insanlar neden ölünce kıymete biner sorunsalı
başlık "earl" tarafından 19.03.2021 23:50 tarihinde açılmıştır.
1.
çünkü ölüm geride bıraktığı her şeye esrarengiz bir hava katar. belki de ölen kişi en üst mertebe olan hiçlik mertebesine eriştiği için kıymete biniyor da olabilir.
devamını gör...
2.
kaybetmiş olmak yeterlidir o kişinin kıymete binmesi için. gidince de kıymete biner. eskisi gibi olmayan her şey, eskisi kadar ulaşılamayan her şey kıymete biner.
devamını gör...
3.
üstte ki tanımlarda çok güzel bir şekilde açıklamışlar, ben de güzel bir atasözü bırakayım : kel ölür sırma saçlı kör ölür badem gözlü olur.
devamını gör...
4.
çünkü ölümün dönüşü yoktur. varken yaşadığınız birinin asla olmayacağını bilmek onu daha da kıymetli yapar.
devamını gör...
5.
ölünce kıymete binmez ,o kişinin yaşadığının kanıtıdır ölümü, ölene kadar farkına varmayız, ta ki ölür bir gün, işte o zaman radarımıza girer aa böyle bir insan vardı deriz, şahsen örnek vermem gerekirse ,küçük iskender ' in şair olduğunu biliyordum , adını biliyordum sadece ne zaman ki adam öldü, merak saldım , sevdim, okudum, ama iş işten geçti, istesem de konuşamam artık onunla, deseler ki iskender geri gelecek 5 dakikalıĝına , neyim var neyim yok verirdim . ama ölmeden anlamak gerek işte. o da zor...
devamını gör...
6.
bir de kendi ölümünüzü düşünün. kendinizin kıymetini bilin.
tanım: çünkü, (bkz: giden geri gelmiyor). ulaşılmaz olan kıymetlenir.
tanım: çünkü, (bkz: giden geri gelmiyor). ulaşılmaz olan kıymetlenir.
devamını gör...
7.
varlığı hissedilmeyen birinin yokluğu da fark edilmeyeceği için çokta inanmadığım bir şey.
yaşarken önemsenmeyen biri ölünce de önemsenmez
çok çok büyük istisnalar elbette var: yazarların öldükten sonra kitaplarının çok satması gibi
yaşarken önemsenmeyen biri ölünce de önemsenmez
çok çok büyük istisnalar elbette var: yazarların öldükten sonra kitaplarının çok satması gibi
devamını gör...
8.
en kolay kıymet verme şekli olduğu için.
teşekkür etmeye gerek yok,
mutlu etmeye gerek yok.
bu esnada yaşayan kıymetlileri de fark etmeye gerek yok.
aynı anda bir bir çok şey es geçilebiliyor.
teşekkür etmeye gerek yok,
mutlu etmeye gerek yok.
bu esnada yaşayan kıymetlileri de fark etmeye gerek yok.
aynı anda bir bir çok şey es geçilebiliyor.
devamını gör...
9.
çünkü insanlar kolaycıdır , sağ iken ayırmadığı zamanı ayırmasına gerek kalmadığı için bol keseden üzülür. at yalanı .....
devamını gör...
10.
bizler ölüm yokmuş gibi davranırız çoğu zaman karşımızdakine. o kişiye bir şey oluncada içten bir pişmanlık duyarız. kendimizi suçlarız. çevrenizdeki insanları, sevdiklerinizin, ailenizin kıymetini bilin. ölüm var bu hayatta, sevdiklerimizi bizden koparan.
devamını gör...
11.
çünkü artık cevap veremez.
devamını gör...
12.
kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur:
insan, abartmayı seven bir varlıktır. bundan dolayı kişi, elinden giden basit, kusurlu birçok şeyi çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.
insan, abartmayı seven bir varlıktır. bundan dolayı kişi, elinden giden basit, kusurlu birçok şeyi çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.
devamını gör...
13.
ulaşılamayan daha çok değerlidir. elden kaybolan daha çok değerlenir.
devamını gör...
14.
varlığı kıymetli değilmiş gibi görünen birinin yokluğu yaşanılmalıdır çünkü o insan hep yanımızda hep bizimle zannederiz o olmayınca anlarız yokluğunun ne kadar dayanılmaz olduğunu.
bizim için yaptıklarına, yanımızda oluşuna o kadar alışmışızdır ki ölümün o kişiyi sonsuza kadar bizden aldığı gerçeği yüzümüze bir tokat gibi çarpar.
işte bu yüzden sevdiklerimizin kıymetini bilmeliyiz.
bizim için yaptıklarına, yanımızda oluşuna o kadar alışmışızdır ki ölümün o kişiyi sonsuza kadar bizden aldığı gerçeği yüzümüze bir tokat gibi çarpar.
işte bu yüzden sevdiklerimizin kıymetini bilmeliyiz.
devamını gör...
15.
çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.
devamını gör...
16.
bu başlığı tek bir isim ile tanımlamak istiyorum:
vincent van gogh
deli dediler, öldü usta sanatçı/ünlü ressam oldu. yaşasa yine deli olacaktı ve belki isimsiz kalacaktı.
vincent van gogh
deli dediler, öldü usta sanatçı/ünlü ressam oldu. yaşasa yine deli olacaktı ve belki isimsiz kalacaktı.
devamını gör...
17.
ne demiş oscar wilde abimiz...
başkaları alacak diye korkmasak atacağımız o kadar çok şey var ki!
başkaları alacak diye korkmasak atacağımız o kadar çok şey var ki!
devamını gör...
18.
yaşarken herkes birbirini kırıp dökiyor. birisi öldüğünde insanlara ölüm diye bir gerçek olduğunu hatırlatmış oluyor. pişmanlık ve vicdan azabının harmanlanmasıyla orataya çıkan kıymet bilmek kendini rahstlamak için yapılan bir fiildir. yaşarken gösterilmeyen değerin öldükten sonra bir anlamı yok.
devamını gör...
19.
alışıyoruz birbirimize, o kadar çok alışıyoruz ki ne olursa olsun uzaklarda da olsalar bir yerde alıştığımız insanları bulacağımızı sanıyoruz. değer verdiğimiz kişileri kırdığımızda illaki onun gönlünü alırım diye vicdan azabından kendimizi kurtarmaya çalışıyoruz. ölüm tüm dengeleri bozuyor. belki de bundandır.
ha insan, ha hayvan, ha bitki fark etmez; ölüm her türlü canlının yüzünde hüzünlü bir ifade bırakıp onları hayatlarımızdan çıkartıyor. bizlere de bir gün aynısını yaşayacağımızı hatırlatıyor, yalnız hissettiriyor. etrafında ne kadar çok insan bulunursa bulunsun, bir gün madden ya da manen ortadan kaybolacaklar, bunu anımsatıyor. ölüm, asilliğini bu nedenle koruyabiliyordur belki de, hayatın en gerçek hali olduğu için. yüzlerdeki gülümseme, gözlerdeki yaş, alınan nefes bile gerçekmiş gibi gelmeyebilir bazen insana, ancak ölüm kaçamayacağımız bir gerçek. ölüye de bundan saygı duyuyor olabiliriz, belki de bu nedenle değere biniyor.
ayrıca ölüler konuşamaz, tartışamaz, kalp kıramaz, melek gibi masumdurlar. tüm kötülükler ruhlardan çıkar, geride bıraktıkları bedense kıyafetler gibidir. bir önemi yoktur. ölen ruhun anıları da eskiyene kadar seninledir, ölümün üzerinden çok zaman geçince yırtılmış kıyafetleri nasıl çöpe atıyorsak, yok olmuş ruhun anıları da beynimizin en kenar köşelerine atarız. o kıymet de uzun sürmüyor yani. bence tabii.
ha insan, ha hayvan, ha bitki fark etmez; ölüm her türlü canlının yüzünde hüzünlü bir ifade bırakıp onları hayatlarımızdan çıkartıyor. bizlere de bir gün aynısını yaşayacağımızı hatırlatıyor, yalnız hissettiriyor. etrafında ne kadar çok insan bulunursa bulunsun, bir gün madden ya da manen ortadan kaybolacaklar, bunu anımsatıyor. ölüm, asilliğini bu nedenle koruyabiliyordur belki de, hayatın en gerçek hali olduğu için. yüzlerdeki gülümseme, gözlerdeki yaş, alınan nefes bile gerçekmiş gibi gelmeyebilir bazen insana, ancak ölüm kaçamayacağımız bir gerçek. ölüye de bundan saygı duyuyor olabiliriz, belki de bu nedenle değere biniyor.
ayrıca ölüler konuşamaz, tartışamaz, kalp kıramaz, melek gibi masumdurlar. tüm kötülükler ruhlardan çıkar, geride bıraktıkları bedense kıyafetler gibidir. bir önemi yoktur. ölen ruhun anıları da eskiyene kadar seninledir, ölümün üzerinden çok zaman geçince yırtılmış kıyafetleri nasıl çöpe atıyorsak, yok olmuş ruhun anıları da beynimizin en kenar köşelerine atarız. o kıymet de uzun sürmüyor yani. bence tabii.
devamını gör...
20.
kaybedilenin değerlenmesi, var olanın değer kaybetmesi kaçınılmaz olan bir gerçekliktir şeklinde cevabı olan sorunsal.
devamını gör...