yazar: nilgün marmara
yayım yılı: 2016
şairin kişisel defterlerinden seçilmiş, daha önce yayımlanmamış veya ilk halleriyle sunulmuş şiir, deneme ve mektuplardan oluşan kitap, şairin samimi, iç dünyasına dair daha derin bir bakış açısı sunar.
yayım yılı: 2016
şairin kişisel defterlerinden seçilmiş, daha önce yayımlanmamış veya ilk halleriyle sunulmuş şiir, deneme ve mektuplardan oluşan kitap, şairin samimi, iç dünyasına dair daha derin bir bakış açısı sunar.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 21.08.2024 22:27 tarihinde açılmıştır.
1.
nilgün marmara'nın yazmış olduğu 152 sayfalık kitap olup kendisinin şiir ve şiirsel metinlerinden oluştuğunu söyleyebiliriz.
kitap hakkında fikrimi belirtmem gerekirse bunların şiir olduğu söylenemez; tabii bu benim fikrim, şiirden az buçuk anladığıma inanmak isterim, zira şiire neredeyse 10 yılımı verdim ve neyin şiir neyin şiir olmadığını anlayacak seviyede olduğumu düşünüyorum.
nilgün marmara bu kitabında iç dünyasının krokisini çizmiş, fazlasıyla nihilist bir bakış açısı hâkim, kendi varlığının anlamsız olduğunu düşünecek kadar her şeyi boşvermiş.
imgeleri güçlü gibi ve hayatın ondaki izdüşümünü yansıtmayı tercih ediyor.
şiirlerindeki umutsuzluk edeceği intiharı muştular gibi ve bu mutsuzluğunun, sebebi intiharının ardındaki derin yalnızlığı, anlaşılmamak ve kendini tam olarak yansıtamamanın verdiği acı olsa gerek.
kitabı okurken hissettiğim tek şey kendisinin yalnızlığı ve çaresizliği oldu, kocası kaan tarafından bile tam olarak anlaşıldığını düşünmüyor; yabancıların en yakınıydın sen dizesi ise buna örnek verilebilir.
şiirlerin tek bir konuda yazıldığı söylenemez, şiir formundan ziyade iç dökme ve alınmış notlar gibi bir havası var.
umutsuzluk, yalnızlık, hayata dair gözlemler, ölüm, acı, kimliğini arama ve kendini arama, hayatın bir anlamının olmama ihtimâli şiirlerin hissettirdiği şeylerdendi.
29 yaşında pencereden atlayarak ölen bir şairin iç dünyasını anlamak için ideal bir eser ama öldükten sonra anlamak bir işe yaramıyor.
kitap hakkında fikrimi belirtmem gerekirse bunların şiir olduğu söylenemez; tabii bu benim fikrim, şiirden az buçuk anladığıma inanmak isterim, zira şiire neredeyse 10 yılımı verdim ve neyin şiir neyin şiir olmadığını anlayacak seviyede olduğumu düşünüyorum.
nilgün marmara bu kitabında iç dünyasının krokisini çizmiş, fazlasıyla nihilist bir bakış açısı hâkim, kendi varlığının anlamsız olduğunu düşünecek kadar her şeyi boşvermiş.
imgeleri güçlü gibi ve hayatın ondaki izdüşümünü yansıtmayı tercih ediyor.
şiirlerindeki umutsuzluk edeceği intiharı muştular gibi ve bu mutsuzluğunun, sebebi intiharının ardındaki derin yalnızlığı, anlaşılmamak ve kendini tam olarak yansıtamamanın verdiği acı olsa gerek.
kitabı okurken hissettiğim tek şey kendisinin yalnızlığı ve çaresizliği oldu, kocası kaan tarafından bile tam olarak anlaşıldığını düşünmüyor; yabancıların en yakınıydın sen dizesi ise buna örnek verilebilir.
şiirlerin tek bir konuda yazıldığı söylenemez, şiir formundan ziyade iç dökme ve alınmış notlar gibi bir havası var.
umutsuzluk, yalnızlık, hayata dair gözlemler, ölüm, acı, kimliğini arama ve kendini arama, hayatın bir anlamının olmama ihtimâli şiirlerin hissettirdiği şeylerdendi.
29 yaşında pencereden atlayarak ölen bir şairin iç dünyasını anlamak için ideal bir eser ama öldükten sonra anlamak bir işe yaramıyor.
devamını gör...