roman / edebiyat
9 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

jose saramago'nun kutsal kitapları son derece mizahi bir dille ele aldığı, okuması çok keyifli romanıdır. kitap aynı zamanda kutsal kitaplarla aynı hitabeti taşımaktadır.

kabil, kitap boyunca âdem ve havva’dan nuh peygamber’e, sodom’a, lilith’e ve daha birçok olaya tanıklık ediyor, zamanın ve mekanın dışında bir yolculuğa çıkıyor. ibrahim’in ishak’ın öldürmesini engelliyor -çünkü ibrahim’i uyaracak olan melek, sağ kanadında mekanik bir problem olduğu için olaya zamanında yetişemiyor-, sodom’un çöküşüne tanık oluyor. son olarak da nuh’un gemisine katılıyor ve gemide kimseyi canlı bırakmıyor, insanlığın devam etmesini engelliyor. bu olaylara tanık olan kabil, kitabın başından sonuna kadar efendi’nin adalet mekanizmasını sorguluyor. sodom’da, ibrahimoğulları’nın katliamlarında ve daha birçok olayda masumların ve çocukların ölümünü sorguluyor. efendi’nin, sırf şeytan ile girdiği iddia sonucu masum ve dürüst kulu eyub’u şeytan’ın iradesine teslim etmesine akıl sır erdiremiyor.
devamını gör...
josé saramago 'nun yazdığı son kitaptır. yazar hayatı'nın sonuna doğru yazdığı bu kitapta korkusuzca inanç sorgulaması yapmış üslubuyla baş kaldırma çıtasını arşa çıkarmıştır. din'i dokunulmaz,sorgulanamaz görenler için okunması zor bir kitap. çıktığı dönemde yazar'ın kilise den afaroz edilmesine, çokça eleştiriye maruz kalmasına sebep olmuştur. halbuki eser fantastik kurgu olarak düşünüldüğünde ve din felsefesi adı altında okunulduğunda eğlenceli ve merak uyandırıcıdır. bir çok kişi nin aksine bitmeyen cümleler, virgüller beni kitaptan soğutmamış tam tersine daha da akıcılık katarak çabucak bitirmemi sağlamıştır.
hikaye saramogo'nun farklı yorumuyla dünya'nın kuruluşundan ,yasak elma dan başlar nuh tufanıyla biter.benim için kitabın son cümlesi (bkz: en iyi bitiş cümlesine sahip kitap) lar arasında yerini alacaktır: hikaye bitti, anlatacak başka bir şey olmayacak.
devamını gör...
okuduğum en iyi romanlardandır. cüretkar, açık fikirli ve eğlenceli buldum. bugüne kadar duyduğumuz hikayeleri, yeni sorularla okumak verimli bir deneyimdi. zamanlar arası yolculukta yeniden anlamaya başlatıyor kitabın konusu ve dili. kitabı bitirdiğimde, saygı duydum.
devamını gör...
bir jose saramago kitabıdır.

jose saramago kendine has yazım tarzı ve olaylara herkesten başka türlü yaklaşması ile çok farklı, çok büyük bir yazardır. uzun bir zaman diliminde neredeyse bütün kitaplarını okudum ve eksik olanları da tamamlıyorum. çünkü jose saramago okumak yeni bir bakış açısı kazanmaktır. jose saramago okumak güzeldir.

kabil'in günahı büyük. kardeşini öldürdü o. gerçi o zaman dünya dediğimiz gezegende bu cinayeti işlemesine örnek olacak pek insan yoktu ama biz yine de onu suçlu belleyelim.

ondan sonra bu günahı ya da günahları işleyen çok kişi oldu ama bu kadar büyük cezalar almadılar. hatta çoğu iyi halden birkaç bile yatmadan çıktı. ama olsun biz ona suçlu diyelim.

kabil dünya sürgününe alnında bir iz ile başlar. ve bundan sonrası bizim kutsal kitaplardan bildiğimiz bir dünyada, nuh'tan lilith'e kadar insanlarla karşılaşarak cezasını çeker. kabil'in yolculuğuna eşlik etmek insanlık tarihine derinlemesine bir dikkatle eğilmek gibi bir duygu veriyor insana.

jose saramago gibi bir dehanın kaleminden nefis bir hikaye.
devamını gör...
jose saramago'nun çok tartışılan, ve belki de ülkesinden kovulmasında etkisi en büyük olan olan kitabı.
kronolojik olarak çok doğru ilerlemiyor olabilir ama tanrı tarafından sürgün edilen kabil'in bu kitaptaki yolculuğu; insanlık tarihinin görmüş olduğu ve insanlarca “hikmet” içerdiği düşünülen olayların iç yüzünü sorguluyor.

tanrının kibrini, bencilliğini, onun hiçbir eyleminin sorgulanmamasını gözler önüne seriyor biraz da… korkuyu bir kenara bırakıp da “neden?” sorusu sorulduğunda, yaşanılan her şeyden tanrı'nın sorumlu olduğunu keşfediyorsunuz sonrasında da.

olaylar adem ile havva'nın cennetten bir elma yiyerek kovulması ile başlıyor ve burada tanrı'nın kaosa olan düşkünlüğü jose saramago tarafından sorgulanıyor; “…. efendinin görgüsüzlüğü apaçık ortadadır; çünkü bu meyvenin yenmesini gerçekten istememiş olsaydı çare basitti: ağacı dikmemesi, başka bir yere yerleştirmesi veyahut dikenli tellerden bir çitle etrafını çevirmesi yeterli olurdu.”

sonra olaylar gelişiyor, bildiğimiz gibi adem ile havva cennetten kovuluyorlar.
kitapta tanrı'nın verdiği her musibetin sebebi sorgulanıyor ama en vurucu diyalog kabil'in insanlığın ilk cinayetini işlemesi ile yaşanıyor kitapta;


- kardeşine ne yaptın, diye sordu ve kabil ona başka bir soruyla cevap verdi,
+ kardeşimin bekçisi miyim ben,
- onu öldürdün,
+ doğru, ama ilk suçlu sensin, sen benim yaşamımı mahvetmeseydin onun yaşaması için kendi canımı verirdim,
- seni sınamak istemiştim,
+ sen kimsin ki kendi yarattıklarını sınıyorsun,
- ben her şeyin egemen sahibiyim,
+ bütün varlıkların da diyebilirsin, ama ne benim ne de özgürlüğümün sahibisin,
- öldürme özgürlüğünün mü?
+ tıpkı habil'i öldürmemi önleyebilecekken öldürmeme izin vermekte senin de özgür olduğun gibi, bütün diğer tanrılarda olduğu gibi sende de olan o yanılmazlık gururunu bir an terk etmen yeterli olurdu, bir an için gerçekten bağışlayıcı olman, alçak gönüllülük gösterip benim sunduğumu kabul etmen yeterli olurdu, çünkü onu reddetmemeliydin, tanrıların, ve tüm diğerleri gibi senin de, yarattığınızı söyledikleriniz karşısında görevleriniz var,
- isyankâr konuşuyorsun,
+ öyle olabilir, ama seni temin ederim ki eğer ben tanrı olsaydım, başkaldırıyı seçenlere şükürler olsun çünkü yeryüzünün krallığı onların olacaktır, derdim her gün,
- günaha giriyorsun,
+ belki, ama ne olursa olsun seninki kadar büyük bir günah değil, sen ki habil'in ölmesine izin verdin,
- onu sen öldürdün,
+ evet, doğru, infaz eden kol bendim, ama hükmü sen verdin,
- buradaki kanı ben dökmedim, kabil kötülükle iyilik arasında seçim yapabilirdi, eğer kötülüğü seçtiyse bunun bedelini ödeyecek,
+ bağa giren de bağcı kadar hırsızdır, dedi kabil,
- bu kan intikam diye bağırıyor, diye ısrar etti tanrı,
+ eğer böyleyse, sen de hem gerçek bir ölümle hem de henüz gerçekleşmemiş bir ölümle intikam alacaksın,
- daha açık konuş,
+ işiteceğin şey hoşuna gitmeyecek,
- bu seni durdurmasın, konuş,
+ basit, ben habil'i öldürdüm çünkü seni öldüremezdim, ama benim niyetimde sen ölüsün,
- ne demek istediğini anlıyorum, ama ölüm tanrılara yasaktır,
+ evet, oysa kendi adlarına ya da kendileri yüzünden işlenen bütün cinayetleri üstlenmeleri gerekir,
- tanrı masumdur, eğer o var olmasaydı da her şey aynı olurdu,
+ ama ben, öldürdüğüm için, karşıma çıkacak herhangi biri tarafından öldürülebilirim,
- böyle olmayacak, seninle bir anlaşma yapacağım,
+ dışlanan biriyle mi anlaşacaksın, diye sordu kabil, kulaklarına inanamıyordu,
- habil'in ölümü için sorumluluk paylaşımı anlaşması diyebilir,
+ o halde kendi suçluluk payını kabul ediyorsun,
- kabul ediyorum, ama kimseye söyleme, bu tanrı ile kabil arasındaki bir sır kalacak,
....


bu çarpıcı diyalog sonrası hikaye başlıyor ve kabilin yolu başka peygamber ve evliyalarla da kesişiyor kitapta. ve kabil tüm bu karşılaşmalarda hep sorguluyor tanrı'yı…
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kabil (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim