatmayı seçiyorum. ben olsam böyle yapardım, bak böyle de olabilirdi, bak bu dediğin buraya gidiyor, bak buradan ben bunu anlıyorum diyorum bazen. ben anlatınca aa haklısın öyle bakmamıştım, düşünemedim dendiğini görüyorum. herkesin anlayışı, yaşayışı farklı. önemli olan dinlemek, anlatmak, anlayışlı olmak. empati duygusunun olması da önemli.
sen haklı ol sorun bu değil, sorun haklı da olsan davranışlarının beni etkilemesi ve tahammül seviyemi azaltıp inancımı kırması. uzun uzun konuştuğum kendimi ve beklentilerimi anlattığım insanlar da oldu. tamam konuştuk çözdük artık farklı olacak diye inandığımda hiçbir şeyin asla değişmediğini gördüm. verilen mesajın anlanması kadar ona göre gelişim ve değişim de göstermesi çok önemli.
insanın toleransı kendisinin de gelişime ve olumlu değişime açık olup olmamasıyla alakalı. ben böyleyim yapamıyorum başladı mı o ilişki bitiyor. ince çizgi de saygı tabi. saygısızlık hissedildi mi karşı taraf sana fütursuzca konuşmaya cesaret gösterebildi mi sevginin de tahammülün de önemi kalmıyor.
birinin hafızasında kötü durumları silmek istiyorsan, ona haksızlık ettiğini kabul edip hakkını teslim edebilmelisin.
bir arkadaşım beni üzecek bir yalan söyledi. arkasında durmasını istedim, yalan da olsa bir şey söylüyorsan ya arkasında dur ya da yalanın altında ezildiğini göster bana. o ne yapmayı seçti peki, çevirip durdu. o yüzden hayatımdan çıkardım. arkasında durup ben uydurdum, kendimi bu tarz kaoslarla mutlu ediyorum. birinin hakkında kötü konuşmak zevk veriyor demek ki iyi değilim ben. kusura bakma deseydi eyvallah ruh hastası demek ki derdim. yalanı uzatan çevirip başkasını da zan altında bırakan zehirli geliyor. bir özür dilemek gerekiyor sadece. ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi gamsız olmamak ve sözcüklerle kendini ifade edebilmek gerekiyor. özür çiçeği geliyor mesela. al tamam işte affet modundalar. farkında değil ne yaptı da tahammülüm azaldı. neden desem kırılabileceğim 10 madde sayacak ama hangisi asıl sebep farkında değil mesela. sana soruyor. birini neden kırdığını anlamayan insan dolu. çünkü kendi ne yaptığının neye sebep olduğunun farkında değil. haklıyım diye diretse de; ben bunu neden yaptım, birini mutsuz etmek beni mutlu etti mi diye düşünmek bu kadar zor olmamalı.
ben de yaş aldıkça anlık tepkiler vermemeyi sorgulatmayı öğrendim. ona gayet normal gelen bir şey, bana göre büyük bir hata olunca anlatmayı seçiyorum. ben olsam böyle yapardım, bak böyle de olabilirdi, bak bu dediğin buraya gidiyor, bak buradan ben bunu anlıyorum diyorum bazen. ben anlatınca aa haklısın öyle bakmamıştım, düşünemedim dendiğini görüyorum. herkesin anlayışı, yaşayışı farklı. önemli olan dinlemek, anlatmak, anlayışlı olmak. empati duygusunun olması da önemli.
devamını gör...
16.
aslinda eriyip yok olan tolerans degil. gönullerde ekstra yer edinmemis; daha dogrusu, hatir işlemeyecek miktarda deger ve sevgi bictiginiz kisilerle iliski yasanmasindan mutevellit, zaman icinde ortaya cikan tahamul/suzluk durumu bu. duyulan saygi, bicilen deger, gosterilen ekstra hosgoru... bunlar hep hissedilen sevgiyle paralel degerde vardir ya da yoktur.
devamını gör...