insanlık

hep ölmediği söylenendir.

yukarıdaki yazara katılmakla beraber aynı zamanda "hep öldüğü söylenendir" demek istediğim başlık.

adem'in neslidir. kabil'in habil'i öldürmesiyle başlayıp tam tarihini bilmediğimiz yüzyıllardan bu yana çok fazla kötülük yapmıştır. aslında katkıları da olmamaış değildir dünyaya birçok şey kazandırmışlardır. fakat bir şeyleri de mahvetmişlerdir. aslında birçok şeyi mahvetmişlerdir.

fact: son 3500 yılda, dünyada savaş olmayan sadece 230 yıl geçirildi. son 1000 yılda savaşlarda ölen insanların 4'de 3'ü, 20. yüzyılda öldü. son 2 büyük dünya savaşında ölen insan sayısı 80 milyon.

ajan smith'in insan-virüs benzetmesini yaptığı monoloğu son derece yerinde buluyorum.

"bu gezegendeki her memeli, içgüdüsel olarak kendilerini çevreleyen ortamla doğal bir denge oluştururlar. ama siz insanlar bunu yapmıyorsunuz. siz belirli bir alana yerleşip, çoğalıyorsunuz. sonunda bütün doğal kaynaklar yok olana kadar buna devam ediyorsunuz. hayatta kalmak için yapabileceğiniz tek şey olaraksa başka bir alana yayılmak kalıyor.

bu gezegende aynı yöntemi kullanan bir başka organizma daha var. ne olduğunu biliyor musun? bir virüs. insan türü bir hastalık.

bu gezegende bir kansersiniz. bir tür salgın. ve biz de tedaviyiz."

türkiye devlet yöneticilerinin çoğunda olmayan şey.

artık bitmesi gereken tür.

(bkz: e biz senin cenazene geldik)

schrödinger’in kedisi ile aynı akıbeti paylaşan ve en az onun kadar zavallı ve çaresiz olan durumdur.

ölüp ölmediği konusunda sürekli bir tartışma vardır. televizyon kanalları suya sabuna dokunmamak için saçmasapan haberler yapmaya başladığından beri haftada en az iki üç kez bir haber başlığında yerini alır insanlık.

dürüst taksici arabasında bir zarf içinde unutulmuş bilmemkaç bin lirayı sahibine iade ettiğinde “insanlık ölmemiş” manşetini görürüz. karakteri zımparalanmış hırsızlar engelli bir çocuğun engelli aracını çaldığında ise “ insanlık ölmüş” ibaresi ekranda kıpkırmızı parlar. yaralı bir kediye yardım eden insan “ insanlık öldü mü?” diye sorarken o kediye eziyet eden yaratık için “ insanlık öldü” cevabı hemen hazırda beklemektedir.

insanlık sadece ölüp ölüp dirilen bir şey de değildir. onun namını kullanarak da iyi şeyler yapmak mümkün elbette. akşam üstlerinin salya sümük programlarına ismini vermek istemeyen seyirciler katılıp “insanlık namına” yardımlarda bulunurlar. o ara insanlık lazarus olup dirilir ama ölmesi de eli kulağındadır. çünkü her an “insanlık namına” yardım ettiğini iddia ettiği yaşlıları dolandıran bir sahtekar boy gösterebilir ekranda.

insanlık bir türlü kendini koruyamayan ama bir türlü de düşüp parçalanmayan bir hacıyatmaz gibidir. nerden tutsan elinde kalır fakat ille de tutası gelir insanın bir köşesinden.

insanlık ulaşılması zor bir mertebe olabilir. bence hayatta olduğu bir anı yakalayıp insan olun biraz.

türkiye 'de insanlık diye bir şey kalmadı. iyilik ve insanlık kaybetti ve kötülük kazandı. bilmeyenler artık gerçeği görsün ve insanlığın hala var olduğu ile ilgili bir saçmalık ve yalandan bahsetmesinler.

çok uzaklaştı artık görünmüyor

insanlar ve insanlar.
aynı gibi duruyor aslında ama yüzyıllardır devam eden bir düzen var. bu iki grup sürekli birbine ters:
yüzyıllardır insanlar arasında olur savaşlar.
hep insanlar arasında olur kıskançlık ve nefret.
acı, gözyaşı ve kan.
toplumun yararı için kazanılan zaferler.
ve biten onca hayatla övünmeler, onları anmalar.
neden?
ne bu insanlık denilen ve hiçbir insanın yakınından bile geçemediği şey?

üreyip çoğalmasa iyidir.

‘bir kahvenin tadını, bir insan sesi değistirebilir. berbat bir günü, bir insan yüzü güzelleştirebilir. acı bir haberi, bir insan sözü hafifletebilir. mutlu bir anı, bir insan daha mutlu yapabilir. insan insana lazımdır. ama insan insana...’

ölmemiştir lan hala, evde arkadaşımı korkuttum diye komşular geldi çığlığına, çok korktuk dediler evde bir şey yaşandı diye, bu kadar merak edeceklerini tahmin etmiyordum.

hâlâ var olması sevindşren şeydir.

başıboş bir kabileye benzemektedir an itibariyle.