iş görüşmesinde ik uzmanının dedektife dönüşmesi

her iş görüşmesinde olmasa da çoğunda olan durum. sorgu odasına kapatılmış olan adayın etrafında sigara dumanları uçuşurken peşpeşe abandone olana kadar sorular patlatır. bir yandan da her saniye tepkileri ölçerek tuzağa çekmeye çalışır. yetmezmiş gibi elde etmek istediği rapor için mitoz bölünen sorularla konuyu kurcaladıkça kurcalar. avukatımı istiyorum veya itiraz ediyorum demek çözüm olmaz. akabinde döngü yeniden devam eder.

imdatt! kurtarın beni buradan dedirtir. sanırsın ajanlık görevi veriyorlar. kaos, adrenalin, psikolojik gerilim, dayanıklılık testi hepsi mevcut.
birden ilkokul çocuğuna dönersin... annecim korktum ben bunlardan!

beni on beş dakika bekletmişti allahın paçozu. böyle değerli olacağını sanıyor. ilk sorusu kendini anlatır mısın değil, bizim hakkımıza neler biliyorsundu. komik ne diyim.

(bkz: iş görüşmesi sırasında adayın jason bourne'a dönüşmesi)

(bkz: jason bourne)

tecrübesizliklerindendir. saldırganlık köşeye sıkışmış olanın sahip olacağı bir duygudur. gerçek bir ik, karınca ile cima eylerken belini incitmez. siz "ne güzel sohbet ettik" derken, o ihtiyacı olan bütün bilgileri almış olur.

kurumsal gevşekliğin ilk aşamasında oturdukları için kendilerini çok önemli görüyor bu tarzda olan arkadaşlar. kontra çakarsanız far görmüş tavşan gibi kalıyorlar. bir de, işinizde tecrübeli biriyle karşılaşırlarsa çok büyük sıkıntı yaşarlar. ben tecrübeliyken çok fazla görüşme yapmadım ama yapan arkadaşlarımın, bu tarzdaki ik'ların içinden geçtiğini birinci ağızdan dinledim birkaç kere.

bir tanesi bana eviniz kendinizin mi, buraya neyle geldiniz vs. diye sormuştu. aldığı cevaplar karşısında beni kıskandığını anlamıştım. ayrıca sana ne evimden, barkımdan ya da arabamdan. sanki hayır yapacak, işe insan alacaksın; bağış yapacak insan değil.

daha, etkin bir işe alım görüşmesi yapan, ik gibi ik görmedim. bütün marifetleri, 'neden biz', 'kendini x yıl sonra nerede görüyorsun' ya da 'adayı kast edip aday kimdir' diye ilginç olduğunu sandıkları sorular sormak.
ne zaman işe yarıyorlar derseeeen, yok beee bir işe yaradıkları yok.

bazen başarılıda olsak bizi işe almazlar

dünyanın en boş beleş ve saçma ego sahibi birimi olarak ik nın bir pozisyon için o pozisyonun yöneticisi olan kişi veya kişilerin bulunmadığı ortamda görüşme yapıyorsa bu durum o firma in red flag dir.

ömrüm boyunca insan kaynaklarında çalışanlardan nefret ettim. hazımsızlık, kıskançlık, patrona ağır yalakalık hep bunlarda.

yol parası istersin onda bile " yeaaa biz böyle bir ödeme yapamıyoruz " derler yaya yaya. şu ağızlarında 3. sınıf kadın ses tonu olması zaten beni sinirlendiriyor. iş yerindesin yahu bahar candan mısın sen nesin? yayma şu ağzını. köle pazarından seçti sanki bizi. o ses tonunu biliyorsunuz işte neyse.

iş görüşmelerinde de holding sahibi gibi davranmaları yok mu...

o yüzden tavsiyem daha ilk iş gününde bile ağızlarını kapatacaksınız. o sana 1x mi dedi sen 5x le karşılık vereceksin ki hizaya gelsin. yoksa bunlar virüs gibi zayıf anını hemen değerlendirirler. bunlara karşı net konuşacaksın. evet- hayır - kesin bilgi gibi şeyler söylemek şart. yoksa anlamıyorlar.

bir de hemcinslerime sesleniyorum. kadın çok dünyada. gördüğün en güzel kız orada olmuş olamaz. ondan böyle kadınlıkla manipüle etmeye çalışan ik personeline göz açtırmayın. örnekleri biliyorsunuz açık açık söylemeye gerek yok.

gelelim dedikoduya... iş görüşmelerinde kişisel, özel hayat bilgileri vermeyin verecekseniz de çok sınırlı olsun. sonra o bilgilerden yaptıkları çıkarımlarla ne dedikodular yapıyorlar. yalnız yaşıyorum dersin otururlar hesap ederler. hmm yalnız yaşıyorsa o zaman böyle biri olmalı böyle biriyse o zaman her gün bunu yapıyordur gibi dünyanın en gereksiz çıkarımlarını yaparlar. özel hayatla ilgili bilgi mi istedi yapıştırın hemen " bu sorunun amacı nedir " diye. far görmüş tavsan gibi bakıyorlar. bu kısımda zevk alacağınızdan eminim. ben gece hayatı soran ik gördüm ya. evli değilim diyorsun gece hayatı sorguluyor delirmiş bunlar.

yabancı dil konusuna girmiyorum bile bak girersem çok üzülürüz. kalpler kırarım. sizden ingilizce istediklerinde " dil tazminatı var mı?" dediğinizde " ney nasıl neler diyorsunuz oha o nedir " gibi değişik sesler çıkarırlar. izlemek çok farklı duygular uyandırıyor.


ik hiç bir zaman sizi düşünmez onlar patronun şeytan vekilleridir.