insanımızın genelde akıcı ve etkili konuşamaması

bence bu türkçenin kendisi ile alakalı. şahsen türkçenin çok zor konuşulan bir dil olduğunu düşünüyorum.

et tüketimi az olduğu için bu b12 vitaminin eksikliğine neden oluyor. buda konuşmada tutuklu kalmalarına neden oluyor.

onok hariç de

çünkü bizim insanımız çocukluğundan beri baskılanmış ,susturulmuş,elestirilmis ve kıyaslanmis. bir yerden sonra çareyi susmakta bulmuş. ihtiyaç aninca zuladaki bir kaç kelime ile cümlesini kurmuş yine kenara çekilmiş. sonuçtan da işte bu başlık çıkmış.

küçüklüğümüzden itibaren konuşmamamızı, çiçek olmamızı istediler de ondan. konuşanın adının tahtaya yazıldığı, her konuştuğunda adının karşısına çarpı atıldığı bir sistemde yetiştik de ondan. eğitim sistemi adı altında aynı kıyafetleri, aynı saç tıraşını dayatarak, henüz çocukluğumuzda kendi benliğimizi keşfetmemizi engelleyerek, yaramaz veya uslu olarak ötekileştirildik de ondan. bugün bu halkın sessiz ve tepkisiz oluşundan yakınıyoruz. bu halka öğretilen bu olduğu için olamaz mı?
kendisini ifade etmesine, kendisini savunmasına müsaade edilmeyen bir çocuğun, ileriki yaşlarında 360 derece değişmesi beklenilmemeli.

yeni müfredat her kademede ortak bir paydada yani türkçe öğreniminde buluşuyor. diğer yandan 70 alamayan sınıf tekrarı yapacakmış diyorlar.

bence olumlu bir gelişme gibi ama yeni müfredatın da adının "maarif" olması akla hangi türkçe sorusunu da getiriyor.

okullarda diksiyon egitimi verilmeli, matematik cikarilmali. evet.