köylerde çeşme başı flörtleşmesi

pastoral yapımlardan izlediğimiz kadarıyla şöyle gerçekleşen flörtleşmedir:

- gız çok güzelsin, emem mi?
+ bubamdan alacan mı?
- yok ama şu samanlıkta halvet olabiliriz
+ ama abilerim ikimizi de vurur
- anlaştık
+ hadi gidelim.

ahırda biten flörtleşmedir.

şimdilerde yerini starbucks kahve sırasına bıraktı.

(bkz: çeşmenin başına bir güzel inmiş)

13 yaşında bir çocukken başıma gelen ancak farkına ablama 18 yaşımda anlatmamdan sonra vardığım olaydır.

lan insana köyünde bile rahat yok ya...

kanal 7 filmleri senaryosu giriş sahnesi.

köy evlerinde musluk suyu olmadığı zamanlar, içme de dahil her türlü kullanımlık su, çeşmeden kovalarla taşınıyor. köylerdeki bu çeşme başları, günümüz kuşağının internette yaptığı tanışıp flörtleşme uygulamasının bir bakıma doğduğu yer sayılır. bakışmalar ve gülüşmelerle çöpçatanlık misyonunu yerine getirmiştir. çöpçatanlık dışında da memleket ve köy meseleleri de çeşme başında tartışılmıştır. yani kırsalda bir köy merkezinden geçerken gördüğünüz ve buz gibi su içtiğiniz çeşmeler, sadece çeşme değil, sosyolojik bir laboratuvarlarmış.

türkan şoray'ın sultan filmini hatırlatan mevzu. muhtarın oğlu ile olan sahneleri, izleyenler hatırlar. izlemeyen varsa da mutlaka izlesin derim.

çeşme başı dedikodularının flörtleşmeden daha fazla olduğunu düşünüyorum. maalesef insanın olduğu her yerde dedikodu son sürat... hele de küçük ve herkesin birbirini tanıdığı yerlerde bu olay hem çok yaygın hem de çok tehlikeli. keşke herkes sadece flörtleşse de kimse kimsenin gazına gelip sağa sola sataşmasa.

eski zamanlarda bir tür gelenek olan eş seçme merasimi. o zamanlarda tindır, fesbuk gibi siteler yok tabii.

şartlar dahilinde fingirdeşmedir.

türküsü falan çıkar. tinder gibi mekan mübarek.

köylerde sosyalleşmek ancak bu yolla olduğundan yargılanmamalıdır.

yani biraz garip gelse de, köylerin genel yapısı düşünüldüğünde; kadın ve erkeğin beraber olabilmek adına şansının olduğu sayılı alandan biridir çeşme başı. potansiyel çiftler, birbirleri ile 2 dakika da olsa konuşabilmek için çeşme başına giderler ve su doldururlar.. su doldururken genelde gelen erkek sevgili ile ayaküstü 2 kelam konusulur ve bu durum nüfusun geneli için muhteşem bir olaydır.
köylerde açıktan açığa( eğer evli değilsen) bir erkekle konusman çok hoş karşılanmaz ve anında seni biri ile baş göz ederler. bağnaz yapı, kız cocugunun erkekle flört etme çabasını kötü görür ve " namusunu korumak " adına hemen baska biri ile evlendirir. bu yüzden sevgiliyi görmek adına bahanelere ihtiyaç vardır. su doldurmak en iyi ve geçerli bahanelerden biridir.

köylerin dedikodu kapasitesi çok yüksektir. az nüfusla ve az iş ile uğraştıkları için, dertleri güçleri kendileri ve çevreleridir. bu yüzden etrafı çok gözlemlerler ve gördükleri her şeyi anında herkese duyururlar. bu yüzden sevgiliniz ile buluşacaksınız, bunun geçerli bir nedenle örtülmesi gerekir ki kimse anlamasın.çeşme başı olaylarının genelde arka planındaki mizah budur.

çocukluktan beridir deneyimlemek istediğim flörtün pastoral hali

köy nüfusu tüm ülke nüfusunun %7'si kadar. üç köyde de sadece 1 kişi yaşıyormuş. bir de köy nüfusu yaşlı. bir de hemen her köyde evde su var. dolayısıyla çeşmeden eve su taşımak, ekstrem durumlar dışında mazide kaldı.
bu romantizme(!) takılanlarla köy enstitülerinin yeniden ihdas edilmesini savunanlar aynı kişilerdir.
bitti hocam bitti bunlar. şimdi ayfonlar, şaomiler, samsunglar var. kız bacağını açıyor flörtleşmek istediğinde, dudağını büzüp "foti" atıyor.

klişe yaz dizilerindeki gibi olmuyor, her evin suyu; elektriği yıllardan beri var. çoğu köye de fiber ulaşıyor taşra değil yani, kuyudan su taşıma işini en son 30 sene önce yapardık herhalde; çeşmeden su taşınmaz genelde zaten çeşmeler yalak dediğimiz hayvanların su içtiği uzun biçimde olurlardı.

kalmadı. köylerde artık su yok. kurudu. eskidenmiş o.