kowloon walled city, bir zamanlar hong kong’un kowloon city bölgesinde bulunan uzun bir süre siyasi olarak herhangi bir ülkeye ya da kişiye bağlı olmayan bir yerleşim yeridir.

çin, 1842’de ilk afyon savaşı’nı kaybettikten sonra hong kong’un bir bölümünü ingilizlere bırakır. ancak düşman kolonisini yakından takip etmek için kowloon körfezi boyunca duvarlarla çevrili bir kale inşa ederler. sadece 213 metreye 122 metre ebatlarında olan bu çin kalesine kowloon walled city adı verilir.

1860 yılına gelindiğinde ise çin, ikinci afyon savaşı’nda bir başka önemli kayıp daha yaşar. çin bu savaştan sonra hong kong’un tamamını ingilizlere bırakmak zorunda kalır. ancak kowloon walled city’deki toprak parçasını teslim etmeyi reddeder. çinliler 1898 yılında ingilizlerle bir anlaşma imzalar. bu anlaşmaya göre hong kong 99 yıl boyunca ingilizlerin kontrolünde olacaktır. çinliler sadece bir yerin kontrolünü sürdürmekte ısrar ederler. bu yer de tahmin ettiğiniz gibi kowloon walled city’den başkası değildir. kowloon walled city’nin belirsiz yasal statüsü ise bölgeyi zamanla bir gecekondu cenneti hâline getirir.

şehir, ikinci dünya savaşı sonrası barınma sorunu ortaya çıkarken gecekondu şeklinde inşa edilmeye başlanır. bölge 1950’lerden 1994’e kadar birbiri ile bağlantılı 300 binadan oluşan büyük bir komplekse dönüşmüştür. bölge başlarda küçük evlerden oluşan alçak yapılı bir gecekondu köyüyken, zamanla yüksek binalardan oluşmaya başlar.

1994’e kadar, iç içe geçmiş 300 binadan oluşan büyük bir kompleks olan kowloon walled city’de 10.700 hane ve 50.000’den fazla insan yaşamış ve çalışmıştır. şehir 65.000 metrekarelik bir alanı kapsar. bu da burasını yeryüzündeki en yoğun nüfuslu yer hâline getirir. şöyle ki dünyanın en kalabalık şehirlerinden olan new york’tan 119 kat daha yoğundur kowloon walled city.

bu bölgenin neden bu kadar kalabalık olduğunu anlamak için kısaca tarihine değinelim şimdi.
bu yerin “kaderi” aslında bir dönem hiçbir ülke tarafından istenmemesi nedeniyle şekillenir. bölge ikinci dünya savaşı’nda japonya tarafından işgal edilmiş olmasına rağmen japonya’nın yenilmesinden sonra mecburen hong kong tarafından geri alınmıştır. şehrin sorumluluğunu ne çin ne de ingiltere üstlenmeyince, zaman içinde o bölgede yaşayanlar bağımsız ve kanunsuz biçimde şehirde hükûm sürmeye başlar. bir zamanlar polisin, hükûmetin giremediği bu bölge zamanla kanun kaçaklarının, çetelerin vazgeçilmez alanı hâline gelir.

300 kadar binayı küçük bir alana sığdırmak zorunda kaldıkları için hane başına düşen yaşama alanı 10 ile 20 metrekare arasında değişmekteymiş. binaların kullanım şekli, üst katlar oturulan evler, alt katlar ise işyerleri şeklindeydi. şehir yüksek binalardan dolayı çok az gün ışığı alıyordu.

1950’lerde ve 60’larda yükselen binalarla kowloon walled city’de bir inşaat patlaması yaşanmış. ahşap evler, bir jenga oyunu gibi tuğla ve beton apartmanlar arasına sıkıştırılmış. havalimanına iniş yapan uçakların kanatları çatıdaki tv antenlerine sürtmesini önlemek için binalara maksimum 14 kat sınırı getirilmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

binalar arasında gizli geçitler bulunuyormuş. bu geçitler genelde 1-2 metre genişliğindeymil. bu duvar kentin en ilginç özelliklerinden biri de, neredeyse hiç yere basmadan şehri kuzeyden güneye baştan başa dolaşabilmekmiş. bunun sebebi ise, zekice kullanılmış bir geçit ve merdiven sisteminin olmasıydı.

çin ordusu tarafından terk edilen kowloon walled city, 20. yüzyılın başlarında mülteciler ve işgalciler için bir mıknatıs hâline gelir. dünya savaşı sırasında işgalci japonlar, yakındaki kai tak havaalanı’nı inşa etmek için malzeme bulmak amacıyla şehrin duvarlarını yıkmış. savaştan sonra ingilizler hong kong’un kontrolünü yeniden ele geçirdiğinde, hükûmet kowloon walled city’deki sayıları birkaç bini bulan direnişçi ve isyan çıkaran gecekondu sakinleriyle uğraşmak zorunda kalmış.

surlarla çevrili şehir, 1950’lerden 1970’lere kadar “triad” adı verilen çin mafyası tarafından kontrol ediliyormuş. bu yıllarda bölge fuhuş, kumar ve uyuşturucu cenneti olarak ün kazanmış. mafya, işgücü olarak da eroin bağımlısı gençleri kullanıyormuş. ancak bunca tehlikeye ve karmaşaya rağmen insanlar sıradan hayatlarına devam etmeye çalışıyorlarmış. bölge sakinlerinin çoğu diğer hong konglular gibiymiş aslında. genelde yaşam mücadelesi, eğitim ve diğer sosyal konular için endişe içinde olan çalışkan insanlarmış.

bölgeyi en iyi bilenlerden biri de postacılarmış. postacılar şehirdeki gizli geçitlerin de çoğunu biliyor ve kullanıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yerliler bu bölgenin tehlikeli ve güneş ışığından az faydalanmasından dolayı buraya “karanlığın şehri” anlamına gelen “hak nam” adını vermiş. yaşam koşulları göz önüne alındığında “karanlık” ününü sonuna kadar hak ettiğini söylemek mümkündür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

binaların yapısı gereği şehrin bazı kısımları güneş almıyormuş. hatta o kadar karanlık oluyormuş ki birçok yerde gündüz vakti ışıklandırmalar çalışıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şehirdeki binaların çatıları sokaklardan daha cazip olduğu için çocuklar için de oyun oynama alanı olarak kullanılıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city, çin yönetimi ile ingiliz yönetimi arasında kaldığı için belli bir kanuna tabi değilmiş. şehirde bulunan esnaflar da işlerini kanunlara göre değil bulundukları şartlara göre yapıyorlarmış. köpek eti kasapları ve erişte dükkânları gibi işlek yerler gözetim altında tutulmuyormuş.

şehirde yönetmelikler ve ruhsatlar uygulanmadığı için bir iş kurmak kolaymış. öncelikle gecekondu haklarına sahip olanlar tarafından kontrol edilen kiralar, şehrin geri kalanına kıyasla düşükmüş. burada iş yeri açmak için hong kong’taki gibi ruhsata ve diğer prosedürlere gerek olmadığından birçok işletme bu avantajdan yararlanmış. ho chi kam adlı bir vatandaş 1991 yılına kadar şehirde eşiyle birlikte bir kuaför salonu işletiyormuş. ho chi şehirden çıkarıldıktan sonra başka bir yerde kirayı karşılayamadığı için eski günlerindeki gibi başkalarının yanında çalışmaya geri dönmek zorunda kalmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şehre çin’den göç eden doktorlar, diş hekimleri ve diğer profesyonellerin bazılarının lisansları hong kong’da geçerli değilmiş. kanunlar uygulanmadığı için birçoğu bu şehirde çalışmak durumunda kalmış. şehir, zamanla hong kong işçi sınıfının doktora veya dişçiye gittiği bir yer olarak da ün yapmış. buradaki diş doktoru wong cheung mi, şehirdeki birçok dişçiden biriymiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

burada randevular daha ucuz oluyormuş ve doktorlar ve diş hekimleri şehrin başka hiçbir yerinde buradaki gibi pratik yapamıyorlarmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sokakların dar olması nedeniyle iki kişinin yan yana yürümesinin çok zor olduğu şehirde binaların içerisinde evden eve ulaşımı sağlayan onlarca gizli geçit bulunuyormuş.

tüm şehirde sadece iki asansör varmış. bazı yüksek binaların girişlerinde duvarlara çakılı ortak ve bireysel posta kutuları bulunuyormuş. ancak çoğu zaman postacı için tek seçenek binanın üst katlarına çıkmakmış. binaların birkaç kat yukarısında bile patikalar, labirentler devam ediyormuş. birbirine bağlanan küçük köprüler ve merdivenler şehrin kalbine açılıyormuş.

bölge, hong kong’daki birçok işletme için önemli bir üretim merkeziymiş. en önemli ürünlerinden biri şehrin dört bir yanındaki restoranlara satılan balık toplarıymış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’de birbirine sıkı sıkıya bağlı çalışkan aileler bulunuyormuş.

şehir sayısız kulübe endüstrisine, anaokulu sınıflarına, çatılarda güvercin yarışlarına ve hong kong’un en iyi balık köftesi çorbasına ev sahipliği yapıyormuş.

şehirde üretimi ve tüketimi en çok yapılan besinlerden biri de erişteymiş. kiralar düşük olduğu ve dükkân açmak için hong kong’daki gibi ruhsata ihtiyaç olmadığı için hui tuy choy adlı vatandaş 1965 yılında kowloon walled city’de erişte dükkânını açmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şehir, özellikle geceleri dolaşmak isteyeceğiniz türden bir yer değilmiş. bölge sakinlerinin çoğu işe veya eve giderken başlarına bir şey gelmemesi için daha az tehlikeli olan en iyi bildikleri yolları ve sokakları kullanmak zorunda kalıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

1970’lerde veya 1980’lerde hong kong’a gelen çoğu ziyaretçi, uçakları havaalanına yaklaşırken, klostrofobik bir ada görünümünde olan bölgeyi sadece yukarıdan görebiliyormuş. son derece tekinsiz ortamından dolayı burası turistik bir bölge değilmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’nin yasa dışı statüsü, onu afyon ve eroin gibi uyuşturucuların üretimi, satışı ve kullanımı için mükemmel bir yer hâline getirmiş. afyon ve eroin trafiğinden dolayı şehir hong kong’un narkotik ticaretinin merkez üssü hâline gelmiş.

kowloon walled city’de uyuşturucu o kadar çok kullanılıyormuş ki bir süre sonra şehrin farelerinin çoğu da bağımlı olmuş ve karanlık köşelerde çaresizce işkence içinde kıvranırken görülebiliyormuş.

bölgede sosyalleşme mekânları olarak ise evlerin çatıları kullanılıyormuş. tüm bu düzensizliğin içinde sistemin işleyişi birçok mimarın ilgisini çekmekteymiş. çünkü bu sıra dışı bölgede insanların yaşayabilmek için bulduğu çözümler dahiyaneymiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’de en çok köpek kasapları, erişte dükkanları ve balık topları satılan yerler işliyormuş. burada fiyatlar diğer şehirlere göre oldukça uygun olduğu için tercih ediliyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’de yüksek binaların derinlerine inildiğinde uzun koridorlara, dumanla dolu odalara rastlanıyormuş. burada kumar salonları, striptiz kulüpleri ve pornografik sinemalar bulunuyormuş. buralarda fuhuşun her türlüsü yapılıyormuş. henüz çocuk yaştaki kızlar da dahil olmak üzere pek çok kadın genelevde çalıştırılıyormuş.

şehirdeki bakkal gibi bazı mekânlar çoğu zaman bir oturma odası veya iş günü bittikten sonra çocukların ödevlerini yapmaları için bir araya geldiği yer olarak kullanılıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çocukluğunun sekiz yılını hong kong’ta geçiren bir sanatçı olan fiona hawthorne, londra’ya yerleştikten yıllar sonra 20’li yaşlarında tekrar hong kong’a gelmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

fiona hawthorne bu defa bir arkadaşı sayesinde daha önceden duyduğu ancak hiç gitmediği kowloon walled city’ye gelmiş. burada yaklaşık üç ay yaşamış. kowloon walled city’yle ilgili resimler çizmiş, notlar almış, fotoğraflar çekmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

artık yıkılmış olan şehirle ilgili çizimleri ve anıları “drawing on the inside: kowloon walled city 1985” adlı kitabına ve bir başka eseri olan “the extraordinary amazing incredible unbelievable walled city of kowloon” adlı çocuk kitabına konu olmuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hawthorne, şehrin içine girer girmez “burayı çizmem, resmetmem gerektiğini anladım.” demiş. buranın çok farklı, çok ilgi çekici olduğunu ve şimdiye kadar gördüğü hiçbir şeye benzemediğini belirtmiş. hawthorne, “burası triad’lar tarafından yönetilen, suç ve tehlike dolu bir ‘girilmez’ bölge olarak görülüyordu.” diyor. kowloon walled city hakkında sonsuz müstehcen hikâyeler olduğunu belirtmiş ve bunu sinir bozucu bulduğunu söylemiş. çünkü hawthorne’un oradaki deneyimi çok farklıymış. “orada geçirdiğim üç ay boyunca bir kez bile tehdit altında hissetmedim, asla düşmanlıkla karşılaşmadım, asla şiddet görmedim. çizim yapmanın yanı sıra, bu eşsiz yerin neden var olduğunu araştırmak için de zaman harcadım.” diyor. hawthorne, kowloon walled city’nin mimari olarak kelimenin tam anlamıyla “karanlık” olduğunu, apartmanların birbirine dayandığını ve daha çok dar, eğri şerit gibi olduğu için sokaklardan gelen ışığı engellediğini kabul ettiğini belirtiyor.

yıllar sonra kowloon walled city’nin olumsuz mirasından dolayı hayâl kırıklığına uğradığı belirtiyor hawthorne. şehrin kötü şöhretli imajından bıkmış durumda olduğunu söylüyor. kowloon walled city’yi kötü olarak değil iyi olarak hatırladığını belirtiyor. hawthorne, şehri fiziksel olarak karanlık bir dünyada yaşamalarına rağmen hamur tatlıları yapan insanların, çiçekçilik, ayakkabıcılık gibi işlerle uğraşan çalışkan insanların evi olarak göstermeye kararlıymış. çizimleriyle ve resimleriyle orada yaşayan aileler ve orada oynayan çocuklar arasında hissettiği neşeyi geri getirmenin bir yolunu aramış. bu, kendisinin kowloon walled city hakkındaki çocuk kitabının doğuşuymuş. fiona hawthorne, kowloon walled city için, “bir gün yok olacak bir yeri kaydettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.” diyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

et yemeği bölge kültürünün önemli bir parçasıymış. hong konglular sık ​​sık kowloon walled city’ye köpek eti restoranlarına yemek yemeğe giderlermiş. geleneksel olarak altı aylık chow yavrularından yapılan köpek eti yahnisi, ingilizler tarafından yasaklanana kadar hong kong ve kowloon walled city’de popüler bir yemekmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kanadalı fotoğrafçı greg girard 1985 yılında kowloon walled city’ye gelir. burada arkadaşı ıan lambot ile bölge üzerine yıllar süren araştırmalar yapar. şehrin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını inceleyip, fotoğraflarını çekerler. araştırmaları sonucunda girard, kendisi gibi fotoğrafçı arkadaşı ıan lambot ile birlikte kowloon walled city hakkında “city of darkness revisited” adlı bir kitap hazırlar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

girard, şehrin binaların içinden kıvrılarak geçen muazzam miktardaki borular, teller, tüpler ve açık oluklar nedeniyle kendi mikro iklimine sahip olduğunu belirtiyor. alt katlardaki yerler genellikle sıcak, nemli ve rutubetliymiş. aşağıdaki pis kokulu, nemli kötü koşullar nedeniyle walled city’deki çatılar öğleden sonraları ve akşamları ortak bir sosyalleşme mekânına dönüşüyormuş. insanlar bu çatılarda takılır, çamaşır yıkar, ev ödevi yapar veya enstrümanlar çalarmış. girard çatılar için, “tuhaf şehir bahçesi gibiydi. tonlarca ev çöpü vardı. biraz göze batıyordu ama aşağıdaki bölgeye kıyasla hava hafif ve ferahtı. alt katlarda yaşayıp çalıştıktan sonra oraya gelmek güzeldi.” diyor. “çatı, ‘karanlık şehir’de hava ve ışık bulmak için tek yerdi.” diyor girard.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

girard, şehrin dar yaşam ve çalışma alanları nedeniyle bir köy kültürüne sahip olduğunu belirtiyor. 90 yaşındaki law yu yi, oğlunun eşiyle üçüncü kattaki sıkışık bir dairede yaşıyormuş. burada kadınların kayınvalidesine bakması sıradan bir durummuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

greg girard’a göre, hong kong hükûmeti genellikle bu şehri görmezden geliyormuş. kolluk kuvvetleri sadece ciddi suçlar olunca müdahale ediyormuş.

greg girard’ın şehri keşfettiğinde, eskiye kıyasla daha güvenli hâle geldiği belirtiliyor. girard, kowloon walled city için, “şehir normalleşmişti, ancak şöhreti sonsuza kadar kaldı.” diyor ve ekliyor. “orası ailenizin size asla gitmemenizi söylediği bir yerdi.”
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şehirdeki bir kauçuk fabrikası sadece iki adam tarafından işletiliyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’de bazı karanlık bölgelerde yerde yatan cesetlere denk gelmek mümkünmüş. elektrik istasyonu olarak bilinen kwong ming caddesi’ndeki ahşap tezgahlarda ucuz ilaçlar satılıyormuş. madde bağımlıları tüpler üzerinde ısıtılmış alüminyum folyolarda eroin ve benzeri uyuşturucuları içiyormuş. yine bu bölgelerde divan olarak anılan odalar bulunuyormuş. bu odalar uyuşturucu sersemliğine gömülmüş, yerlerde baygın olarak yatan kadın ve erkeklerle doluymuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city’de çocuklar için anaokulu kreş tarzında yerler açılmış. açılan yerler o kadar kalabalıkmış ki hepsini aynı anda yatıracak kadar yer olmadığından çocukların uyku saati vardiyalı olarak ayarlanıyormuş. çocukların bazıları uyurken bazıları da oyun oynamaktaymış.

şehirdeki binalarda üst katlardan gelen çöplerden korunmak için üzeri ızgaralı düzenekler yapılıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

jackie pullinger adlı ingiliz misyoner, yıllarını bu şehirdeki küçük, rutubetli, penceresiz ve duvarlarından sular akan odalardan birinde geçirmiş ve hayatını buradaki uyuşturucu bağımlılarını iyileştirmeye* adamış. bölgeyi yöneten mafya ile bir anlaşma yapan jackie pullinger, bağımlılıktan kurtardığı kişilerin mafya tarafından özgür bırakılmasını da sağlıyormuş.

şehirdeki binalarda çökme ve yıkılmalar olabiliyormuş. yüksek binalar genellikle birbirine yaslandığı için bölge sakinleri o evlere “sevgililerin binaları” adını vermiş.

şehirdeki binaların çatıları çocuklar için de oldukça cazipmiş. çocuklar kowloon walled city’deki binaların çatılarındaki oyunlar oynayıp tv antenleri arasında uçurtma uçuruyorlamış.
1979 yılında çatıda uçurtma uçuran bir çocuk.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kowloon walled city batman gibi filmlere ve bilgisayar oyunlarına ilham verdiği de bilinenler arasındadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

düşen suç oranına rağmen, ne ingilizler ne de çinliler şehri yaşanılabilir ve katlanılabilir bulmamış. çin ve ingiliz hükûmeti aldıkları ortak kararla şehrin yıkımı için anlaşmış.

takvimler 1987 yılını gösterdiğinde ise artık bir dönemin sonuna gelinmiş. bu yıl hong kong hükûmeti kenti yıkma planlarını açıklamış. yaklaşık altı yıl gibi uzun ve sancılı bir tahliye döneminden sonra 1993 mart’ında başlayan yıkım süreci 1994 nisan’ında sona ermiş.

1987’de alınan yıkım kararı sonrası temizleme ve yıkım planları gizli tutulmuş. tazminat, tahliye sürecinin kilit bir unsuruymuş, bu nedenle devletten tazminat parası almak isteyen pek çok insan varmış. altı ay boyunca, konut departmanı nüfus sayılarına dair kanıt toplamak için şehri gözetim altında tutmuşlar. konut sakinleri ve işletme sahipleri için tazminat paketi 2,76 milyar dolar olarak belirlenmiş. ortalama olarak bölge sakinlerine bireysel daireleri için yaklaşık 380.000 dolar ödenmiş. müzakereler birkaç yıl içinde ilerlemiş ve kasım 1991’de yalnızca 457 hane kalmış tazminatı yetersiz bularak şartları kabul etmeyen. o tarihe kadar 33.000 kişinin çoğu taşınmış. ancak bazıları sonuna kadar direnmiş. bu yüzden 2 temmuz 1992’de çevik kuvvet polisi şehre girmiş ve kalan son sakinleri tahliye etmiş. daha sonra tüm alanı çevrelemek için uzun bir tel çit çekilerek bölge yıkıma hazırlanmış.

kowloon walled city hafızalarımızda çarpık ve plansız bir yapılaşmanın sonuçlarını gözler önüne seren bir örnek olarak hatırlanmaya devam ediyor.

tarihi surlarla kaplı bu suç kentinin yerine 1995 yılında kowloon walled city park açılmış. parkta eski şehirden kalıntılar da görmek mümkünmüş.

bugün bölgeyi ziyarete gidenler yeşillikler içinde bir park, alışveriş mekânları ve eski yaşamı anlatan küçük bir müze ile karşılaşıyormuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bölge günümüzde fotoğrafçıların, kuş gözlemcilerinin ve doğal yaşam alanı olarak gezmek veya dinlenmek isteyen turistlerin ilgisini çekmektedir.

wall street journal, 2014 yılında kowloon walled city’nin yıkılışının 20. yılına özel city of imagination: kowloon walled city adlı bir belgesel film hazırlamış. izlemek isteyenler için belgeseli paylaşıyorum.
belgesele giden yol..

şimdi christian cascio ve marc boulet tarafından 1980 yılında çekilen bir belgeseli paylaşıyorum.
belgesele giden yol..

şimdiyse yine 1980 yapımı bir başka kowloon walled city belgeselini paylaşacağım.
belgesele giden yol..

aşağıya da kowloon walled city ile ilgili yapılan başka değerli bir belgeseli paylaşacağım.
belgesele giden yol..

yararlanılan kaynaklar

kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3, kaynak 4, kaynak 5, kaynak 6, kaynak 7
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kowloon walled city" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim