kadınların güzelliğine fazla anlam yüklenmesi

schopenhauer, niçe ve adını sayamayacağım kadar çok filozofun kadınlar hakkında ve onlara yüklenen anlamlar hakkında yazmış oldukları şeylerde yüzümüze yüzümüze vurulan gerçektir.

bir kere insanın içinde kendiliğinden inceden inceye yanan aşk ateşi varsa,
pekala bir kadının güzelliğinin sevda yarattığından, aşkıyla yüreklerin yanıp kül olacağından bahsedilebilir.
içimizdeki küçücük, belli belirsiz yanan bir ateşin insanı derinden derine kavurması, her hücresini tutuşturması için bir güzel yeter de artar bile...
işte hal böyle olunca kadının güzelliği abartılı bir anlam kazanmış oluyor.
aslında hiçbir güzellik bir insanı böylesine yakmaya o kadar muktedir değilse de, yanmaya, tutuşmaya müsait zavallı bir yürek ona bu anlamı yükleyerek karşısındakini neredeyse ilahlaştırır kendisini de kül haline getirebilir.
esas olan bu durumun bilincine varmak. kendi durumunun farkında olabilmektir. biraz mantığımızı devreye sokar, duygular da dahil her konuyu kavramaya çalışırsak daha rahat ederiz. trump'ın da dediği gibi budalalık etmemiş oluruz.

bir de bu konunun cinsel boyutu var.
bir kadının bedenine bir hekim gözüyle bakabilmek, veya cinsel arzulardan sıyrılmış, yaşı, aklı kemale ermiş bir erkeğin gözünden bakabilmek genç erkekler için de mümkündür...

kendimizi arzularımızdan bir an için bile soyutlayabiliyorsak ne demek istediğimi herkes anlayabilecektir.
ki ben hepimiz de böyle bir yetenek, taraf olduğuna inanırım.
dünyanın en seksi kadınları, en güzel kadınları olarak bilinen, lanse edilen kadınlara karşı bile hiç de o gözle, o niyetle bakmayabiliriz.
ve ben inanıyorum ki bir kere bunu başaran biri ömrünün sonuna kadar böyle bakmayı da sürdürebilir..

özet: erkeklerin zaaflarının kadınları ilahlaştırdığı gerçeği.

kısacası güzellik tapınması diyoruz biz buna. erkeği, dip yaptıran ezik bir duruma düşürür.