imparatorluk kökenli bir devlet olmanın zor olduğu gerçeği
başlık "emrebey003" tarafından 12.06.2021 11:21 tarihinde açılmıştır.
1.
imparatorluk ayaktayken imaratorluk çatısı altında yaşayan herkese tamamen adil ve eşit davransan bile sonradan katılan yada bir şekilde kendilerini imparatorluğun bir parçası görmeyenler daima kendilerine farklı davranıldığını düşünecek, imparatorluk dağıldıktan sonra bile bu öfkeleri devam edecektir.
örneğin osmanlı imparatorluk çatısı altında yaşayan rum ve ermeniler gibi gayri müslim halk, serberstçe sanat ve ticaretle uğraşabildikleri için osmanlı tebasında yaşayan diğer unsurlardan daha varlıklıdırlar, ayrıca çocukları daha iyi şartlarda büyümüş, daha iyi eğitim almış ve eğitim ve ticaret için çok daha kolay yurtdışına gidebilmişlerdir. ancak osmanlının dağılma döneminde eline silah alıp çeteler oluşturarak içerden yıkma gayretine girenlerde çoğunlukla onlar olmuştur.
ünlü yazar süleyman nazif kara bir gün adlı yazısında 8 şubat 1919 da işgal ordularını temsilen istanbul' a bir at üzerinde giren işgal güçleri komutanı fransız mareşal franchet d’esperey ' i istanbul' da yaşayan rum ve ermenilerin coşku ve sevinçle karşılamasına tepki göstermiş,
1871 de almanlar fransa yı işgal ettiklerinde, alman orduları paris' te bulunan zafer takının altından geçerken fransa da yaşayan cezayir' li müslümanlar ve fransız yahudileri bu duruma utançla ağlayarak tepki gösterdiklerine dikat çekmişti. çünkü almanların bu işgali fransa da yaşayan her halk için bir işgaldi. oysa osmanlı toprakları işgal edilirken birileri yas tutarken birileri bayram ediyor, işgal güçlerine katılmaya can atıyordu, osmanlı durum işte bu derece de vahimdi.
özetle imparatorluk kökenli bir devletsen her zaman güçlü ve her zamanda ayakta kalmalısın.
örneğin osmanlı imparatorluk çatısı altında yaşayan rum ve ermeniler gibi gayri müslim halk, serberstçe sanat ve ticaretle uğraşabildikleri için osmanlı tebasında yaşayan diğer unsurlardan daha varlıklıdırlar, ayrıca çocukları daha iyi şartlarda büyümüş, daha iyi eğitim almış ve eğitim ve ticaret için çok daha kolay yurtdışına gidebilmişlerdir. ancak osmanlının dağılma döneminde eline silah alıp çeteler oluşturarak içerden yıkma gayretine girenlerde çoğunlukla onlar olmuştur.
ünlü yazar süleyman nazif kara bir gün adlı yazısında 8 şubat 1919 da işgal ordularını temsilen istanbul' a bir at üzerinde giren işgal güçleri komutanı fransız mareşal franchet d’esperey ' i istanbul' da yaşayan rum ve ermenilerin coşku ve sevinçle karşılamasına tepki göstermiş,
1871 de almanlar fransa yı işgal ettiklerinde, alman orduları paris' te bulunan zafer takının altından geçerken fransa da yaşayan cezayir' li müslümanlar ve fransız yahudileri bu duruma utançla ağlayarak tepki gösterdiklerine dikat çekmişti. çünkü almanların bu işgali fransa da yaşayan her halk için bir işgaldi. oysa osmanlı toprakları işgal edilirken birileri yas tutarken birileri bayram ediyor, işgal güçlerine katılmaya can atıyordu, osmanlı durum işte bu derece de vahimdi.
özetle imparatorluk kökenli bir devletsen her zaman güçlü ve her zamanda ayakta kalmalısın.
devamını gör...
2.
bunun en büyük zorluklarından birini biz türkiye olarak yaşamaktayız; kul kültürü. hititlerden 1923'e gelene dek ülkeyi yöneten herkes, egemenliğini tanrıdan aldığını iddia etmiş. bu sayede güce kulluk etme bilinci de bu toprakların dna'sına işlenmiş. birkaç adam çıkıp saçma sapan uygulamalar bile gerçekleştirse, onu biz seçmemişiz gibi tavır koyamıyoruz. "devlet yüce, devlet büyük." halbuki seni yöneten senin seçtiğin biri, sen ondan üstünsün.
devamını gör...