1.
eserleriyle fantastik gerçekçilik akımının en dikkat çeken isimlerinden biri olan amerikalı ressam ve heykeltraş.
1973 yılında springfield'da dünyaya gelen sanatçı aslında resim eğitimi almış ancak zamanla heykel onun asıl odağı haline gelmiş. çizmektense inşa etmenin onu daha mutlu ettiğini ifade eden sanatçı benzersiz asamblaj (üç boyutlu kolaj) eserleriyle kendisine hayran bırakıyor.
sanatçının işlerinde kullandığı sıradan materyaller, onun müthiş hayal gücü ve yaratım yeteneğiyle sıradışı sanat eserlerine dönüşüyor.
eserlerinde bütünü oluşturan her bir detay, onun yaptığı işe ne kadar tutkuyla bağlı olduğunun kanıtı da aslında. rokoko ve barok dönemlerinden etkilendiğini ifade eden heykeltraşın aylarını, hatta yıllarını alan girift çalışmaları zihinlerde tanımlanması güç kompozisyonlar çiziyor. her zihinde farklı bir lezzet ve etki bırakıyor.
eserler sanatçının popüler kültüre olan tahammülsüzlüğünün de birer yansıması gibi aslında. geçmişe özlem duyan, geçmişe dönük bir ifade biçimi var çalışmalarında.
tanıdığımdan beri çok saygı duyduğum ve özel bir ruh taşıdığına inandığım muazzam bir sanatçı kuksi. 2015 yılında türkiye'ye de uğrayan ve contemporary istanbul'da yer alan "sedation" isimli işi için ise şunları ifade ediyor sanatçı: "sedation, insanlar arasındaki aşk ve düşmanlık gibi sarhoş edici bağlılık duyumlarını işliyor. kadının üzerindeki parçalı ok, duygu ve huzur gibi yapay etkileri hatırlatıyor. bu, artan teknoloji sonucu sahip olduğumuz kısıtlı yüz yüze etkileşimin yer aldığı modern dünyada birbirimizden nasıl etkilendiğimize dair bir fikir sunuyor. unuttuğumuz bu bağlılık duygusunu hatırlamak için neye ihtiyacımız var? sonuçta her birimiz güçsüz yönlerimizi o kadar gizledik ki artık sadece yalnız bir kabuktan ibaretiz. ya da eros’un attığı ok hikayesi bizi birbirimize çeken kimyasallardan başka bir şey değil mi?"
son olarak da sanatçı "disputed kingdoms" isimli satranç setini sınırlı sayıda satışa sunmuş ve çok konuşulmuştu. gerçekten de her satranç severin ve koleksiyonerin sahip olmak isteyeceği türden, çok etkileyici bir set.
yönetmen guillermo del toro ise şöyle tanımlamış ünlü heykeltraşı: "bir post endüstriyel rokoko üstadı".
mitolojiden, tarihten, mimariden, aslında geçmişe dair her şeyden beslenen ve bunu çalışmalarına ilmek ilmek işleyen bu adamın eserlerine bakmanızı öneririm naçizane.
1973 yılında springfield'da dünyaya gelen sanatçı aslında resim eğitimi almış ancak zamanla heykel onun asıl odağı haline gelmiş. çizmektense inşa etmenin onu daha mutlu ettiğini ifade eden sanatçı benzersiz asamblaj (üç boyutlu kolaj) eserleriyle kendisine hayran bırakıyor.
sanatçının işlerinde kullandığı sıradan materyaller, onun müthiş hayal gücü ve yaratım yeteneğiyle sıradışı sanat eserlerine dönüşüyor.
eserlerinde bütünü oluşturan her bir detay, onun yaptığı işe ne kadar tutkuyla bağlı olduğunun kanıtı da aslında. rokoko ve barok dönemlerinden etkilendiğini ifade eden heykeltraşın aylarını, hatta yıllarını alan girift çalışmaları zihinlerde tanımlanması güç kompozisyonlar çiziyor. her zihinde farklı bir lezzet ve etki bırakıyor.
eserler sanatçının popüler kültüre olan tahammülsüzlüğünün de birer yansıması gibi aslında. geçmişe özlem duyan, geçmişe dönük bir ifade biçimi var çalışmalarında.
tanıdığımdan beri çok saygı duyduğum ve özel bir ruh taşıdığına inandığım muazzam bir sanatçı kuksi. 2015 yılında türkiye'ye de uğrayan ve contemporary istanbul'da yer alan "sedation" isimli işi için ise şunları ifade ediyor sanatçı: "sedation, insanlar arasındaki aşk ve düşmanlık gibi sarhoş edici bağlılık duyumlarını işliyor. kadının üzerindeki parçalı ok, duygu ve huzur gibi yapay etkileri hatırlatıyor. bu, artan teknoloji sonucu sahip olduğumuz kısıtlı yüz yüze etkileşimin yer aldığı modern dünyada birbirimizden nasıl etkilendiğimize dair bir fikir sunuyor. unuttuğumuz bu bağlılık duygusunu hatırlamak için neye ihtiyacımız var? sonuçta her birimiz güçsüz yönlerimizi o kadar gizledik ki artık sadece yalnız bir kabuktan ibaretiz. ya da eros’un attığı ok hikayesi bizi birbirimize çeken kimyasallardan başka bir şey değil mi?"
son olarak da sanatçı "disputed kingdoms" isimli satranç setini sınırlı sayıda satışa sunmuş ve çok konuşulmuştu. gerçekten de her satranç severin ve koleksiyonerin sahip olmak isteyeceği türden, çok etkileyici bir set.
yönetmen guillermo del toro ise şöyle tanımlamış ünlü heykeltraşı: "bir post endüstriyel rokoko üstadı".
mitolojiden, tarihten, mimariden, aslında geçmişe dair her şeyden beslenen ve bunu çalışmalarına ilmek ilmek işleyen bu adamın eserlerine bakmanızı öneririm naçizane.
devamını gör...