korku (kitap)

diğer tanımlarda da belirtildiği gibi stefan zweig kitabıdır.romandaki betimlemeler sizi içine çekecek kadar güzel yapılmıştır.
çerez niyetine okunup bitirilebilecek kadar az sayfalı ama etkisinde bırakacak kadar da güzel bir kitaptır.

psikoloji okuyan öğrencilerin de mutlaka okuması gereken bir kitap. her ne kadar kahve, kar, yağmur, cam kenarı hikayelerine kurban gitmiş olsa da tüm bu popüler kültür mezeliğinin ötesinde korkunun bastırılmış utançlara, pişmanlıklara, utanç veren deneyimlere kapı açışını anlatan tek solukluk eserdir. her şeyin yolunda gittiği varlıklı ve sorunsuz evliliklerden sıkılan genç kadın ilk kez edebi eserin konusu olmuyor fakat sadece psikolojisi üzerine düşünülen ilk eser olabilir. sadakat üzerine düşünürken kadının yakalanmasını isteyip istemediğinizi size sorduruyor roman.
şantajcı olmasaydı, pişmanlıklar da olur muydu?
insan hayatındaki tüm güzellikleri ne uğruna riske eder?
kadın neden aldatır?
sorular sormanızı ve cevaplarıyla yüzleşmenizi sağlayan eserleri sevin.

stefan zweig kitabıdır. eşini aldatan bir kadının yakalanma riski ile karşı karşıya kaldığında hissettiklerini açıklayan, insan zihninin kendi kendine neler yapabileceğini gösteren çok iyi bir kitaptır.

bir stefan zweig kitabı. irene isimli bir kadının kocasını aldatması ve başka bir kadının irene'ye şantaj yapmasını konu ediyor. hatırladığım kadarıyla zweig romanda irene isimli kadının korkularını ve psikolojik durumunu ustalıkla okura hissettirmişti. sonunu pek beğenmemiştim ama genel olarak zweig in en sevilen kitaplarından biridir.

rahat batması sendromu yaşayan burjuva bir kadının, nedensizce kocasını aldatıp kendini ateşe atması ile her şeyini kaybetme riskiyle burun buruna gelmesi neticesinde elindekilerin kıymetinin kafasına dank etmesi ve bu kaybetme riskinin oluşturduğu tükenmişlik, bunalım, pişmanlık, baskı, çaresizlik ve utanç duygularının stefan zweig tadıyla anlatıldığı bir roman.

stefan zweig'in bir başka muhteşem öyküsü. jinju <3 zweig

zweig bey 1910 tarihli bu hikayede, varsıl ve evli bir hanımın düştüğü yasak aşkı ve ve kendisine bu aşk üzerinden yapılan şantaja karşı tavrını, ruhunda yaşadığı hezeyanları, korkuyu anlatıyor. lakin o nasıl bir korku anlatımıdır öyle? adeta psikolojik gerilim. hanımefendinin yaşadığı korkuyu tüm vehametiyle iliklerime kadar hissettim, en az onun kadar üzüldüm, çaresizlikten ne yapacağımı şaşırdım. benzer bir durumu hiç yaşamamış olmama rağmen üzüntüsünü paylaştım ve stefan zweig'ı en çok da bu yüzden, tüm duyguları hissettirebilmesinden ötürü sevdiğimi bir kez daha anlamış oldum.

klasik stefan zweig kitaplarından farklı olduğunu düşündüğüm tek gecede bitirilebilecek kitap.heyecan için kocasını aldatan kadının hayatını uçurumun kenarına doğru yönlendirdiğini ve son anda direksiyon kırdığını anlatır. sonu da sürpriz diyebilirim açıkçası zira beklediğim bi son olmadı. şimdi spoiler vermiyim. hayatınızda anlık güzellikler için bir ömür mahkum olmaya değmez konusunun da çıkarılabileceğini düşünüyorum. okurken heyecanlandıran bu kitap okurlara tavsiye edilir.

zweig'in korkuyu ele aldığı eser. korku eseri, korkunun; insan davranışlarına, zihinsel ve ruhsal durumlarına, kişinin sağlığına ve yaşamına ne büyük ölçülerde derin etkiler bırakacağını bizlere yansıttığı eserdir.

kocasını piyano hocasıyla aldatan zengin bi kadın ve bu kadına şantaj yapan bi adet sevgili. bayan irene sırrı ortaya çıkmasın diye her şeyini vermeye hazar ama karşısında her zaman daha fazlasını istiyen bi şantajcı var irene hayatı boyunca bu şantaja boyun eymek ve korku içinde yaşamaya çalışmayı planlıyor ama bu korku onu öldürürken yaşamak ne kadar mümkün olabilir ki?

stefan zweig eserlerinden favorim olandır kendisi, tek oturuşta bitirebilecek akıcılığa sahip, zaten zweig genel olarak kitaplarında topluma zıt gelen şeyleri yapan insanların iç dünyasını baz aldığı için okuması ayrı bi tat veriyor,


kitapta baş karakterimiz irene güzel bir evliliği saygın ve kendisini seven kocası ile geçirdiği hayatın ona monoton gelmesi ve kendisine yeni heyecan arayışıyla yaptığı hatalar sonucunda kocasını ve ailesini kaybetmekle karşı karşıya kalınca hissettiği korkuyu, ailesi için çabalayışını daha önce monoton olarak gördüğü hayatın aslında ne kadar değerli olduğunu fark etmesi ve bunları yaşarken hissettiği duyguları güzel bir şekilde işliyor.

geçen sene okumuş olduğum stefan zweig kitabı. kısa olmasından mütevellit hemen bitirebileceğimi düşünmüştüm ama yanılmışım, okurken resmen ırene ile bende aynı şeyleri yaşadım. fakat kitabın sonunda ters köşe oldu.

kitap betimlemeleri ile gayet muhteşem. baş karakter ırene ne hissediyorsa aynısını sizde hissedebiliyorsunuz.


bazen korku, cezadan daha fazla acı verebiliyor.

tek oturuşta bitirilebilecek bir kitap*. ben iki oturuşta bitirdim ama o ayrı. konu ne kadar klişe olsa da iç dünyanın aktarımını beğendim. sonunu başka şekilde beklerken ters köşe edildim. kocasının son yaptığı şeyi kabullenmekte de zorluk çekiyorum; görünüşte ince düşünceli ama tehlikeli. biz de hayatımızla kumar oynamıyor muyuz azizim?