1.
(tematik)
eserin yazarı, iranlı düşünür ve sosyolog ali şeriati’dir. ali şeriati, 1977 yılında londra’da sürgündeyken savak ajanları tarafından öldürülmüştür.
kitap, ali şeriati adına çıkartılan diğer eserlerde olduğu gibi kendisinin konuşmalarının yazıya geçirilmesi şeklinde oluşmuştur. bu şekilde okunduğunda, şeriati’nin ne kadar güçlü bir hatip olduğu taktir edilecektir.
genel başlıklarla içeriğe girmek gerekirse yazar “insan sorununu” ele almaktadır denilebilir. “insan nedir?” sorusuna bir cevap bulunamadan herhangi bir konuda bir sorunu çözmenin mümkün olmadığı, eğitim ve öğretim elemanlarının diğer şeylere kafa yormadan önce insan niteliği sorununu çözmeleri gerektiğinden dem vurarak konuşmasına başlar. insan niteliği 4 adet zorlayıcının/cebrin etkisindedir. bunlardan kurtulamadan özde bir insan olmak mümkün değildir.
şeriati’ye göre iki adet insan tanımı vardır. ilki insanı biyolojik olarak ele alan herkesin bildiği tanımken ikinci tanım, ‘şairin şiirlerinde ele aldığı, filozofların üzerine düşündüğü insanı’ kastetmektedir. ikinci tanımdaki insanı ‘beşer’ olarak yani insan olmak, insan imek sürecindeki varlık olarak niteler.
insan olmak sürecini tamamlayan insanın 3 özelliği vardır:
1-öz varlığının bilincindedir.(öz varlığı ve evren arasındaki ilişkiyi sorgular.)
2- seçme yeteneği vardır.(özgürdür.)
3- yaratıcı özelliği vardır.(sanayi ve güzel sanatlar alanında yaratıcıdır.)
işte 4 zorlayıcı, bu 3 nitelikten insanı alıkoymaya çalışmaktadır. peki nelerdir bu 4 zorlayıcı güç?
birinci zindan: naturalizm. yani doğanın sınırlandırdığı insan kalıbıdır.
ikinci zindan: historizimdir. yani insanı seçme özgürlüğünden alıkoyan, geçmiş seçimlere ayak uydurmak zorunda bırakan düşüncedir.
üçüncü zindan: sosyolojizimdir. toplumu temel alan, onu benimseyen, bireyi ise yadsıyan görüştür.
dördüncü zindan ise insanın kendisidir. yazar 4. zindanı ‘bu dört zindandan en kötüsüdür, en içinden çıkılamazıdır.’ şeklinde nitelemiştir.
ali şeriati bize bu dört zindandan çıkış anahtarlarını da vermektedir. ilk olarak ilk zindan olan doğa zindanından ; bilincini, irade ve yaratıcılığını, doğayı tanımakla yani bilimle kurtulabiliriz. ikinci zindan olan historizm zindanından tarih felsefesi ve tarihi determinizmin insanı nasıl yönlendirilebileceğini kavramakla, tarih bilimi ile çıkabiliriz. üçüncü zindandan yani sosyal düzen zindanından da bireyler yine bilimle kurtulabilir ve kendi düzenlerini oluşturabilir.
dördüncü zindana gelmeden önce, yazara göre bu ilk üç zindandan kurtulmuş insanın mutsuzluğu da başlamış bulunmaktadır. çünkü bu 3 zindandan kurtularak, doğaya ve topluma egemen olan insan artık kendi zindanında tutsak durumdadır. bu zindandan kurtulmak çok zordur, artık zindan ile tutsak birleşmiştir. insan bilim ile doğanın, tarihin ve toplumun tutsaklığından kurtulabilir ancak kendi zindanından bilim ile çıkamaz çünkü bilimin kendisi de tutsaktır.
insanın kendi zindanından çıkması dışardan gelen herhangi bir mantıksal çözümleme, herhangi bir hesap kitap veya diğer tüm oportünist akılcı yollardan olmayacaktır. insan bu zindandan çıkmak için kendini feda etmelidir. bu anahtarın adı aşk’tır. yazara göre aşk:” beni kendi yaşayışımın üzerlerine kurulmuş olduğu çıkarları ve yararları, bütün çıkarlarımı feda etmeye yönelten, hatta kendi insan olma idealimi başkasının ideali, benim aşık olduğun ülkü uğruna feda etmeye çağıran, benim olumlu cevaplandırdığım güçtür.”
tanımımı sonunda kadar okumayı başardıysanız, aklınıza muhyiddin abdal'ın şu sözleri gelmiş olabilir ki ne tasadüf benim de geldi:
insan insan derler idi
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim
kendüzünde buldu bulan...
kitap, ali şeriati adına çıkartılan diğer eserlerde olduğu gibi kendisinin konuşmalarının yazıya geçirilmesi şeklinde oluşmuştur. bu şekilde okunduğunda, şeriati’nin ne kadar güçlü bir hatip olduğu taktir edilecektir.
genel başlıklarla içeriğe girmek gerekirse yazar “insan sorununu” ele almaktadır denilebilir. “insan nedir?” sorusuna bir cevap bulunamadan herhangi bir konuda bir sorunu çözmenin mümkün olmadığı, eğitim ve öğretim elemanlarının diğer şeylere kafa yormadan önce insan niteliği sorununu çözmeleri gerektiğinden dem vurarak konuşmasına başlar. insan niteliği 4 adet zorlayıcının/cebrin etkisindedir. bunlardan kurtulamadan özde bir insan olmak mümkün değildir.
şeriati’ye göre iki adet insan tanımı vardır. ilki insanı biyolojik olarak ele alan herkesin bildiği tanımken ikinci tanım, ‘şairin şiirlerinde ele aldığı, filozofların üzerine düşündüğü insanı’ kastetmektedir. ikinci tanımdaki insanı ‘beşer’ olarak yani insan olmak, insan imek sürecindeki varlık olarak niteler.
insan olmak sürecini tamamlayan insanın 3 özelliği vardır:
1-öz varlığının bilincindedir.(öz varlığı ve evren arasındaki ilişkiyi sorgular.)
2- seçme yeteneği vardır.(özgürdür.)
3- yaratıcı özelliği vardır.(sanayi ve güzel sanatlar alanında yaratıcıdır.)
işte 4 zorlayıcı, bu 3 nitelikten insanı alıkoymaya çalışmaktadır. peki nelerdir bu 4 zorlayıcı güç?
birinci zindan: naturalizm. yani doğanın sınırlandırdığı insan kalıbıdır.
ikinci zindan: historizimdir. yani insanı seçme özgürlüğünden alıkoyan, geçmiş seçimlere ayak uydurmak zorunda bırakan düşüncedir.
üçüncü zindan: sosyolojizimdir. toplumu temel alan, onu benimseyen, bireyi ise yadsıyan görüştür.
dördüncü zindan ise insanın kendisidir. yazar 4. zindanı ‘bu dört zindandan en kötüsüdür, en içinden çıkılamazıdır.’ şeklinde nitelemiştir.
ali şeriati bize bu dört zindandan çıkış anahtarlarını da vermektedir. ilk olarak ilk zindan olan doğa zindanından ; bilincini, irade ve yaratıcılığını, doğayı tanımakla yani bilimle kurtulabiliriz. ikinci zindan olan historizm zindanından tarih felsefesi ve tarihi determinizmin insanı nasıl yönlendirilebileceğini kavramakla, tarih bilimi ile çıkabiliriz. üçüncü zindandan yani sosyal düzen zindanından da bireyler yine bilimle kurtulabilir ve kendi düzenlerini oluşturabilir.
dördüncü zindana gelmeden önce, yazara göre bu ilk üç zindandan kurtulmuş insanın mutsuzluğu da başlamış bulunmaktadır. çünkü bu 3 zindandan kurtularak, doğaya ve topluma egemen olan insan artık kendi zindanında tutsak durumdadır. bu zindandan kurtulmak çok zordur, artık zindan ile tutsak birleşmiştir. insan bilim ile doğanın, tarihin ve toplumun tutsaklığından kurtulabilir ancak kendi zindanından bilim ile çıkamaz çünkü bilimin kendisi de tutsaktır.
insanın kendi zindanından çıkması dışardan gelen herhangi bir mantıksal çözümleme, herhangi bir hesap kitap veya diğer tüm oportünist akılcı yollardan olmayacaktır. insan bu zindandan çıkmak için kendini feda etmelidir. bu anahtarın adı aşk’tır. yazara göre aşk:” beni kendi yaşayışımın üzerlerine kurulmuş olduğu çıkarları ve yararları, bütün çıkarlarımı feda etmeye yönelten, hatta kendi insan olma idealimi başkasının ideali, benim aşık olduğun ülkü uğruna feda etmeye çağıran, benim olumlu cevaplandırdığım güçtür.”
tanımımı sonunda kadar okumayı başardıysanız, aklınıza muhyiddin abdal'ın şu sözleri gelmiş olabilir ki ne tasadüf benim de geldi:
insan insan derler idi
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim
kendüzünde buldu bulan...
devamını gör...
"insanın dört zindanı" ile benzer başlıklar
dört yön
1