imkansız aşk vs olanaksız sevi
başlık "iki kişinin bildiği sırrı" tarafından 08.01.2024 17:52 tarihinde açılmıştır.
1.
imkansız aşk kazanır.
zaten imkansız aşk deyince çok daha başka bir ruh haline giriyor insan ama olanaksız sevi aynı anlama gelmesine rağmen kimsede bir bilinç , kıpraşım , titreşim ya da ruh hali oluşturmuyor. kulak kanatıyor resmen.
cumhuriyetin ilk yıllarındaki güneş dil teorisiyle birlikte gelişen dil faşistliğinde gelinen nokta budur. yeni cumhuriyete has bürokratik bir dil yaratacağız diye düştüğümüz hallere bak. bütün dünyaya da alay konusu olduk bu teori sayesinde. herkes , halk anlasın diye yapıldı falan filan diyor ama hikaye. halk anlasın diye bir dertleri olmadı hiçbir zaman. üst bir dil kurmak istediler ama sıçtılar tabi sonunda. tutmadı bu iş.
zaten imkansız aşk deyince çok daha başka bir ruh haline giriyor insan ama olanaksız sevi aynı anlama gelmesine rağmen kimsede bir bilinç , kıpraşım , titreşim ya da ruh hali oluşturmuyor. kulak kanatıyor resmen.
cumhuriyetin ilk yıllarındaki güneş dil teorisiyle birlikte gelişen dil faşistliğinde gelinen nokta budur. yeni cumhuriyete has bürokratik bir dil yaratacağız diye düştüğümüz hallere bak. bütün dünyaya da alay konusu olduk bu teori sayesinde. herkes , halk anlasın diye yapıldı falan filan diyor ama hikaye. halk anlasın diye bir dertleri olmadı hiçbir zaman. üst bir dil kurmak istediler ama sıçtılar tabi sonunda. tutmadı bu iş.
devamını gör...
2.
dil faşistliği filan yapılmadı. halk kendi diline kavuşturuldu. yüzyıllarca baskılanan anadilimiz yasaklama ve aşağılamadan kurtarıldı. arap-fars özentili uydurma saray yazıdili ve harflerinden vazgeçildi. ki olması gereken de buydu. halk saray dışında zaten kendi dilini konuşuyordu. yunuslar, dadaloğlular, karacaoğlan ve diğerleri ilk kez kendi devletinin katli vacip eşkiyaları değil bilge ozanları oldular.
osmanlıca denilen ucube dil zaten halkın dili değildi. keza kendi dil seslerine de uygun olmadığı için ulusal dil ve kültür, yeterli üretkenlikten yoksundu. basılı kitap sayısı neredeyse yok, bilimsel çalışma ve üretim sıfır düzeyindeydi. cumhuriyet hemen öncesi ve sonrasını çıkın saraya saltanata övgü düzen üç beş besleme dışında, edebi nitelikte örnek yok seviyesindedir.
bu gerçeklikler ışığında yeniden düşünün bakalım: dil faşizmi osmanlı tarafından türke ve türkçeye mi yapılmıştır, yoksa türk ulusu kendi yurdunda başka ulus dillerini kendi diline karşı imtiyazlı görmemekle faşist bir davranış göstermiş sayılmalı mıdır.( karardan önce "kim"liğinize dikkatli bakın ama.!)
osmanlıca denilen ucube dil zaten halkın dili değildi. keza kendi dil seslerine de uygun olmadığı için ulusal dil ve kültür, yeterli üretkenlikten yoksundu. basılı kitap sayısı neredeyse yok, bilimsel çalışma ve üretim sıfır düzeyindeydi. cumhuriyet hemen öncesi ve sonrasını çıkın saraya saltanata övgü düzen üç beş besleme dışında, edebi nitelikte örnek yok seviyesindedir.
bu gerçeklikler ışığında yeniden düşünün bakalım: dil faşizmi osmanlı tarafından türke ve türkçeye mi yapılmıştır, yoksa türk ulusu kendi yurdunda başka ulus dillerini kendi diline karşı imtiyazlı görmemekle faşist bir davranış göstermiş sayılmalı mıdır.( karardan önce "kim"liğinize dikkatli bakın ama.!)
devamını gör...
3.
ikisi de aynı anlama gelir. kullanım sıklığı, geleneksellik etkiyi arttırır.
buradan güneş dil teorisine *ok atmak gerçekten kanayan histerik bir beynin işi olabilir. bu, bir teoridir. oldukça da mantıklı temellere dayanan bir teoridir. buradan salakça faşizm kotarmaya çalışan ancak sıçan* ve sıvayan sırrı kardeşimiz, asla ve kat'a alay konusu edilmeyip, tırmalayışları olgunlukla karşılanmalı ve geberik fesli ile aynı potada eritilmelidir.
buradan güneş dil teorisine *ok atmak gerçekten kanayan histerik bir beynin işi olabilir. bu, bir teoridir. oldukça da mantıklı temellere dayanan bir teoridir. buradan salakça faşizm kotarmaya çalışan ancak sıçan* ve sıvayan sırrı kardeşimiz, asla ve kat'a alay konusu edilmeyip, tırmalayışları olgunlukla karşılanmalı ve geberik fesli ile aynı potada eritilmelidir.
devamını gör...
4.
ben de saf ve yabancı dillerden arındırılmış bir türkçe arzularım. ama nedense olanaksız sevi hakiki türkçe olmasına rağmen çok ruhsuz ve yavan geldi bana. mesela arkadaşla akşamları eğlenmek veya efkar ve kafa dağıtmak için meyhaneye gidersin, ama bunun yerine saf türkçe ile içki evine gidelim dersen alışlagelmiş bir ahenk o anda kayboluyor.
devamını gör...