o bin yıl gelse de insanoğlunun hırsı hiç bir zaman değişmeyecek, her zaman daha fazlasını isteyecek.
devamını gör...
bir psikolog olarak hatalı bulduğum önerme.

sigmund freud insanın doğuştan kötü olduğunu savunur, abraham maslow doğuştan iyi olduğunu, john locke ise insan zihninin boş bir levha olduğunu söyler.

üçü de hem haklı hem haksızdır; insan birazcık kötülük, birazcık iyilik, birazcık da boşlukla gelir dünyaya.
devamını gör...
freud'un, maslow'un veya locke'nin farklı pencerelerden bakarak yaptıkları tanımlamalar,
bugün gelinen noktada, ınsanın yeryüzüne en fazla zarar veren, en kötü canlı olduğu gerçeğini değiştirmiyor maalesef .
devamını gör...
insan bir başka insan tarafından yoğurulduğu için,tam olarak iyi yada kötü diyemiyoruz bence.ebeveynlere burada büyük bir görev düşüyor;iyilik ve kötülük onların elinde.
devamını gör...
her insanın parmak izi gibi temel bir karakterle doğduğuna inanıyorum ben, içinde bulunduğu koşullarda yaptığı tercihleri, karakterindeki iyilik, kötülük, bencillik vs belirliyor, eğer kişi, yaptığı veya yapmadığı şeylerin "ne için" olduğunu merak eden, üzerine düşünen (vakti ve "afiyet"i varsa tabi) kendini objektif olarak gözlemleyebilen biri ise, kötülüğünüde, iyiliğinide farkedecektir, tespit edecektir, bence etmelidir.. ve de değiştirilebilir..
*kişi önce düşünmeyi istemeli ve karar vermelidir
ayn rand
*karşılıksız yapılan şey iyiliktir, ihtiyacımız vardır, iyilik yapmazsak kötüleşiriz
sinan canan

birçok sosyal deneyde de görüldüğü gibi, insana güç ve otorite verildiğinde maalesef insanlıktan çıkıyor.. her duygu var içerde, ama galiba hangi duyguyu kullanacağımız, besleyeceğimiz, geliştireceğimiz, karakterimizle, neye meyilli olduğumuzla ilgili bir şey, benim gözlemlediğim, fayda/çıkar odaklı insanlar için bu anlamda iyilik, iyi olmak, kötü birşey, sistemleri bu öncelikle formüllenmiş ve kötülük haksızlık da söz konusu odaklarına hizmet ediyorsa onlar için normal/iyi bir durum.. yani önce, iyi ve kötü kavramı kişiden kişiye değişiyor

"insanda her türlü insanlık hali vardır"
böyle birşey okumuştum ama her zamanki gibi kim söylemiş nerde okudum başlıkları kaydetmemiş beynim, kavram kalmış aklımda (sokrates olabilir internetten de bulamadım bilen varsa paylaşırsa benimle sevinirim)
devamını gör...
bilindik bir hikayede saklıydı, belki de cevap.

--- alıntı ---

" yaşlı kızılderili reis, kulübesinin önünde torunuyla oturuyordu. az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı. on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önündeydi. merakla sordu dedesine:
-dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun? hem de niye biri siyah diğeri beyaz?
yaşlı reis, bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı.
-onlar benim için iki simgedir.
-neyin simgesi?
-iyilik ile kötülüğün simgesi. aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizde mücadele eder. onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm.
her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi.
-peki hangisi kazanır bu mücadeleyi?
bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.
-hangisi mi evlat? ben hangisini beslersem o kazanır. "

--- alıntı ---
devamını gör...
"biz insanı en güzel şekilde yarattık
sonra onu aşağıların aşağısı yaptık"
ilk ayeti çoğu insan duymuştur. bayram ve cuma hutbelerinde genelde söylenir. merak edip kuran meali bile okumayan sıradan müslüman vatandaş hutbe ve vaazlarda sadece ilk ayeti duyduğundan insan olduğu için kendini çok önemli birşey sanır, bu dünyanın sahibi insandır, gerisi teferruattır gibi davranır. bu ayetin insanın yüzü, gözü, vücut şekli hakkında olduğunu zanneder.
nedense diyanetin imamları bu ayetin devamını okumazlar. insanın aşağıların aşağısı olabileceği halka söylenmez. allahın insanlara en iyi yada en kötü olma potansiyelini verdiğini saklarlar. bir insan kötülük potansiyelini tercih ettiğinde, bilinç sahibi olmayan, kendinden aşağı olan bir hayvandan daha aşağı olabilir.
mesela vahşi bir hayvan açken bir başka hayvana saldırıp, yiyebilir, yüzü gözü kan olabilir ama karnı doyduktan sonra ağacın altına yatar ve önünde koca sürüler otlasa bile onlara saldırmaz. ama kötü insan için belli bir sınır yoktur. hırsları, açgözlülüğü, kıskançlığı, vahşiliği öyle kötü olabilirki o vahşi hayvanlar bu insanların yanında normal kalır.
devamını gör...
(bkz: genler bencildir)
devamını gör...
insan özünde bencil, kinci ve tutarsız olduğundan doğru önermedir.
devamını gör...
piaget insanın bilişsel şemalarla doğduğunu söyler. kohlberg'in ahlak kuramında ise çocuğun ahlaki gelişimi başta koşullanma ile olur der. yani biz çocukların şemalarına ahlaki bakış açıları eklemezsek freud'un süper ego dediği vicdan gelişmez. halk arasında o. çocuğu denen kişiler ahlaki olarak gelişmemiş insanların çocuklarıdır.

yani insan kötü doğmaz ama iyiye yönlendirilmezse kötü olur.
devamını gör...
hepimiz şeytanın ortaklarıyız. iyi insan yoktur, çıkarına göre hareket eden insan vardır.
devamını gör...
william golding tarafından sineklerin tanrısı adlı kitapta anlatıldığını düşündüğüm fikir.
devamını gör...
(bkz: ink)

film tavsiyesi isteyenlere.
devamını gör...
dünyanın anasını avradını hatta onlar yetmedi sülalesini molekülünden balinasına ağlattık.

bunu farketmemiz biraz geç oldu sanki he?

(bkz: günaydın)
devamını gör...
dünya ve hayat şartları insanı kötü yapar. sebebi mi? aşırı hırs ve elde etme tutkusu.
devamını gör...
günaydın , başlığı görünce bir iki kelam etmemin uygun olacağını düşündüm..

insanların özünde iyi ya da kötü olması değildir problemimiz tüm insanlık adına. insanların özünde nefsani ve ego merkezli olmalıdır tüm bu iyi kötü , ödül ceza şeytan melek olgularının esas nedeni... ne zaman ki nefsani yönünü bilgi ile geliştirip uygulamalarla daha vicdanını dinler bir varlığa dönüşür özündeki o nefsaniliği ve bencilliği törpülemeye başlar işte o zaman vicdan varlığı olma yönünde attığı adımlar sayesinde özündeki bilgiyi keşfetmeye ve de gelişmeye başlar..

o sebeple hristiyan ekolündeki insan günahkar doğar yorumu bu nefsaniliğe dayanmaktadır ama aynı zamanda müslüman yorumdaki insanın günahsız doğması da insanın özündeki bilgi arayışına atıfta bulunması sebebi ile yanlış olarak değerlendirilemez...

velhasıl kelam özünüzdeki bencilliği törpülemeye çalışın değerli sözlük yazarları bunlar ufak tatbikatlardır, yolda giderken emniyet şeridine girmemek, ya da şirkette başkası hakkında olumsuz konuşmamak , okulda notlara ihtiyacı olan arkadaşlarla bunları paylaşmak gibi ufak ufak tatbikatlarla başlayınız ve kendinizi bilmek için vicdanınızın sesini dinlemeye çalışınız..
devamını gör...
doğru olmayan bilgi. insan özünde ne kötüdür ne de iyi. kötü özellikler iyi özellikler sonradan öğrenilen şeyler ve yaşanılan olayların yani çevre etkisi
devamını gör...
insan kibirli bir yaratıktır bu da kötülüğe sebep olur . en temiz sayılabilecek insan bile en azından kediden köpekten üstün görür kendini . tüm bunları alabilen insan derviş olur
devamını gör...
(bkz: iyinin ve kötünün ötesinde)
devamını gör...
evrimin ve içgüdü kuramının, hatta daha da öncesi schopenhauer felsefesinin ortaya koymuş olduğu bir takım düşünceler sonucunda ulaşılan ve günümüzün sert kapitalist dünyasında farklı anlamlar kazanan iddiadır. bu fikrin sanayi devrimi, sonrasında da dünya savaşı ile koşutlanması da pek tesadüf sayılmaz. zira bunlar birbirini evrim ve psikanaliz gibi art arda takip eder, benzer zeminlere konumlanırlar.

elbette bu tarz kuramlar özgür iradenin varlığını fazlaca yok saydıkları için kişiye pek fazla seçim şansı bırakmadan, önceden belirlenmiş bir kaderi oynadığımız yanılgısını oluştururlar. içgüdü kuramı da evrim de bizleri temelde hayvandan biraz daha gelişmiş lakin içgüdülerinin esiri canlılar olarak ele alır. bu canlılar uyum yapmak adına kötülüğe başvurmaktan çekinmezler, yasaya uymalarını nedeni ise yalnızca cezalandırılma korkusudur.

ve fakat bu kötücül yaklaşımlara rağmen, insanın-kendisinin - aşılması gereken bir varlık olduğunu savunan nietzsche gibi filozoflar, özgür iradenin önemini vurgulayan ve her daim seçim yapma şansımız olduğunu belirten varoluşçu yaklaşımlar da vardır. çünkü insan özünde ne iyi ne de kötüdür. genetik olarak kötü nitelikler taşısa arzularını kontrol edemese bile davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilir, etik, ahlak gibi üst değerlere inanabilir ve bu yönüyle de sair mahlukattan ayrılır. ayrıca genetiğinde yalnızca doğal seçilime odaklılık, ötekinin üstüne basıp geçme gibi nitelikleri değil empati, yardımseverlik, vicdan gibi duygu ve davranışları da bulundurur.

dolayısıyla insan özünde ne iyidir ne de kötüdür. bizi biz yapan şey seçimlerimiz, yaptığımız hataların sorumluluğunu kabul edebilme kapasitemizdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanların özünde kötü canlılar olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim