1.
bir anı.
siyah nokia 6300 telefon. renkli ekran. polifonik olmayan gerçek müzik sesi, 240x320 pixel ekran çözünürlüğü.
maviden sarıya yumuşacık bir geçişten ibaret telefonun varsayılan duvar kağıdı. babalar duvar kağıdı değiştirmekle uğraşmaz çünkü pek. çocukluğundan kalma merakı 60 sene kafasında tepsi gibi taşısa bile gidip duvar kağıdının nasıl değiştirileceğini öğrenme gereği duymaz.
çünkü önce çocuğu ve babası, sonra da sadece babası olduğu iki farklı ailesi olmuştur hayatında,
ve daha "öncelikli" meraklardan sıra gelmez duvar kağıtlarına.
bir gün o telefon çalar. babanın aşılamak istediği merak iğnesini umursamaz derisinde kırmış bir çocuk, telefonu alır ve kimin aradığını görür. jakuzi ömer, anlatıldıkça ortamı şenlendiren bir anının hayaletiyle yaşayan arkadaşlarından biridir, diye düşünür ve telefonu uzatır babaya.
baba konuşur. ölçü almaktan, fiyatlardan bahseder. istediği fiyata gelmeyince de gülerek veda eder ve telefonu kapatır. yoksullukla geçen çocukluğunun, gençliğinin ve ilk yetişkin yıllarının ardından nihayet eli biraz para görmeye başlamışken, belki sadece fikir olarak "lüks" gelmesi, belki küçüklüğündeki bir küvet hatırasının dürtmesiyle jakuzi almaya yeltenmiş bir adamdır baba.
çocuk şaşırır, sonra anneye ve abiye gider ve herkes bir telefon rehberinde "jakuzi ömer" diye bir karakterin kayıtlı olması fikrine gülmeye başlar, baba mahcup mahcup eşlik ederken.
ve jakuzi ömer, yıllar sonra bile anlatıldıkça ortamı şenlendiren, "babaların telefonunda kayıtlı ilginç karakterlerden" biri olmaya devam eder.
siyah nokia 6300 telefon. renkli ekran. polifonik olmayan gerçek müzik sesi, 240x320 pixel ekran çözünürlüğü.
maviden sarıya yumuşacık bir geçişten ibaret telefonun varsayılan duvar kağıdı. babalar duvar kağıdı değiştirmekle uğraşmaz çünkü pek. çocukluğundan kalma merakı 60 sene kafasında tepsi gibi taşısa bile gidip duvar kağıdının nasıl değiştirileceğini öğrenme gereği duymaz.
çünkü önce çocuğu ve babası, sonra da sadece babası olduğu iki farklı ailesi olmuştur hayatında,
ve daha "öncelikli" meraklardan sıra gelmez duvar kağıtlarına.
bir gün o telefon çalar. babanın aşılamak istediği merak iğnesini umursamaz derisinde kırmış bir çocuk, telefonu alır ve kimin aradığını görür. jakuzi ömer, anlatıldıkça ortamı şenlendiren bir anının hayaletiyle yaşayan arkadaşlarından biridir, diye düşünür ve telefonu uzatır babaya.
baba konuşur. ölçü almaktan, fiyatlardan bahseder. istediği fiyata gelmeyince de gülerek veda eder ve telefonu kapatır. yoksullukla geçen çocukluğunun, gençliğinin ve ilk yetişkin yıllarının ardından nihayet eli biraz para görmeye başlamışken, belki sadece fikir olarak "lüks" gelmesi, belki küçüklüğündeki bir küvet hatırasının dürtmesiyle jakuzi almaya yeltenmiş bir adamdır baba.
çocuk şaşırır, sonra anneye ve abiye gider ve herkes bir telefon rehberinde "jakuzi ömer" diye bir karakterin kayıtlı olması fikrine gülmeye başlar, baba mahcup mahcup eşlik ederken.
ve jakuzi ömer, yıllar sonra bile anlatıldıkça ortamı şenlendiren, "babaların telefonunda kayıtlı ilginç karakterlerden" biri olmaya devam eder.
devamını gör...