kendini keşfettikçe hissedilen kendini tamamlama hissi
başlık "bay panda" tarafından 18.04.2024 02:20 tarihinde açılmıştır.
1.
sanki eksik yapboz parçaları yerine oturuyor gibi hissediyorum, içimdeki eksiklikler kapanıyor. kendini dinlemek, anlamak ve bilmek çok önemli.
devamını gör...
2.
yirmili yaşların başındayken farkında olmadığım bir gerçek. o zamanlar da bir şeyler hakkında düşünürdüm ama kendimden hep kaçardım. kendimi keşfedecek kadar cesur olmamakla birlikte insanın kendi içine yolculuk yapabileceğinden de bihaberdim. her şeyi, bir şeyleri düzeltmeye kalkışmak gibi cahilliklerim oluyordu. düzelmeyince de kendime yüklenip kızıyordum.
mükemmeli oldurmak için o kadar uğraşıyorum ki bazı gerçekleri göz ardı ediyorum. belki büyüme sancıları, belki dünya ağrısı adı her neyse işte... debelenip duruyordum. durup soluklanmak ne mümkün, odaklandığım tek şey mükemmel olmak... ilk kırılma noktası üniversite zamanlarında oldu. mükemmele yakın eğitim hayatım üniversitede alt üst oldu. kaldığım dersler, asla anlayamadığım dersler, anlasam da sınav gününde kağıda boş baktığım dersler oldu. kötü giden akademik hayat bir yana mükemmel olamayacağımı fark etmek beni daha çok sarstı.
sonrası çorap söküğü gibi geldi. kendime kızmaktan başka bir şey de yapmadım. hâlâ sorgulamaya korkuyorum neler oluyor içimde diye.
kaygıyı üstüme giydim bir gömlek gibi.
yirmili yaşların ortasına geldiğimde ufak kıvılcımlarla başladı içime yolculuğum.
denk düştüm yıllar sonra kendimle; tanıştım tekrardan, dinledim kendimi. keşfettim, öğrendim, anladım, bildim.
tamamlandım mı? tam olarak değil ama neyin önemli olduğunu anladım. yönümü biliyorum hiç yoktan; hep kendime doğru.
kendimi kabul ettim. mükemmel değilim evet ama mükemmel olmak zorunda da değilim.
her şeyi düzeltmeye kalkışmıyor, her sorumluluğun üzerine atlamıyorum. yapamadığım şeyler için kendime kızmak yerine yapabileceğim başka başka şeyler arıyorum.
en önemlisi de kendime değer veriyorum.
mükemmeli oldurmak için o kadar uğraşıyorum ki bazı gerçekleri göz ardı ediyorum. belki büyüme sancıları, belki dünya ağrısı adı her neyse işte... debelenip duruyordum. durup soluklanmak ne mümkün, odaklandığım tek şey mükemmel olmak... ilk kırılma noktası üniversite zamanlarında oldu. mükemmele yakın eğitim hayatım üniversitede alt üst oldu. kaldığım dersler, asla anlayamadığım dersler, anlasam da sınav gününde kağıda boş baktığım dersler oldu. kötü giden akademik hayat bir yana mükemmel olamayacağımı fark etmek beni daha çok sarstı.
sonrası çorap söküğü gibi geldi. kendime kızmaktan başka bir şey de yapmadım. hâlâ sorgulamaya korkuyorum neler oluyor içimde diye.
kaygıyı üstüme giydim bir gömlek gibi.
yirmili yaşların ortasına geldiğimde ufak kıvılcımlarla başladı içime yolculuğum.
denk düştüm yıllar sonra kendimle; tanıştım tekrardan, dinledim kendimi. keşfettim, öğrendim, anladım, bildim.
tamamlandım mı? tam olarak değil ama neyin önemli olduğunu anladım. yönümü biliyorum hiç yoktan; hep kendime doğru.
kendimi kabul ettim. mükemmel değilim evet ama mükemmel olmak zorunda da değilim.
her şeyi düzeltmeye kalkışmıyor, her sorumluluğun üzerine atlamıyorum. yapamadığım şeyler için kendime kızmak yerine yapabileceğim başka başka şeyler arıyorum.
en önemlisi de kendime değer veriyorum.
devamını gör...
3.
bir insanın kendine yapabileceği hayat kurtaran yegane şey, kendini keşfetmesi, potansiyelini açığa çıkartabilmesidir.
ben bunu başarabildiğimde, hep geç kaldığımı düşünürdüm.
ama öyle değilmiş.
hiç bir şey için geç değilmiş aslında.
önemli olan tek bir şey var;
bir şeyin erken ya da geç olması değilmiş husus.
doğru zamanmış.
doğru zaman, doğru yer ve doğru insan.
kullandığım ilaçlarla uyuştururken kendimi, tek derdim ölümü dilemek oldu hep.
önce bağımlılıklarımdan kurtuldum.
ruhani ve maddi bağımlılıklar..
ve duygular;
onları tamamiyle söküp atamazdım elbette,
lakin onları törpülemeyi öğrendim en azından.
mutluluk mu;
basit bir uyuşturucu türü.
önemli olan huzurdur.
aşk mı?
sktr et, üreme iç güdüsünün kabarması lan o.
önceleri öyle miydi?
duvarla sohbet ediyordum lan ben.
gerçi kendi kendime çok konuşurum da olsun.
kendime katlanabiliyorum en azından.
ama benden bir tanesini ben bile çekemem onu da söyleyeyim.
kimsenin peşinden de koşmuyorum artık,
ne gerek var ki?
gelmek isteyen gelir zaten benimle,
lamı cimi yok.
ve pişmanlık anlamsızdır. bunu daha net anladım;
iyi ve kötü kavramı diye bir şey de yok.
çünkü, her şey ama her şey olması gerektiği gibi olur
bu yüzden pişman olmanın da bir manası yok artık gözümde.
sadece kendime odaklıyım artık.
geçmişe değil..
gerçek beni buluyorum ve biliyorum.
bilmek zorundayım.
çünkü artık hiç bir şey, eskisi gibi olmayacak,
olmamalı..
ben bunu başarabildiğimde, hep geç kaldığımı düşünürdüm.
ama öyle değilmiş.
hiç bir şey için geç değilmiş aslında.
önemli olan tek bir şey var;
bir şeyin erken ya da geç olması değilmiş husus.
doğru zamanmış.
doğru zaman, doğru yer ve doğru insan.
kullandığım ilaçlarla uyuştururken kendimi, tek derdim ölümü dilemek oldu hep.
önce bağımlılıklarımdan kurtuldum.
ruhani ve maddi bağımlılıklar..
ve duygular;
onları tamamiyle söküp atamazdım elbette,
lakin onları törpülemeyi öğrendim en azından.
mutluluk mu;
basit bir uyuşturucu türü.
önemli olan huzurdur.
aşk mı?
sktr et, üreme iç güdüsünün kabarması lan o.
önceleri öyle miydi?
duvarla sohbet ediyordum lan ben.
gerçi kendi kendime çok konuşurum da olsun.
kendime katlanabiliyorum en azından.
ama benden bir tanesini ben bile çekemem onu da söyleyeyim.
kimsenin peşinden de koşmuyorum artık,
ne gerek var ki?
gelmek isteyen gelir zaten benimle,
lamı cimi yok.
ve pişmanlık anlamsızdır. bunu daha net anladım;
iyi ve kötü kavramı diye bir şey de yok.
çünkü, her şey ama her şey olması gerektiği gibi olur
bu yüzden pişman olmanın da bir manası yok artık gözümde.
sadece kendime odaklıyım artık.
geçmişe değil..
gerçek beni buluyorum ve biliyorum.
bilmek zorundayım.
çünkü artık hiç bir şey, eskisi gibi olmayacak,
olmamalı..
devamını gör...