orijinal adı : onna no inai otokotachi
yazar : haruki murakami
yıl : 2014
murakami'nin farklı nedenlerle eşlerini kaybetmiş ve yalnız adamların öykülerini anlattığı eseridir.
yazar : haruki murakami
yıl : 2014
murakami'nin farklı nedenlerle eşlerini kaybetmiş ve yalnız adamların öykülerini anlattığı eseridir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivan dimitriç" tarafından 25.04.2021 22:51 tarihinde açılmıştır.
1.
haruki murakami'nin 2014 yılında yayınlanan, türkçeye 2016 yılında çevrilen öykü kitabıdır.
murakami'nin uzun uzun anlatışlarını çok seven biri olarak öykülerini çok sevdiğimi söyleyemem. sanki hepsi yarım yarım kalmış gibi hissettirdi beni.
"gerçek ıstırabı hissetmem gereken bir zamanda duygularımı bastırdım. şiddetli acı çekmeyi kabul etmemek için olanlarla gerçekçi bir biçimde ve doğrudan yüzleşmekten kaçındım. sonuç olarak da bu şekilde içi boş, cansız bir yürekle yaşıyorum şimdi."
"insanın kendinden başka dönebileceği bir yer var mıdır ki?"
murakami'nin uzun uzun anlatışlarını çok seven biri olarak öykülerini çok sevdiğimi söyleyemem. sanki hepsi yarım yarım kalmış gibi hissettirdi beni.
"gerçek ıstırabı hissetmem gereken bir zamanda duygularımı bastırdım. şiddetli acı çekmeyi kabul etmemek için olanlarla gerçekçi bir biçimde ve doğrudan yüzleşmekten kaçındım. sonuç olarak da bu şekilde içi boş, cansız bir yürekle yaşıyorum şimdi."
"insanın kendinden başka dönebileceği bir yer var mıdır ki?"
devamını gör...
2.
yazar haruki murakami'nin öykü kitabı. ilk defa okudum ve pek sevmedim. bu kitabının çok iyi olmadığını söyleyen arkadaşlarım oldu, yazar bundan çok daha fazlasıymış. bu kadar sevilen bir yazara bir şans daha vereceğim tabii ki. önerilere de açığım.
iki öyküyü çok sevdim. kino ve aşık samsa. kino duygularını dikkate almayıp onları bastırmayı seçen ama bastırılan duyguların onun peşini bırakmamasını çok iyi anlatıyor. özellikle yazarın yarattığı o atmosfere bayıldım. okurken sürekli gözümün önünde sisli, soğuk ve iç ürperten bir ortam oluştu. verdiği his muhteşemdi. aşık samsa da bir sabah uyandığında kendini yatakta gregor samsa olarak bulan bir adamın hikayesi. evet bu hikayede samsadan etkilenmiş yazar ama tersten. insan olmayı acayip bir şeymiş gibi anlatan yazar çok başarılı olmuş. biz nasıl bir sabah kalkınca böcek olarak uyansak yaşayacağımız o korku ve tiksintiyi yazar insan bedeni üzerinden yapmış. her şeyi ilk kez keşfeden bu bedenin hikayesini okumak çok zevkliydi. yazarı okumaya devam edeceğim.
iki öyküyü çok sevdim. kino ve aşık samsa. kino duygularını dikkate almayıp onları bastırmayı seçen ama bastırılan duyguların onun peşini bırakmamasını çok iyi anlatıyor. özellikle yazarın yarattığı o atmosfere bayıldım. okurken sürekli gözümün önünde sisli, soğuk ve iç ürperten bir ortam oluştu. verdiği his muhteşemdi. aşık samsa da bir sabah uyandığında kendini yatakta gregor samsa olarak bulan bir adamın hikayesi. evet bu hikayede samsadan etkilenmiş yazar ama tersten. insan olmayı acayip bir şeymiş gibi anlatan yazar çok başarılı olmuş. biz nasıl bir sabah kalkınca böcek olarak uyansak yaşayacağımız o korku ve tiksintiyi yazar insan bedeni üzerinden yapmış. her şeyi ilk kez keşfeden bu bedenin hikayesini okumak çok zevkliydi. yazarı okumaya devam edeceğim.
devamını gör...