1.
üsküdar'a gider iken olarak da bilinen bir istanbul türküsü.
devamını gör...
2.
zabıt katibidir. kalemde çalışır.
devamını gör...
3.
kadı kadıköy'de oturduğuna göre, katipte üsküdar'da oturur.
devamını gör...
4.
yeşilçam’da zeki müren’in başrol oynadığı “katibim” filminden sonra 60’ların sonlarına doğru, zaten 50’lerde amerika’dan japonya’ya türk müziği olarak bilinip en çok dinlenen şarkı olmasına rağmen, yeniden tavan yapmış türkü. sonraları iskoç melodisi dendi ama alakası yok, zira iskoç musikisi ile hiç örtüşmeyen kulak makamı olması yanında, repertuarında da böylesi bir melodi bulunmamakta. telif hakkı alabilmek için ortaya atılmış iddialardan biriydi.
nuri halil poyraz ve reşat ekrem koçu gibi isimlerin aktardığına göre türküde geçen bu katip herhalde aziz mahmut bey(doğan kaya’nın bildirdiğine göre de böyle). şimdi koçu’nun “tarihimizdeki garip vakalar” adlı eserini okursanız, olay iskoç mahalli vari anlatılmaktadır. yani olayın çıkış noktası ingiliz ve diğer müttefikler ile 1856’da istanbul’a gelen ve de etek giyen dost iskoç askerleri. iddia edilen buydu, ancak bu zamanla belgeler doğrultusunda yalanlanmıştır. bunun sebebi az yukarıda söylediğim vesileden kaynaklı.
cumhuriyetin orta yıllarında önce güzellemeyle sonra yergiyle yorumlanmıştır türkü. kimisi sözlerin alay içerdiğini, kimisi ise aşk vari gayeler barındırdığını söyler. mahmut bey, birkaç avuç üsküdar’a bağlı kısıtlı kaynağın aktardığına göre yakışıklı addediliyor. vaziyet böyleyse, maksat aşka kayıyor.
eğer sözleri dikkatli dinlerseniz, yaşanmaması gereken aşk ile yağmur aynı kefede tutuşturuluyor. zaten hikaye alt sınıfa ait katip(ancak entelektüel ve güçlü kişiliğe sahip) ile kent soylu zarif bir osmanlı hatunu arasında yaşanır. belgeli bir aşk hikayesi değil kendisi, ancak yaşanmış olduğu basbayağı ortada.
şarkı 50’lilerde önce amerikalı şarkıcı eartha kitt tarafından seslendirilmiş. bu vakitler şarkı epey popüler elbette. hatta istanbul dergisi ve birkaç dönem kayıtlarında göre şarkı japonya’da ve öteki batılılarda uzun yıllar en çok dinlenen şarkı olmuştur. türk kültürünün aktarımı için de önemlidir zaten. lakin balkan ülkeleri şarkıyı sahiplenme girişiminde bulunmuşlardır. her şey bir yana, hakiki bir türk türküsüdür.
yeşilçam’da iki farklı filmi bulunmakta; ilki 50’lerin başında, türkiye o vakitler alman filmleri ve uzakdoğu filmleriyle haşır neşirdi, çekilmiştir. ardından zeki müren’in başrol oynadığı esas sayılan film 67’de meydana gelmiştir. zaten bu telif hakları mevzusu zeki müren’in “benim ilk filmim” diye açıklama yapmasından sonra vuku bulmuş. herhalde japonların da bu türküyü herkesten çok benimsemesinin sebebi o vakitler türk sinemasıyla olan bağıdır.
türkü benim için çok özel bir yerdedir. inanılmaz yaşanmışlıklar var. öyleyse benden tüm sözlük ahalisine “mavi ışıklar”dan üsküdar, gelsin.
nuri halil poyraz ve reşat ekrem koçu gibi isimlerin aktardığına göre türküde geçen bu katip herhalde aziz mahmut bey(doğan kaya’nın bildirdiğine göre de böyle). şimdi koçu’nun “tarihimizdeki garip vakalar” adlı eserini okursanız, olay iskoç mahalli vari anlatılmaktadır. yani olayın çıkış noktası ingiliz ve diğer müttefikler ile 1856’da istanbul’a gelen ve de etek giyen dost iskoç askerleri. iddia edilen buydu, ancak bu zamanla belgeler doğrultusunda yalanlanmıştır. bunun sebebi az yukarıda söylediğim vesileden kaynaklı.
cumhuriyetin orta yıllarında önce güzellemeyle sonra yergiyle yorumlanmıştır türkü. kimisi sözlerin alay içerdiğini, kimisi ise aşk vari gayeler barındırdığını söyler. mahmut bey, birkaç avuç üsküdar’a bağlı kısıtlı kaynağın aktardığına göre yakışıklı addediliyor. vaziyet böyleyse, maksat aşka kayıyor.
eğer sözleri dikkatli dinlerseniz, yaşanmaması gereken aşk ile yağmur aynı kefede tutuşturuluyor. zaten hikaye alt sınıfa ait katip(ancak entelektüel ve güçlü kişiliğe sahip) ile kent soylu zarif bir osmanlı hatunu arasında yaşanır. belgeli bir aşk hikayesi değil kendisi, ancak yaşanmış olduğu basbayağı ortada.
şarkı 50’lilerde önce amerikalı şarkıcı eartha kitt tarafından seslendirilmiş. bu vakitler şarkı epey popüler elbette. hatta istanbul dergisi ve birkaç dönem kayıtlarında göre şarkı japonya’da ve öteki batılılarda uzun yıllar en çok dinlenen şarkı olmuştur. türk kültürünün aktarımı için de önemlidir zaten. lakin balkan ülkeleri şarkıyı sahiplenme girişiminde bulunmuşlardır. her şey bir yana, hakiki bir türk türküsüdür.
yeşilçam’da iki farklı filmi bulunmakta; ilki 50’lerin başında, türkiye o vakitler alman filmleri ve uzakdoğu filmleriyle haşır neşirdi, çekilmiştir. ardından zeki müren’in başrol oynadığı esas sayılan film 67’de meydana gelmiştir. zaten bu telif hakları mevzusu zeki müren’in “benim ilk filmim” diye açıklama yapmasından sonra vuku bulmuş. herhalde japonların da bu türküyü herkesten çok benimsemesinin sebebi o vakitler türk sinemasıyla olan bağıdır.
türkü benim için çok özel bir yerdedir. inanılmaz yaşanmışlıklar var. öyleyse benden tüm sözlük ahalisine “mavi ışıklar”dan üsküdar, gelsin.
devamını gör...
5.
nihavend makamında bir istanbul türküsüdür.
(bkz: üsküdar'a gider iken)
(bkz: üsküdar'a gider iken)
devamını gör...
6.
ud derslerinde öğretilen ilk şarkı. üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen notalarını unutamıyorum:
mi fa mi re do si do re mi fa mi re do si la
mi fa mi re do si do re mi mi mi mi
mi fa mi re do si do re mi fa mi re do si la
si la do si si la la sol la la la la
mi fa mi re do si do re mi fa mi re do si la
mi fa mi re do si do re mi mi mi mi
mi fa mi re do si do re mi fa mi re do si la
si la do si si la la sol la la la la
devamını gör...