öğrencilere fazla yük yüklenmesi
başlık "kainat sustu" tarafından 26.01.2021 12:15 tarihinde açılmıştır.
1.
muhtemelen yüklenen yüklerken bıkmış bir öğrencinin açtığı başlık, rastgele gezerken önüme düştü.
sendeki de yük mü çocuğum? diye sorasım geldi.
sendeki de yük mü çocuğum? diye sorasım geldi.
devamını gör...
2.
öğrenciyken hep öyle gelir. okul bitip hayatın o dikenli yollarında yürümeye başlayınca da niye ömür boyu öğrencilik yok diye ağlarsınız.
devamını gör...
3.
her yaşın kendince dertleri var üstteki sayın yazar. kimsenin derdini küçümseyerek bir yere varamıyoruz. evet, bizdeki de dert. evet. daha ağır şeyler yaşanıyor diye benimki dert olmaktan çıkmıyor.
yarış atı gibiyiz, berbat bir sistem; psikolojik olsun derslerin yoğunluğu olsun büyük bir yük var üzerimizde.
t: berbat olay. gençleri yıldıran olay. kaç "idealist"in umudu lisede kırılıyor bilmiyorum. zamanla dünyayı kurtarma fikrinden kendimizi bile kurtaramayacağımız fikrine evriliyoruz.
öğrenciler öğrenci işte; öğrenmeli, gelişmeli.. ama hep bir engeller hep bir şeyler..
yarış atı gibiyiz, berbat bir sistem; psikolojik olsun derslerin yoğunluğu olsun büyük bir yük var üzerimizde.
t: berbat olay. gençleri yıldıran olay. kaç "idealist"in umudu lisede kırılıyor bilmiyorum. zamanla dünyayı kurtarma fikrinden kendimizi bile kurtaramayacağımız fikrine evriliyoruz.
öğrenciler öğrenci işte; öğrenmeli, gelişmeli.. ama hep bir engeller hep bir şeyler..
devamını gör...
4.
hayatın yüküyle kıyaslanmaması gereken olay.
mutlaka geçim derdi falan okul hayatından zor tabii, orada hemfikiriz. yalnız beyinlerini çok erken yaşta çok fazla bilgiyle yorduğumuz da bir gerçek.
hayal dünyalarını geliştirmiyoruz. ilgi alanlarına yönelmelerini sağlayamıyoruz. soru sorma ve sorgulama yeteneklerini geliştirmiyoruz. varsa yoksa ezber, ezber, ezber... o yaşlar için bence de aşırı bir yük.
mantıklarının gelişmesi ve düşünce yapılarının sağlam temellere oturmasını sağlamak dururken önlerine koyduğumuz kalıp bilgileri ezberlemelerini bekliyoruz sadece. sonra da vizyonsuz, hayal dünyası kısıtlı, bakış açısı kısır insanlar çıkıyor ortaya. ne okuduklarını anlıyorlar ne dinlediklerini...
istisnaları hariç tutuyorum.
mutlaka geçim derdi falan okul hayatından zor tabii, orada hemfikiriz. yalnız beyinlerini çok erken yaşta çok fazla bilgiyle yorduğumuz da bir gerçek.
hayal dünyalarını geliştirmiyoruz. ilgi alanlarına yönelmelerini sağlayamıyoruz. soru sorma ve sorgulama yeteneklerini geliştirmiyoruz. varsa yoksa ezber, ezber, ezber... o yaşlar için bence de aşırı bir yük.
mantıklarının gelişmesi ve düşünce yapılarının sağlam temellere oturmasını sağlamak dururken önlerine koyduğumuz kalıp bilgileri ezberlemelerini bekliyoruz sadece. sonra da vizyonsuz, hayal dünyası kısıtlı, bakış açısı kısır insanlar çıkıyor ortaya. ne okuduklarını anlıyorlar ne dinlediklerini...
istisnaları hariç tutuyorum.
devamını gör...
5.
küçük olmak çok zordur. bence yetişkinler çocukluğu fazla küçümsüyor, kolay görüyor. sürekli senden büyük, aynı zamanda kütlece de büyük insanların sözünü dinlemek zorundasındır. onlara bağımlı da olduğun için büyük korkular yaşarsın. bu nedenle denebilir ki insan küçük doğduğu için yaşama bir aşağılık kompleksiyle başlar. oyun çağında çok kötü bir eğitimle yarış atı yapılırsın. şanslı bir ailede doğmadıysan sürekli aile ve akran zorbalığına uğrarsın. aşağılık kompleksi de o yarış ve kötü aile ve akranlar içinde değersizlik duyguları ile pekişir. ufukta hep bir sınav, hep olunması gereken bir insan vardır. kazanılması gereken şeyler bitmez. gönül rahatlığıyla arkana yaslanıp hayatın tadını çıkarma meziyetini, ana kapılıp oyun oynama ve kaygısız bir şekilde doğayla uyumlu olabilme hünerini bu işkenceler sırasında unuttururlar. pek çok travma yaşarsın. ailenin maddi durumunu üzerinde bir etiket olarak taşırsın. sen oynamak sevmek isterken büyüklerini memnun etmek için oradan oraya koşturursun. en kötüsü bunlar değildir ama. en kötüsü şudur: çoğunlukla seçim şansın olmayan pek çok koşul ve travma seni sonsuza kadar şekillendirir. artık hayatının kontrolünü eline alacak yaşa geldiğinde, bütün bu mazinin yaptığı insansındır. bütün hassasiyetlerin, zaafların, ihtiyaçların çocuklukla ilişkilidir. kimi sevdiğin, nasıl sevildiğin, neye kırıldığın, neye sevildiğin... bütün yetişkinlik aile evindeki o çocuğun duygularıyla barışmaktır. çoğunlukla insanlar bu duyguları çalışmaz ve onların etkisinde kör ve mahsur yaşarlar.
devamını gör...
6.
20 yaşında olup 50 yıl boyunca yapacağın bir mesleğe karar vermek basit bir şey değil, korkunç derecede önemli bir karar.
çünkü bir ömrün geri dönüşü yok, sevdiğin işi bulmak, onu okumak, alanında kendini kanıtlamak, müthiş bir ileri görüşlülük istiyor. kendini bulmak, hayatta iz bırakmak, sevdiğin işi yapmak, mühim meseleler. öyle tek gecede alınan kararlara benzemiyor...
öğrenciler hamal görevi görebiliyor bazen, çünkü sahadaki yaşlılar ölecek ve gençlerin sıkı çalışması gerekiyor.
bir şarkıda dediği gibi 10 yaşında olmasa da, 20 yaşında köşe başında kimlik arıyor gölgeler... kimlik ararken yük taşımak zor...
çünkü bir ömrün geri dönüşü yok, sevdiğin işi bulmak, onu okumak, alanında kendini kanıtlamak, müthiş bir ileri görüşlülük istiyor. kendini bulmak, hayatta iz bırakmak, sevdiğin işi yapmak, mühim meseleler. öyle tek gecede alınan kararlara benzemiyor...
öğrenciler hamal görevi görebiliyor bazen, çünkü sahadaki yaşlılar ölecek ve gençlerin sıkı çalışması gerekiyor.
bir şarkıda dediği gibi 10 yaşında olmasa da, 20 yaşında köşe başında kimlik arıyor gölgeler... kimlik ararken yük taşımak zor...
devamını gör...