ilk öpücük

kalbin hızlı çarpması, kimyasalların vücutta deli gibi dolaşması, bir sıcaklık, belki biraz titreme, dudaklarda yumuşacık bir his, daha fazla serotonin ve daha fazla kan akışı...

5 yaşında , benden iki yaş büyük mahalle arkadaşım musti ile yaşadığımdır.

bir gün mahallede beni kıstırıp dedi ki "bir şey öğrendim çok güzel. deneyelim mi?"

hayır şimdiki gibi de değil. televizyonda bi köle isaura yayınlanıyor bir de yalan rüzgarı.

nereden gördüyse artık.

neyse çekti bu beni apartman girişine, bir de bunun tavşan ön dişleri var, artık öpcem diye ısırdı mı yanlışlıkla naptı canım yandı. ittirdim ben bunu. ben ittirince bu küstü gitti eve. kaldım tek başıma sokakta.

ilk öpücük anım böyle mi olacaktı musti! haniydi yıldızlar, haniydi kuş cıvıltıları, unicornlar?!
allah belanı versin musti! ben de sana küstüm hem.

bazen hatırlanamayacak kadar çok zaman geçmiş olandır.
t:gerçekleşen ilk öpüşme-öpülme-öpme eylemi

belki de en güzelidir. hatırlanır.

lise yıllarımda izlemek için koşa koşa eve gittiğim fransız gençlik dizisi. kızlara olan ilgimin ergenlikte yoğunlaşmasından sonra düştüğüm iletişim buhranında çok yardımı olmuştu. bir de gençlik rüzgarları vardı, çok güzel günlerdi...
www.facebook.com/mazidekici...

unutulmaz 90'ların genclik dizisi.hastasıydım bu dizinin ve tabi ki justine'nin.sevgilisi vardı jerome kankaları annette ve isabelle.

ben direkt dudaktan giriş yaptım bu meseleye.
fena değildi ya.

keyifliydi yani.

bugün dördüncü buluşmamız...

bugün hayatımın en güzel günüydü.
sevdiğimle buluşacaktik bugün .
fakat denk gelmedi buluşma saatlerimiz tekrar beklettim onu. :( tüm vaktini beni beklemekle geçirdiğini söyledi. fakat bir dakika dahi olsa onu görseydim bana kâfi gelirdi.
(i: karşısına oturmak istedim yüzüne bakmak için o ise yanıma oturdu yüzüne baktım sarıldım biraz hasret giderdim. saçlarına dokunmak bana huzur veriyor , sanki cennetteymisim gibi. kalbinin sesini dinledim biraz ,saçlarını okşadım sığınacak bir liman gibi sevdiğime sarılınca ondan başka kimsem yokmuş gibi hissediyorum.)
sonra en sevdiğimiz şarkıları dinledik beraber. günlerce oturup izleyebilirim onu. içimdeki sevgiyi anlatmaya kelimelerim yetmiyor. hani derler ya her güzel şeyin bir sonu vardır,yada bedeli vardır bugün hem vakit çabuk geçti hem de biraz eve geç kaldı sevdiğim koşar adımlarla yürüdük beraber. yanından ayrılırken sesini duymak istedim fakat aramanı istemedi bazı nedenlerden dolayı umarım en kötü günümüz böyle olur...

bu da benden sevdiğim;
woooaeww diye güne başladım. günümün tamamı dışarıda geçti. bir buluşma günü daha. yine hayaller ve kırıklıkları. beklemeye mi alışsam kırılmaya mı bilemedim.
sabah saat yedi evden çıktım her tarafı tavaf ettim. kitap aldım sohbet ettim kitabımı okudum. kahvaltı yaptım ve yazı yazdım, çiğköfte gömmeyi ihmal etmedim tabi. kendimce çok kötüydüm ihtiyacım olan şey bir sarılmaydı o kadar. saatin geçmesini beklemek çok zor bunu da anladım. geçmiyor gitmiyor. saat iki olsunlar...
sonunda iki bekliyorum aramıyor kendileri. burdan sesleniyorum bundan sonra saat kaç dediysen o saatte ara ve gelip gelmeyeceğini haber et. aramıyor ve zamanım bitiyor eve gitmem gerekecek. neyseki aradı ve 10 dakikaya ordayım 10 dakika sonra yine 10 dakikaya ordayım. sonra da mesaj attı yavaş yürü seni bekletmek istemem. yine arıyor ve 5 dakikaya arayacak seni. dakikalar birbirini kovalarken zamanım tükeniyor ama farkına varmıyordu. aradı ve otur kafede beni bekle dedi. bir çay aldım ben çaya çay bana baktı uzun bir süre. çaydan çıkan buharı seyrettim. o yoktu, tek başıma bekledim. 20 dakikadan uzun bir süre beklediğimi düşünüyorum. gelmedi gelmiyor!.. çayın şekerli oluşu iz bırakıyor bardak altığına bekle geliyorum yazdım o da kurudu. en sonunda geldi. kalmış üç 6 dakikam. kendin git dedim gitmedi. neyse rahat olduğumuz yere geçtik. hâlâ sinirliyim ona karşı. bana sarılıyor ancak içtenlikle sarılmak istemiyorum. biraz fark etsin istiyordum. ıçeri geçtik. karşıma otur dedi yine oturmak istemedim yanına oturmak daha güzeldi. gözlerine bakacam dedi baktığını hatırlamıyrorum. onu da geçtim ben hâla yüzünü de hatırlamıyorum. yüzü aklıma gelmiyor.
içeri geçtik, dans ettik en güzel şarkılarla . o edemedi herkese duyrulur. sürekli sarılmak peşinde. dans ediyoruz sarılıyor ben de zaten engel olamıyorum kendime.
bana öyle güzel sarıldı kii...
onu sonsuza dek içime hapsetmek istedim. olmuyor, yetmiyor içime hapsedemiyordum. alnımdan öptü. ben de onu öptüm. çok tuhaf bir gündü. tüm duygularımı bir günde yaşadım. çaresizlik, ezilmişlik, mutsuzluk, heyecan, coşku, boş vermişlik ve mutluluğun dibi... ona sarıldığım an her şeyi unuttum ona, kokusuna ait oldum. bu güzel bir şeydi. bir yuva vardı ve bu da onun kollarıydı çok güzel hissettim, aitmişim gibi...
bugün ilk öpücük , ilk dans ve en rahat olduğum ilk gündü.
dans ederken gözlerime bakamayışı, gözlerini
kaçırması, içten gülmesi, kokusu, sözleri aklımdan çıkmıyor. o kadar çok sarıldık ki unutuvermişim yine. öyle hayranlıkla izliyor ki beni. kendimi tanıyamıyorum. ben kimim diyecek raddeye geliyorum.
kalp atışlarına baktım normal olmayacak şekilde atıyordu. kalbini dinlemek istedim ve ben bu aktiviteyi çok sevdim.
kim bilir neler anlatıyordu bana deli gibi atan kalbin?..

biraz eğlendim tek başına eğlendim gibi gözüküyordu ancak o da çok eğleniyordu, farkındaydım. onunlayken çocuklaştığımı fark etmiş. ve böyke biri olduğumu bilmiyormuş öğrenmiş oldun ne kadar eğleneceğimizi. kokun bugün de bende, sen ne zaman geleceksin?
sende huzurluyum , sendeyken güzelim, seni seviyorum sevdiğim.*

ilk öpücüğümü verdiğim kişiyi hala öpüyor olmanın haklı gururunu yaşıyorum.
sene 2010 daha liseye hazırlanan mini minicik bir kızım, okul çıkışı dershaneye gidiyorum demişim, gitmemişim onunla buluşucam ama onunda daha okuldan çıkmasına 1 saat var. hava buz gibi, ellerim cebimde caddede 10. turumu falan atıyordum ki geldi. semtte herkes tanıdık olduğu için biri görür diye herhangi bir kafeye girip oturamıyoruz, parkta 5 dakika birbirimizi görüp ayrılıcaz. bana bir şiir yazmış, onu beklerken üşüdüm diye de ellerini kaloriferde ısıtıp gelmiş canını sevdiğim, hemen tuttu ellerimi bir tanecikte öpüverdi sıcacık oldum. yazdığı şiiri okuya okuya kocaman bir gülümsemeyle evime döndüm sonra. şimdi sözlüm oldu kendisi, seneler geçti ama hala şiir yazar hala ısıtır ellerimi

50 ilk öpücük izleyin.

benimki japon bi cocuklaydı^^
yakısıklı, tatlı, zeki ve acayip aglenceli bi cocuktu.
sanırım ilk reel sevgilim diyebilirim kendisi hakkında.

bir yay burcu erkegi iste:)
seni havaya atar, sonra tutmayı unutur. ihih.

bugun dogumgunu..
miyazaki serisinden bir pastayla kutladım.