1.
coğrafi keşifler döneminde amerika kıtasını keşfeden ve amerika'nın kolonize edilmesini sağlayan italyan kâşif, kaptan ve kolonist.
devamını gör...
2.
coğrafi keşifler döneminde amerika kıtasına giden ama orayı hindistan sanan, bu yüzden kızılderililere indian denilmesini sağlayan kişidir.
black lives matter gösterileri sırasında bir kaç heykeli kızgın gençler tarafından kırılmıştır.
black lives matter gösterileri sırasında bir kaç heykeli kızgın gençler tarafından kırılmıştır.
devamını gör...
3.
yağmacı; işgalci, tecavüzcü ve katliamcı.
klasik avrupalı işte.
klasik avrupalı işte.
devamını gör...
4.
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
afişin çevirisi: aranıyor: kristof kolomb büyük hırsızlık, soykırım, ırkçılık, bir kültürün yok oluşunu başlatan tecavüz, işkence ve yerli halkın sakat bırakılması ve büyük yalanın kışkırtıcısı 500 yıllık turizm. bu afişi de çalın zaten her şeyi çaldınız.
1992’de, amerika’nın “keşfedilişinin” 500. yılı kutlamaları yapılır; kolomb yılı (columbus day) ilan edilen bu yılı, batı uygarlığı, “kahraman” kolomb’un kahramanlıklarını övgüyle anlatan filmler, kitaplar, paneller, sergilerle karşılarken; amerikan yerlileri, “suçlu” kolomb’un suçlarını amerika birleşik devletleri’nin new mexico eyaletindeki taos pueblo’sunda astıkları afişle böyle anlatıyorlardı. afişte kolomb, başına oklar saplanmış olarak tasvir ediliyordu.
kıta yerlileri bu dönemde, “keşif”in ve “kolomb”un kendileri için taşıdığı anlamı dünyaya duyurmak için, bir dizi toplantı düzenledi. 1987’de ekvator’da toplanan amerika kıtaları arası konferansı’nı, yine aynı yıl bogota’da, 1990’da brezilya’da, 1991’de guatemala’da gerçekleşen buluşmalar izledi. bolivya yerlileri, “500 yıllık direniş” sloganını benimsemişlerdi. meksika’da, 23 örgütün katılımıyla 500 yıllık yerli ve halk direnişi meksika konseyi kuruluyordu. guatemala’da ise, maya yeni uyanış koordinasyonu oluşuyordu.
amerika kıtasının yerli halkının, gerek kolomb'a gerekse ondan sonra gelen diğer avrupalılara karşı gösterdiği misafirperver ve cömert tavır onları adeta büyülemişti.
kızılderililerle (tainolar diye de adlandırılan arawak yerlileri) ilk kez karşılaşan kristof kolomb, onlarla ilgili ispanyol kralı ve kraliçesine yazdığı mektupta şöyle der:
“bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına majestelerinizin önünde ant içebilirim. komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; davranışları terbiyeli ve övgüye değer. son derece sade, dürüst ve aşırı düzeyde eli açık insanlar. herhangi birinden, sahip olduğu herhangi bir şey istenince, hemen veriyorlar. başkalarına olan sevgileri, kendi özlerine olandan çok daha fazla. bu yerliler, dünyanın en iyi, en nazik insanları; kötülüğün ne olduğunu bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. silah taşımıyorlar, silahın ne olduğunu da bilmiyorlar. onlara bir kılıç gösterdim, keskin tarafından tuttular ve ellerini yaraladılar.” bu sözlerin hemen ardından ise şöyle yazar: “elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”*
amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. peki daha sonra medeniyet gitti mi? hayır! çünkü oranın yerlileri “beyaz adam”dan çok daha medeniydiler. hırsızlığı, insan öldürmeyi bilmiyorlardı. huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.
“beyaz adam” gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. topraklarını açtılar. hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle paylaştılar. fakat “beyaz adam”ın gözü doymuyordu. ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. en sonunda canlarını da istedi. verdiler…
iki şey öğretti hayat bize. bir; tarihi kazananlar yazar. iki; kazananlar her zaman haklı değildir.
“kızılderili gerçek amerikalıydı. neredeyse hepsi yok oldu ama unutulmayacaklar. toprakları için nasıl savaştıklarının tarihi, zamanın silemeyeceği kanla yazıldı. güneş onların tanrısıydı, açık hava, kiliseleriydi. doğa, onların bütün sayfalarını bildikleri tek kitaptı.” ~ charles m. russell
afişin çevirisi: aranıyor: kristof kolomb büyük hırsızlık, soykırım, ırkçılık, bir kültürün yok oluşunu başlatan tecavüz, işkence ve yerli halkın sakat bırakılması ve büyük yalanın kışkırtıcısı 500 yıllık turizm. bu afişi de çalın zaten her şeyi çaldınız.
1992’de, amerika’nın “keşfedilişinin” 500. yılı kutlamaları yapılır; kolomb yılı (columbus day) ilan edilen bu yılı, batı uygarlığı, “kahraman” kolomb’un kahramanlıklarını övgüyle anlatan filmler, kitaplar, paneller, sergilerle karşılarken; amerikan yerlileri, “suçlu” kolomb’un suçlarını amerika birleşik devletleri’nin new mexico eyaletindeki taos pueblo’sunda astıkları afişle böyle anlatıyorlardı. afişte kolomb, başına oklar saplanmış olarak tasvir ediliyordu.
kıta yerlileri bu dönemde, “keşif”in ve “kolomb”un kendileri için taşıdığı anlamı dünyaya duyurmak için, bir dizi toplantı düzenledi. 1987’de ekvator’da toplanan amerika kıtaları arası konferansı’nı, yine aynı yıl bogota’da, 1990’da brezilya’da, 1991’de guatemala’da gerçekleşen buluşmalar izledi. bolivya yerlileri, “500 yıllık direniş” sloganını benimsemişlerdi. meksika’da, 23 örgütün katılımıyla 500 yıllık yerli ve halk direnişi meksika konseyi kuruluyordu. guatemala’da ise, maya yeni uyanış koordinasyonu oluşuyordu.
amerika kıtasının yerli halkının, gerek kolomb'a gerekse ondan sonra gelen diğer avrupalılara karşı gösterdiği misafirperver ve cömert tavır onları adeta büyülemişti.
kızılderililerle (tainolar diye de adlandırılan arawak yerlileri) ilk kez karşılaşan kristof kolomb, onlarla ilgili ispanyol kralı ve kraliçesine yazdığı mektupta şöyle der:
“bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına majestelerinizin önünde ant içebilirim. komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; davranışları terbiyeli ve övgüye değer. son derece sade, dürüst ve aşırı düzeyde eli açık insanlar. herhangi birinden, sahip olduğu herhangi bir şey istenince, hemen veriyorlar. başkalarına olan sevgileri, kendi özlerine olandan çok daha fazla. bu yerliler, dünyanın en iyi, en nazik insanları; kötülüğün ne olduğunu bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. silah taşımıyorlar, silahın ne olduğunu da bilmiyorlar. onlara bir kılıç gösterdim, keskin tarafından tuttular ve ellerini yaraladılar.” bu sözlerin hemen ardından ise şöyle yazar: “elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”*
amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. peki daha sonra medeniyet gitti mi? hayır! çünkü oranın yerlileri “beyaz adam”dan çok daha medeniydiler. hırsızlığı, insan öldürmeyi bilmiyorlardı. huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.
“beyaz adam” gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. topraklarını açtılar. hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle paylaştılar. fakat “beyaz adam”ın gözü doymuyordu. ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. en sonunda canlarını da istedi. verdiler…
iki şey öğretti hayat bize. bir; tarihi kazananlar yazar. iki; kazananlar her zaman haklı değildir.
“kızılderili gerçek amerikalıydı. neredeyse hepsi yok oldu ama unutulmayacaklar. toprakları için nasıl savaştıklarının tarihi, zamanın silemeyeceği kanla yazıldı. güneş onların tanrısıydı, açık hava, kiliseleriydi. doğa, onların bütün sayfalarını bildikleri tek kitaptı.” ~ charles m. russell
devamını gör...
5.
amerika kıtasının ismi amerika olmasaydı ne olurdu sorusunun cevabı olan kişidir.
devamını gör...
6.
(bkz: macera dolu amerika)
devamını gör...
7.
dunyanin en sansli kisilerinden birisidir. antik donemde, dunyanin cevresini hesaplayan bilinen iki matematikci var: batlamyus (ptolemy) ve eratosthenes. kristof kolomb, dunyanin etrafini dolasip hindistin'a gitmek icin planlar yaparken batlamyus'un hesaplarini kullaniyor. amma velakin, batlamyus'un cevre hesabi yanlis. dunyanin cevresini oldugundan daha az olarak hesapliyor. bundan mutevellit, kristof kolomb ilk kez portekizlilere gidip hindistan'a sefer duzenlemek icin gemi istediginde, portekizliler reddediyor. cunku portekizliler, eratosthenes'in dogru cevre hesabini kullaniyorlar ve eger avrupa ile asya arasinda hicbir kita olmasaydi, sadece okyanus olsaydi, o zamanin teknolojisi ile, o kadar buyuk bir mesafeyi gecmek gercekten imkansiz olurdu.
peki madem kristof kolomb yanlis cevre hesabi kullaniyorsa, kastilya kralicesi isabella neden kristof kolomb'un seyirini finanse ediyor? muhtemelen ispanyollar da eratosthenes'in hesabini kullaniyorlar, o yuzden bu soruya verilebilecek pek bir cevap yok. ancak jean meyer, fransiz tarihci, isabella'nin kolomb'a yardim etmesinin nedenini kolomb'un imani oldugunu savunuyor. kolomb, planina gercekten inanan bir navigator ve isabella da bunu goruyor. bunun ne kadar dogru oldugu size kalmis. ama sonucta, kolomb yanlis cevre hesabi kullandigi icin hindistan'a dunyayi dolasarak gitme planini yapiyor ve inanci oyle ya da boyle dogru cikiyor.
peki madem kristof kolomb yanlis cevre hesabi kullaniyorsa, kastilya kralicesi isabella neden kristof kolomb'un seyirini finanse ediyor? muhtemelen ispanyollar da eratosthenes'in hesabini kullaniyorlar, o yuzden bu soruya verilebilecek pek bir cevap yok. ancak jean meyer, fransiz tarihci, isabella'nin kolomb'a yardim etmesinin nedenini kolomb'un imani oldugunu savunuyor. kolomb, planina gercekten inanan bir navigator ve isabella da bunu goruyor. bunun ne kadar dogru oldugu size kalmis. ama sonucta, kolomb yanlis cevre hesabi kullandigi icin hindistan'a dunyayi dolasarak gitme planini yapiyor ve inanci oyle ya da boyle dogru cikiyor.
devamını gör...
8.
dört büyük seferin kaptani,italyan kaşif
devamını gör...
9.
yoksulluk içinde ölmüştür. ilk seyahatinin maliyeti resmi olarak soruşturulduktan sonra, bu maliyetin kastilyalı isabella'nın bir ziyafetinin ki kadar olduğu anlaşılmıştır.
devamını gör...
10.
vatikan kayıtlarına göre aslında osmanlı için çalışan, fakat padişah değişikliği nedeniyle yolluk ve maaş alamama sıkıntısı nedeniyle portekizlere yamanan osmanlı aşığı bir yiğit.
devamını gör...
11.
yazılanları okudum da adamın fetih hareketini 500 yıllık zulüm ile bağdaştıranlar olmuş.
bu mantık şuna benziyor :
(bkz: zulüm 1453'te başladı)
bu mantık şuna benziyor :
(bkz: zulüm 1453'te başladı)
devamını gör...
12.
kendisine inanan bir gemi dolusu adamla hindistana doğru yola çıkar. rüzgarda yelken açar, olmadı kürek çekerler vara vara bi karaya varırlar. kürek çekenlerden birisi uyanık,
+kristof yinede sen bilirsin ama burası pek hindistana benzemiyor, der.
-lan nasıl olur!! der, kristof.
+ valla öyle hindistan böylemi olur bir bak etrafına der. karşıdan bir gurup insan görürler koşa koşa giderler. kristof sorar;
-do you speak english?
+yok
-almanca?
-yok
+espanyol
-espanyol biliyoruz, derler.
kristof sorar arkadaş buralımısınız biz hindistana gidecektik diye. içlerinden biri,
-oohooo hindistan niree amerika nire der.
kristof yanındakilere doner ve,
+arkadaşlar an itibarı ile yeni bir ana kara keşfettik adı amerikadır, der.
+kristof yinede sen bilirsin ama burası pek hindistana benzemiyor, der.
-lan nasıl olur!! der, kristof.
+ valla öyle hindistan böylemi olur bir bak etrafına der. karşıdan bir gurup insan görürler koşa koşa giderler. kristof sorar;
-do you speak english?
+yok
-almanca?
-yok
+espanyol
-espanyol biliyoruz, derler.
kristof sorar arkadaş buralımısınız biz hindistana gidecektik diye. içlerinden biri,
-oohooo hindistan niree amerika nire der.
kristof yanındakilere doner ve,
+arkadaşlar an itibarı ile yeni bir ana kara keşfettik adı amerikadır, der.
devamını gör...
13.
sömürgeci ibnenin tekidir gittiği yeri bilmeyecek kadar da cahildir
devamını gör...
14.
amerika'yı ilk kez keşfetmemiş kaşif. öncesinde çok kişi zaten amerikayı buluyor. bir defa oranın yerlisi zaten aztekler. is 8. yüzyılda vikingli kızıl erik sürgün yediği için rastgele denize açılır ve amerikayı ilk keşfedenlerdendir. ancak kızıl erikten öncesi de vardır. orada önceleri yaşam olduğunu biliyoruz. yalnızca avrupadan bağımsız kalmıştır yüzyıllar boyu.
devamını gör...
15.
16.
amerika yı bulan ve yüzbinlerce kızıllderilinin ölümüne , amerika daki kahve ve pamuk tarlalarında milyonlarca kölenin çalıştırılmasına kapı açılmasına sebep olup iyi bk yiyen herif.
devamını gör...
17.
tanım: olmasaydı menemen yiyemeyeceğimiz ispanyol kaşif.
başlıkta kendisine küfredilmiş ancak, keşfettiği coğrafya nedeniyle kendisine söğmek; tekerleği bulan ilk insana günümüz trafik kazaları nedeniyle söğmekle eş değerdir. söğecekseniz cortes'e söğün. ona söğmek de yersiz ya gerçi neyse.
olum şu tarihe, tarihteki olaylara/şahıslara oçtur, bok yemiştir, yapraaamın başıdır vs demeyi bırakın. gerek yok. bu mantıkla bakarsanız marie curie'de radyasyonu keşfetti. o da katıksız bir horozbu. ya da afrika'dan çıkan ilk insansılar meyhane çocuuu. var mı lan böyle mantık?
ayrıca amerika'yı ilk keşfeden de kendisi değildir. daha önce vikingler gitmiştir. vikinglere de söğün lan hadi. zaten o gitmeden önce bu kıtanın var olduğu bir şekilde biliniyordu. colomb bu kıtaya yeniden gidiş yolunu keşfeden, dünyaya tanıtan ademdir.
tanım2: dönemin şartları gereği, yeni ticaret yolları aramak amacıyla açık denizlere açılmaya cesaret edebilen, koca yürekli, cesur denizci birey.,
not: kendisinden önce avrupa/asya ve afrika'da domatis yoktu. domatis; amerika kıtasından bu taraflara gelmiştir. kendisine söğülen mantıkla baktığımızda; leziz bir menomeni kendisine borçlu olduğumuzdan ben kendisinden razıyım. herkesi saygı değer kolomb beyefendinin ruhu için fatiha okumaya davet ediyorum.
son not: şimdi aklıma geldi. ottomın ecdadımızda domatissiz ve menomen benzeri bir yiyecek vardı sanırım. soğan ve yumurta ilen yapılıyordu adı da başka bişeydi ama şimdi aklıma gelmiyör. zaten soğansız, domatissiz menomene menomen mi denir aküğ.
başlıkta kendisine küfredilmiş ancak, keşfettiği coğrafya nedeniyle kendisine söğmek; tekerleği bulan ilk insana günümüz trafik kazaları nedeniyle söğmekle eş değerdir. söğecekseniz cortes'e söğün. ona söğmek de yersiz ya gerçi neyse.
olum şu tarihe, tarihteki olaylara/şahıslara oçtur, bok yemiştir, yapraaamın başıdır vs demeyi bırakın. gerek yok. bu mantıkla bakarsanız marie curie'de radyasyonu keşfetti. o da katıksız bir horozbu. ya da afrika'dan çıkan ilk insansılar meyhane çocuuu. var mı lan böyle mantık?
ayrıca amerika'yı ilk keşfeden de kendisi değildir. daha önce vikingler gitmiştir. vikinglere de söğün lan hadi. zaten o gitmeden önce bu kıtanın var olduğu bir şekilde biliniyordu. colomb bu kıtaya yeniden gidiş yolunu keşfeden, dünyaya tanıtan ademdir.
tanım2: dönemin şartları gereği, yeni ticaret yolları aramak amacıyla açık denizlere açılmaya cesaret edebilen, koca yürekli, cesur denizci birey.,
not: kendisinden önce avrupa/asya ve afrika'da domatis yoktu. domatis; amerika kıtasından bu taraflara gelmiştir. kendisine söğülen mantıkla baktığımızda; leziz bir menomeni kendisine borçlu olduğumuzdan ben kendisinden razıyım. herkesi saygı değer kolomb beyefendinin ruhu için fatiha okumaya davet ediyorum.
son not: şimdi aklıma geldi. ottomın ecdadımızda domatissiz ve menomen benzeri bir yiyecek vardı sanırım. soğan ve yumurta ilen yapılıyordu adı da başka bişeydi ama şimdi aklıma gelmiyör. zaten soğansız, domatissiz menomene menomen mi denir aküğ.
devamını gör...
18.
coğrafi keşiflere öncülük eden insanlardan birisidir. hindistan'a doğudan giderek değil de batıdan giderek ulaşmaya çalışmış fakat bahama takımadalarına geldikten sonra buranın yeni bir kıta olduğunu anlamayıp hindistan zannetmiştir.
ek bir magazin bilgisini de ekleyeyim. normalde o zamanlarda yolculuk yapmak bir hayli maliyetli olduğu için bunun karşılanması için krallardan bir nevi sponsor bulmanı lazımdı. kolomb da krallara kraliçelere prenslere vs. gidip yolculuğundan bahsediyor fakat kimseyi ikna edemiyor. daha sonra aklına din geliyor. daha sonra kastilya hükümdarına "efendim inancımızı, dinimizi ve hristiyanlığı farklı yerlerde de yayabiliriz." düşüncesinden bahsedip hükümdarın kabul etmesine sebep oluyor ve keşif yolculukları başlıyor.
ek bir magazin bilgisini de ekleyeyim. normalde o zamanlarda yolculuk yapmak bir hayli maliyetli olduğu için bunun karşılanması için krallardan bir nevi sponsor bulmanı lazımdı. kolomb da krallara kraliçelere prenslere vs. gidip yolculuğundan bahsediyor fakat kimseyi ikna edemiyor. daha sonra aklına din geliyor. daha sonra kastilya hükümdarına "efendim inancımızı, dinimizi ve hristiyanlığı farklı yerlerde de yayabiliriz." düşüncesinden bahsedip hükümdarın kabul etmesine sebep oluyor ve keşif yolculukları başlıyor.
devamını gör...
19.
kızılderililere aynı zamanda indian denmesine ve bir nevi türk'e arap demek gibi aşağılayıcı bir şeye sebep olmuş amcamız..
gerçi amerika'yı bulması için "nolmuş yani şansına bulmuşun biz de bulurduk" diyenlere bir yumurta göstermiş bunu masanın üstünde düşmeden tutturabilir misiniz diye.. onlar da böyle yumurtanın yanına altına kırıntı mırıntı bişeyler koyarak tutturmaya çalışmışlar ama olmamış. sonra kristof'ta yumurtayı eline alıp masaya doğru çat diye vurarak yumurtanın aşağısını çatlatarak tutturmuş. adamlar da ee ne var ki biz de yapardık bunu diyince kristof sakinlikle "ben ilk yaptım ama" demiş.
keriztof kolomb lafı da kristof abiden gelmektedir.
gerçi amerika'yı bulması için "nolmuş yani şansına bulmuşun biz de bulurduk" diyenlere bir yumurta göstermiş bunu masanın üstünde düşmeden tutturabilir misiniz diye.. onlar da böyle yumurtanın yanına altına kırıntı mırıntı bişeyler koyarak tutturmaya çalışmışlar ama olmamış. sonra kristof'ta yumurtayı eline alıp masaya doğru çat diye vurarak yumurtanın aşağısını çatlatarak tutturmuş. adamlar da ee ne var ki biz de yapardık bunu diyince kristof sakinlikle "ben ilk yaptım ama" demiş.
keriztof kolomb lafı da kristof abiden gelmektedir.
devamını gör...
20.
amerika kaşifi
devamını gör...