zaman zaman vicdanımı rahatlatmak ve kendi kendime zorluk çektirerek zorluğa direnç kazanmak amacıyla yaptığım fantastik eylemdir. okula veya başka yerlere gitmek için izban'a binerim. buraya kadar her şey normal çünkü teknoloji çağına çoktan geldik de geçiyoruz yani atla gidecek değilim koca koca diyarlara. battalgazi miyim olm ben :) neyse, izban'a binerim ve boş koltuklar görürüm. çoğul eki kullandığıma bakmayın, bu boş koltukların oranı (bkz: milli yol partisi)'nin herhangi bir seçimde alabileceği oy oranından çok da farklı değildir. parmakla bile sayılabilecek miktardadır. bu boş koltuklara oturup izban öncesi yirmi dakikalık zorlu yürüyüşümün yorgunluğunu atmak istesem de sonra aklıma yaşlılar gelir. ah yaşlılar... huysuz, dediğim dedik, radar gözlü yaşlılar...

azınlık kalmasına rağmen dolu koltuklara asimile olmamış, varlığını inatla sürdüren boş koltuklardan birine oturmuş olsam çok çok iki durak sonra yaşlı biri/birkaçı benim koltuğumun yakınına konuşlanacak, benim koltuğuma ve bana onun gözleriyle benim gözlerim arasında tam 180°'lik açı oluşacak şekilde bakacak, gözlerinde fırsatçı bir yalvarış yakarış belirecek ve ben gurur yapıp da yerimi korursam o bakış kınayıcı bir hâle bürünecek. "gençlik bitmiş, saygı kalmamış" sözlerinin akabinde tüm izban'ı sarması ve o mevzubahis yaşlıya yalakalık yapma peşindeki işgüzar zâtın "bak adam/kadın ayakta zor duruyor versene yerini lan zargana!" şeklindeki kaba ve kırıcı sözleri de cabası.

ha, bunların hiçbiri yaşanmasa, yani yaşlı teyze veya amca benim koltuğumun yakınında sakince beklerken ben kimseden bir laf söz işitmesem bu sefer ben kendim vicdan azabına bürünürüm. "senin ahlâkına ne oldu ulan kifayetsiz, kalk yer ver büyüğüne. almış çantayı da kucağına sanki okuyup apartman yöneticisi olacak! düdük..." diye kızıp bağırırım kendime benden başka hiç kimsenin duyamayacağı şekilde. çünkü duyarlarsa o da sıkıntı abi ben kendime "hem saygısız hem şizofren" dedirtmem. bir şey söyleyeceksem iç sesim devreye girer. ben kendime serzenmem, iç sesim bana serzenir. neyse, işin sonunda o milli yol partisi'nin oy oranı kadar oranı olan boş koltuklara ben oturmam. yaşlılar otursun diye bekler dururum. sonra da izban'a sonradan binen alakasız kişiler hemen atlar o koltuklara. bir durun ağalar sanki ayakta gidince sizi teker teker vuruyorlar. az sakin olun :) okul yolundaki gencecik kızlar erkekler de oturur, telefonunun ekranında gelecek maçlara bahis oynayan orta yaşa yakın iki arkadaş da. nadiren de yaşlılar oturur. eğer birkaç yaşlı aynı bölgeye denk geldiyse ülkenin acıklı durumunu ve ülke siyasetinin geleceğinin nereye gittiğini tartışırlar.

yaşlıların tanışması daha kolay olur genelde. random iki yaşlı bul, getir bir araya, yarım saate kalmaz zeki-metin kabaresi çevirirler allah'ıma :) ben ayaktayken genelde çevreyi gözlerim. çevreyi gözlemekten fıldır fıldır döner gözlerim. normalde hiç ilgimi çekmeyen renkli bir bina, enteresan yapılar görürüm. arada bir etrafıma bakarım ve görürüm ki yanımdaki genç ve entelektüel abi açmış ekşi sözlük ekranını, okuyor okuyor oyluyor yazılanları. durağıma varacakken şöyle bir bakarım kaç yaşlı var diye. chp, akp, atatürk gibi anahtar kelimeleri takip ederim bunu yaparken. durağıma gelir ve usulca inerim. hiç de gocunmam bütün bir yolculuğu ayakta geçirmekten. adeta bir vazgeçiştir bu. eğer oturursanız kaybedecek çok şeyiniz vardır ve vicdan azabı kemirir yer sizi. fakat... fakat ayakta duran bir adamın kaybedecek hiçbir şeyi yoktur. ona karşı savaşmayın artık. sadece... sadece yapacaklarından korkun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"izban'da oturunca yaşlılar yer ister diye hiç oturmamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim