insanlardan nefret etmeye başlanılan an
başlık "hermenss" tarafından 19.08.2021 18:44 tarihinde açılmıştır.
1.
toplumun size değer vermemesi ile başlayan andır.
hayatı ben mi değiştireceğim diye düşünme,herkes senin gibi düşündüğü için hayat böyle.
hayatı ben mi değiştireceğim diye düşünme,herkes senin gibi düşündüğü için hayat böyle.
devamını gör...
2.
insan olmadıklarına kanaat getirildiği andır.
devamını gör...
3.
büyümeye başladığın andır.
devamını gör...
4.
beni ara ara yoklar.
devamını gör...
5.
bir an olarak yaşamadım bunu ama bende de mevcut bu durum.
kırıldıkça vazgeçtim ben sevmeye çalışmaktan. kırılmak, kırıldıkça vazgeçmek gibi ifade edince naif geliyor kulağa ama böyle naif kırılmışlıklardan bahsetmiyorum. baya ağzımıza ettiler.
(gene şükür elbette, şükretmemeye de korkarım artık. hayat bu, ağzım olaydı da etselerdi diyecek hale getirir insanı)
nefret denebilecek kadar güçlü bir duygu mu bilmiyorum ama kırıp dökme arzusuyla doluyum. gerçek mana da hulk (hani şu yeşil dev) gibi bir şeyleri almak fırlatmak, insanlara denk getirmek biraz hasar vermek geçiyor içimden. gene kendi başım yanar diye allah korkusu temelinde bir vazgeçişle yapmıyorum. bide biraz bir denedim, hayallerdeki o arzusu duyulan rahatlığı vermiyor bir şeyler fırlatmak.
o yüzden de kabuğuma çekildim. mecbur kalmadıkça konuşmuyorum kimseyle. çok sıkışınca buraya gelip içime dökecek bir başlık arıyorum ve yazıyorum. yetmiyor ama yazıyorum.
insanlara anlam veremiyorum, hayattan ve diğer insanlardan bekledikleri davranışları kimseye göstermeden öylece durup hayat adil değil, evren beni sevmiyor gibi zükümsonik cümleler kuruyorlar. işte mesela tam bu noktada o şahsın kafasına bir masa geçirmek istiyorum.
bu sadece bir örnek elbette, iki yersiz laf bir mutsuz surat gördük diye küsmedik insanlara.
dünya bitsin istiyorum artık, bulunduğum konumdan, ilerleyemeyişimden, insanlara maruz kalmaktan, mecburen insanlarla birlikte, aynı ortamda yaşamak zorunda kalmaktan nefret ediyorum. hah bak bu nefret işte, insanları bilmem de insanlar yüzünden yaşadığım bu hissiyattan etimle kemiğimle nefret ediyorum.
kırıldıkça vazgeçtim ben sevmeye çalışmaktan. kırılmak, kırıldıkça vazgeçmek gibi ifade edince naif geliyor kulağa ama böyle naif kırılmışlıklardan bahsetmiyorum. baya ağzımıza ettiler.
(gene şükür elbette, şükretmemeye de korkarım artık. hayat bu, ağzım olaydı da etselerdi diyecek hale getirir insanı)
nefret denebilecek kadar güçlü bir duygu mu bilmiyorum ama kırıp dökme arzusuyla doluyum. gerçek mana da hulk (hani şu yeşil dev) gibi bir şeyleri almak fırlatmak, insanlara denk getirmek biraz hasar vermek geçiyor içimden. gene kendi başım yanar diye allah korkusu temelinde bir vazgeçişle yapmıyorum. bide biraz bir denedim, hayallerdeki o arzusu duyulan rahatlığı vermiyor bir şeyler fırlatmak.
o yüzden de kabuğuma çekildim. mecbur kalmadıkça konuşmuyorum kimseyle. çok sıkışınca buraya gelip içime dökecek bir başlık arıyorum ve yazıyorum. yetmiyor ama yazıyorum.
insanlara anlam veremiyorum, hayattan ve diğer insanlardan bekledikleri davranışları kimseye göstermeden öylece durup hayat adil değil, evren beni sevmiyor gibi zükümsonik cümleler kuruyorlar. işte mesela tam bu noktada o şahsın kafasına bir masa geçirmek istiyorum.
bu sadece bir örnek elbette, iki yersiz laf bir mutsuz surat gördük diye küsmedik insanlara.
dünya bitsin istiyorum artık, bulunduğum konumdan, ilerleyemeyişimden, insanlara maruz kalmaktan, mecburen insanlarla birlikte, aynı ortamda yaşamak zorunda kalmaktan nefret ediyorum. hah bak bu nefret işte, insanları bilmem de insanlar yüzünden yaşadığım bu hissiyattan etimle kemiğimle nefret ediyorum.
devamını gör...
6.
yargıladıkları, hevesini kursağında bıraktıkları, küçümsedikleri her an.
devamını gör...
7.
bazı güzel geçen günlerin gecelerinde hissederim bu hissi. mesela bugün. önce iş yerinde daha sonra akrabalarla bolca vakit geçirdiğim güzel bir gündü aslında ama gece oldu herkes kabuğuna çekildi ve ben o an onların sağlıklı olmasını ama yarın onları yeniden görmemeyi istedim. sanki herkesten biraz uzaklassam ve özlesem düzelir bu durum. ben her gün kendimi değiştirmeye çalışıyorum sanıyorum ama belki de bana her geçen gün aynı lafları ve aynı tavırları sergilediklerine şahit olduğum insanlar da gün geçtikçe değiştiklerini sanıyordur. ben adım adım iyiye gittigimi sanarken yolun daha çok başında olduğumu fark ediyorum ve bu hem gerçekten midemi bulandıyor hem de her şeyi unutup kimseyi umursamayıp yok olasım geliyor.
belki de uykum gelmiştir bilemiyorum
belki de uykum gelmiştir bilemiyorum
devamını gör...