ruhumun öldüğünü hissettiğim şu son zamanlarda yeni bir başlangıç için gerekli olan hayat biçimi. belki de kitaplarla nefes almak olarak da güncellenebilirdi.
devamını gör...
çok güzel olurdu, kitabı kim yazarsa yazsın önemli olan okuyan , onun okuduklarını hayalinde canlandırması herşey senin istediğin gibi senin istediğin renkte
devamını gör...
oturduğun yerden dünyanın öbür ucunu gözlerinin önüne getirmen, yeni kişiliklerle tanışman, onları anlaman ve en önemlisi de içindeki merhamet, adalet ve güzelliği güçlendirmen. beyin ile kalp arasındaki mesafedir kitaplarda yaşamak...
devamını gör...
bir dünya keşfediyorsun okurken, yaşanmaz mı be?
devamını gör...
böyle bir olayın gerçekleşmesi halinde bana hakan günday abimizin az kitabı denk gelirdi.
devamını gör...
bende bu şans varken gider depresif bir rus roman karakteri falan olurdum.
devamını gör...
"anlıyorum ki, zalim ve kıyıcı bir gerçekten kurtulmanın tek çaresi, reel dünyadan kitaplar dünyasına sığınmak."

bu ülke, cemil meriç
devamını gör...
gerçek hayatta yaşanmıyor çünkü.
bir de annemin bir lafı var "kitapların içinde yaşayıp gerçek dünya'yı unutuyorsun."
"amacım da bu zaten. lanet evden, lanet yerden, lanet dünyadan biraz olsun uzaklaşmak için üstünde güzel şeyleri olan bir perde çekmek. o perdede oynayan ve sürekli değişen kitapları izlemek. dünya'nın büyüsü içinde değil dışında yaşamak bence. çokça tavsiye ederim anne hanım." deyince memnuniyetsiz bir şekilde bakması.

beni hiçbir zaman anlayamayacaksın değil mi? o kadar anlatmama rağmen.
artık bu tarz anlaşmazlıklar doğunca ağzımı açmıyorum. bana diyor ki "tek başıma mı konuşuyorum?"
"evet kendinle konuşuyorsun. beni anlamayan birini artık ben de dinlemiyorum." deyip biraz dik ve sinirli baktığım zaman "iyi dinleme böyle kafanın dikine git ve dik dik bak. gözlerini belert, canını alıyormuşum gibi bakışlar at. bir gün çok fena elimde kalacaksın." derdi.
"zoruna giden şeylerle baş etme yöntemin el kaldırma mı? bunun yıllarca bir fayda etmediğini görmüyor musun? artık üstten baktığın değil üstten baktığım zamanlardayız. yine de değişmek istemiyorsan sen bilirsin. vurmaya ya da saçımı çekmeye kalkarsan hiçbir şekilde engellemeyeceğim ve bir şey yapmayacağım ama bunun bedelini yaşadığım her vakitte yaşatacağımı bil."
"bu saygısızlığı okuduğun kitaplardan öğreniyorsun değil mi yarın hepsini atacağım! terbiyesiz!"
"onlardan öğrendiğimi değil hak ettiğini veriyorum sana. verecek terbiyen yoktu belki ben de öyle kaldım(!). ve kitaplarıma dokunursan sana hiçbir şey öğretemeyen mutfağına dokunurum, çeyizlerine..."
o günlerde (lise sonlara doğru) beni babama şikayet ediyordu. babamın kızıp bağırması için teşvik ettiği zamanlar da oluyordu. çözüm için seçtiği yol ne harika değil mi?..
bazen o kadar şey yaptı ki bir kez olsun babama ağzımı açmamışım. bu yüzden babam onun anlattığınca bilirdi artık nasıl anlatıyor bilmiyorum. "asra buraya gel ve annenden özür dile."
"dilemeyeceğim. o dilemeli ama istemiyorum."
5-6 dk bu terslik. olmayınca "3 gün cezalısın. telefon yok. odana git!" o zaman e kitap okuyordum.
"kendi suçlu ama özrü dilemediğim için cezayı ben alıyorum? kendi özür dilemediği için ödül alacak mı?"
"5 gün!"
"umrumda değil! istersen hiç verme. haksızın tarafında olup haklıyken karşımda yer aldın benim cezam bu! kendime oda cezası(!) veriyorum ikinizi görmemek için!"
böyle şeyler yaptığında seni çok severken o zaman hiç sevmezdim. bazen ise nefret eder birkaç gün sonra tekrar severdim.
en büyük şansınız kendim için hiç kimseye kindar olamayışım...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitaplarda yaşamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim