kitap okumanın zararları

zaman alıyor arkadaşlar. hele de hızlı okuyamayanlar için çok zaman alıcı. dünya'nın nadir güzelliklerine yeterince zaman ayıramıyorsunuz.
sabırsız bir kişiliğe sahip olduğum için bilgiye ulaşmak için araştırması yapılmış, özeti çıkarılmış, görsele ve ya videoya dönüştürülmüş içerikleri tercih ediyorum. dünya'nın acımasız ve çirkin yüzünden uzaklaşmak istediğimde ise film ve ya dizileri tercih ediyorum. ama felsefe ve sosyolojiye ilgisi olanlar için aynı şeyler geçerli değil arkadaşlar, bunun için okumanız lazım bolca.

ne kadar çok kitap okursan o kadar çok insanlardan uzaklaşırsın

herkesi kitaplardaki gibi karakterli zannedersin ama gerçek hayattaki karakterler gerçekten karaktersizdir.

hayatı kitaplardaki gibi sanmak.

kilitlenmesi gerektiğini düşündüğüm normal sözlük başlığı. *

kitap okursan; bilirsin. kitap okursan; öğrenirsin.
bilince ve öğrenince gerçekleri görürsün. gorunce de mutsuz olursun.
cunku insanlar, zarif yalanları; kaba gerçeklere tercih eder. "cehalet, mutluluktur."

kitap okumak hem maddi hemde manevi zarar olur .

cahillik mutluluktur derler. kitaplar bu mutluluğu elinizden alır.

okumayanlarla aynı ortamda kaldığında hayatın çekilmez olması.

kitap okumazsanız japon balığı kadar mutlu olabilirsiniz.

uykusuz kalmak bildiğim bir o var..

göz bozulması.

yapılması gereken işleri yarım yamalak bir şekilde yapıp kitap okumaya dönmeye çalışmak. sonra işin yoksa evdekilere laf anlat.

zaman kaybetmektir.

olsa olsa aşırıya kaçmanın zararı vardır.

dimağı hudutların ötesine taşımasından mütevellit bir süre gerçek aleme mutmain olamamak.

farklı perspektiflerin edinimi yerine, kalıpların ana fikir bellenmesi ve dahi yaratıcılığın körelme eğilimi gibi zararları içinde barından bütün.

kitaplardan öğrenmek, bir harita okumaya benzerken, deneyimlemek bizzat o yolu yürümeye benzer. harita size yön gösterir, ancak yolu yürüdüğünüzde gerçek engelleri ve beklenmedik durumları öğrenirsiniz. eğitim uzmanı john dewey, “öğrenmenin en etkili yolu deneyimlemektir,” der ve araştırmalar da okuduklarımızın yalnızca %10’unu, deneyimlediklerimizin ise %90’ını hatırladığımızı göstermektedir. örneğin, bir avukat hukuki kavramları kitaplardan öğrenebilir, ancak bir duruşma sırasında hâkimin bakış açısını, tanıkların ruh hâlini veya müvekkilin endişelerini ancak deneyimleyerek kavrayabilir. bu bağlamda kitap bilgisi, yazılı kaynaklardan edinilen teorik bilgilerdir; deneyim ise bu bilgiyi gerçek hayatta test etme sürecidir.

yüzme kitabı okumak, suya girmeden yüzmeyi öğrenmeye çalışmak gibidir. elbette kitaplardan öğrenmek tamamen gereksiz değildir, ancak yalnızca teorik bilgiyle hayatta başarılı olmak zordur. asıl öğrenme, bilgiyi gerçek hayatta uygulamakla mümkündür ve bu nedenle deneyim, bilgiyi anlamlı kılan en önemli unsurdur.