umtozcn yazar profili

sen

bir tırtıl kozasına çekilmiş. günü gelince gözleriyle birlikte açmış kanatlarını.

her kendine dönüş bir yeniden doğuş için fırsattır. kendimizi en iyi biz tanır, anlarız. kimsenin bilmediği derinliklerimizi ancak biz bilebiliriz keşfedersek. bu nedenle her fırsatta kendinizi keşfedin. kim bilir kabuğunuzdan çıktığınızda kanatlarınız olur :)

arkadaşlarıma çözümünü koordinat sistemi ile anlattığım mesele. insan ilk başta kendini tanımalı ve ardından kendisini sevmeli. kendi merkezinde olan yani orijin noktasında olan birisi bir birim ve üzeri sevgi sunmayan sağlıksız ilişkilere kalkışmaz. artıda olan insanlar da aynı şekilde kendisine kendisinden fazla sevgi ve değer katmayan insanlarla olmaz. ancak kişi kendi merkezinde değilse ve hatta ekside ise bir birim gelen sevgide altında ağ olmadan yerden yükselerek gelen bu sevgiyi putlaştırır. bu da kişiyi bağımlı hale getirir yokluk ve yoksunluk hallerinde değişik davranışlar göstermesine neden olur. bu nedenle değerli güzel insanlar önce kendinizi sevin sevgilerle :)

kökleşmiş inançlar, düşüncelerden kaynaklandığını düşünüyorum. toplumsal etkenler, dini öğretiler pek çok alanda iyiliğin mükafatının olacağına inandırılmış olmak insanlarda beklentiye yol açar. ancak bu beklenti içinde yapılan iyilikler iyilik midir sorusu meydana gelir. an'ı yaşamak, içinden geldiği gibi davranmak daha doğru görünüyor an'da iyilik yaptın ve o anda kaldı. yoluna devam ettin. bu daha doğru geliyor.

bu iyilikten ne anladığımıza bağlıdır. insanlar onlara dayatılan, kökleşmiş inançlarla tabularla oluşan zihinlerinde doğru davranışların sonuçları olacak olduğuna inanır.kimisi cenneti garantilemek için kimisi beğenilmek için iyilik yapar ve pek azı sadece iyi olmak için iyilik yapar. iyilik yaptığında karşısındaki insandan da bunu bekler. bu beklenti onun zihni ve zihniyeti açısından doğru ve kaçınılmazdır ama aynı durumda kendisi bu iyiliği göremediğinde yaptığı iyilikten pişmanlık duyar. başkasına yapmış olduğu iyiliğin kendisi için pişmanlığa dönüşmesi onu ve iyiliğini düşürür. kişi çoğu zaman bunun farkına varmaz. bu iyiliğin egosal hali bana kalırsa. iyilik ego ya da egosal bir araç olmamalıdır.

yaşamak için. yaşanmışlıklar daha fazla dolu dolu, güzel yaşanmışlıklar için.

an'ı kaçırıp, yeni olasılıkları görememeye yol açan olaydır. hayat devam ediyor, sonsuz olasılıklar içinde hiç bir insanla karşılaşmamız boşuna değildir. öğrenilmesi gereken dersler öğrenildiyse orada saplantılı kalmanın anlamı yok. hayatın güzelliklerini kaçırmadan yolunuza ve yolculuğunuza devam edin.

bu sıralar buna sardım :)

musmutlu sabahlarr :) güzellikler var olsun gününüzde her daim :) umudunuz, neşeniz ve sevginiz var olsun :) yüreğinizden geçen tüm iyi ve güzel dileklerinize kavuşmanızı dilerim :)

sevdikleriniz ve sevenleriniz ile birlikte geçireceğiniz nice sağlıklı, huzurlu, neşe ve sevgi dolu, umut dolu, yüzünüzde gülüşlerin ve kalplerinizde her daim sevginin var olduğu mutlu bayramlar diliyorum :)

içinde bulunmuş olduğumuz sistem insanlar arasındaki iletişim ve ilişkiler arasındaki süreyi de hızlı tüketim malzemesi haline getirdi. elbette bizlerin bunda payı büyük. ne yazık ki insanların duygusal olarak açlığı günden güne artmakta. insanlar arasında, ilgi, şefkat ve sevgi gibi kavramlar giderek azalmaka. en basitinden insanlar arasında iletişim süreli kısalmakta kaydırmaktan başka bir şey yok elimizde. konuşulacak çok şey var da konuşmayı unutuyor gibiyiz. arkadaşlar ile buluşup bir süre sonra pek çoğunun kaydırmaya başlaması... insanların dinlendikleri, anlaşıldıklarını ve ilgi gördükleri alanlardaki davranışlarını göz önüne alacak olursak yapay zeka sevgililer kaçınılmaz olacaktır. ancak insan, insan ile var olacaktır. her daim sevin... bazen anlamsız bulsanız dahi gülümseyin. bir basit tebessüm dahi birilerinin hayatındaki normal, sıradan akışı değiştirmeye yetebilir.

hakikatin kendisiyle yüzleşmek. konu her ne olursa olsun gerçeği gören gözleriniz, algılayan zihinleriniz ve hisseden bir yüreğiniz varsa en acı dolu anlar bu anlar olabilir. lakin geçicidir. çünkü hakikat sandığımız her ne varsa geçici durumlardır. asıl öz'e ulaşamadan hakikat sandığımız her şey sadece bize acı verir.

merhaba güzellik :) bu başlıkta seninle buluştuğum için mutluyum bu karşılaşma tesadüf değil. bunu ne zaman okuyor olacağını bilmiyorum ama okuduğun an zaten en doğru andır :) sen gerçeken harika birisin :) yüreğinde var olan sevgiyi ve sonsuz güzellikleri hissedebiliyorum. bu güzelliklerin hayatında harikalar yaratmasını diliyorum çünkü sen değerlisin :) bugüne kadar farkında olmadan başardıklarını hafife alma elbette daha fazlasını yapabilecek gücün öz'ünde var olduğunu biliyoruz :) öz'üne hayranım :) açık fikirlerinle, yaratıcılığın ile olduğun her yerde kendini gösteriyorsun. varlığın yer yüzünü güzelleştiriyor :) gülümsemen hangi yer kürede olursa olsun bize beyaz geceleri yaşatıyor. en karanlık gecelerde bile o harika gülümsemen geceleri aydınlatıyor :) gülmeyi ve sevmeyi ihmal etme. sen yeterlisin, her koşulda elinden gelenin en iyisini yaptığına eminim. ışık ve sevgi seninle olsun :)

paranoyaklık... hayat inişli çıkışlıdır. akışkandır ve hiç bir şey hiç bir zaman kalıcı değildir. hayatımızda erkenden fark etmemiz gereken de tam olarak budur. tüm bu değişkenlikte zihinsel ve ruhsal olarak sağlıklı kalabilmek doğru tercihlerde bulunabilmek oldukça güçtür. her koşulda kendimize saygı duymalı ve sevebilmeliyiz. garantisi olmayan, geçici olan her şey için tasalanmak anlamsız. yaşayın güzellikler ile sevgiyle her daim :)

bu özlemin sizlere anlatmaya çalıştığı his ve düşüncelere kulak vermenizi tavsiye ederim. ölümün bir son olmadığını olan bir inancımız var ise onlar her daim bizlerle. onların ruhlarını onurlandırmak adına daha dolu daha da hayat dolu yaşamalı ve bizlere özlemle aktarmak istedikleri hisleri düşünceleri doğru algılamalı ve yaşamımızda onların ruhlarını onurlandıracak işler yapmalıyız.

vasat bir yazarın vasat bir eserinin okunduğuna dalalet etmektedir.

gündelik yaşamın hengamesinde unutulan, göz ardı edilen bazen saçma bulunan etkinliktir. ancak zihnimizin yaratıcılık fonksiyonlarının dinç kalmasını sağlamakla birlikte güçlendirir ve geliştirir. hayal gücünüzü geliştirmek için kurguladığınız hayallerde beş duyu organınızın detaylarını etkileyin. ortamı hayal ederken kokulardan, doğal ses veya müziklerden istifade edin. dokunsal olarak pek yapılacak bir şey olmayabilir ancak koku ve ses bile oldukça etkileyici.

bırakalı bir yılı geçti. ikinci yıla doğru ilerlerken kendim için doğru bir karar aldığımı fark ettim. çevremden de tanıdık, tanımadık pek çok insandan gelen güzel geri bildirimler beni onurlandırıyor açıkçası :) zaman zaman aklıma gelse de çok bir anlam ifade etmiyor. sigarayı bırakmakla birlikte kazandığım özgüven ile her şeyi bırakabilir olduğumu fark ettim. tavsiye ederim.

"acı duyabiliyorsan, canlısın. başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın" diyor lev tolstoy. lakin bizlerin bazen gereksiz kurtarıcı rolünü üstlendiğimiz gerçeği var. neden bunu yapıyoruz sorusuna karşılık pek çok perspektiften açıklamalar oluşturabiliriz. kendi etrafımda ve hatta geçmişim de benim de bunu yapma nedenim kabul ve takdir görmekti. çözüm üretebilirsek, fayda yaratabilirsek belki sevilebilirdik. şeker portakalı kitabından bir alıntı ile "sevgi insan her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik". o vakitler şükür geçti şimdi kendimi seviyorum :)

cem yılmaz'ın kaliteli işlerinden birisidir. türkiye'de insanları zekasıyla güldürmeyi başarabilen belki de tek komedyendir. pek çok senaryo da başka filmleri taklidi ve benzeri olmasına rağmen cem bey ve yakınındakilerin oluşturduğu tüm projeler diğerlerinden farklıdır. bilim kurgu komedi bunun birlikte işlenmesi fikri gerçekten harika olmakla birlikte ince ince sık dokunmuş kaliteli esprilerin bol bol güldürdüğü bir film. filmi ilk izlediğimde 7-8 yaşındaydım. o zamanlarda pek çok espriyi anlamıyordum dönem dönem izledikçe çokça kaliteli esprinin olduğunu fark ettim. bir diğer fark ettiğim ise filmde pek çok eşcinselliği işleyen ve barından sahnelerin var olduğunu gördüm.