21.
bazı yazarların sandığının aksine, bir coğrafyayı keşfetti(?) diye kendisine küfür edilmez. "insanları zamanına göre yargılayın" goygoyuna girilse dahi; bu şerefsizin ispanya hizmetindeki diğer "colono"lardan daha beter bir tip olduğu görülür. vaktim de bol, söylediğim yemek gelene kadar kanıtlayalım bakalım.
öncelikle, kendisine "yöneltilen" suçlamaların kaynaklarından olan günlüğüne bir bakalım. bulması zor da değil, şöyle pdf linkini de bırakayım. ekran görüntülerinin altında kabaca türkçe çeviri ve sayfa numarası yer alacak. çokça kullanılan ve kanaatimce yeterli olduğunu düşündüğüm pasajlar şöyle:

"kendilerinin (ada yerlilerinden bahsediyor) iyi hizmetkarlar olabileceklerini ve baya zeki olduklarını düşünüyorum çünkü gördüğüm kadarıyla, kendilerine söylediğim her sözü öğreniyorlar ve yine sanıyorum ki hepsi kolayca hristiyan olabilirler zira bana dini inançları yok gibi geldi."(sayfa 10)
kendisinin geçmişini bilmeden, doğruları söyleyen insanlara "boş yapma" imasıyla yaklaşan kimselere, bu arkadaşın, yerlilerin hizmetkar olabilirliklerine ilgisi garip gelebilir. kendisi cenova'lı; mağrib'de, ghana'da ticaretini yapmış bir köle tüccarıdır.


"(daha evvelinde adaya bir kale yaptırmak istediğinden ama çok uzun süreceğinden bahsediyor)... ama bunun gerekli olduğunu da düşünmüyorum. zira bu insanlar silahlar konusunda o kadar yetersizler ki, sizlere dilimizi öğretip gönderdiğim 7 tanesinden(yerlilerden bahsediyor) siz de anlayacaksınız. majesteleri, ne kadar temin etmek istediğinizi bir yere not edin, zira baya tanesi gerek kastilya'ya taşınabilir gerekse de adada tutsak olarak tutulabilir. birisi isterse, 50 adamla dahi, hepsine boyun eğdirip, istediği herşeyi yaptırabilir." (sayfa 14 ve 16)
başlığa başka bir yazarın da yazdığı "50 adam"lık kısım burada. kendisini, büyük insan marie curie'den ayıramayanların okumadığı kısım da burası. ama şaşırmıyorum, çünkü kimi yazarların görüşüne göre bu ırz düşmanı şerefsiz milleti köle yapmasaydı, menemen yiyemeyecekti insanımız. zıkkımın kökünü ye ayı oğlu ayı demek geliyor insanın içinden de, tutuyoruz kendimizi ne yapalım.
peki sevgili kolonicilik ve menemen sever yazarlar, "insanları kendi zamanları içinde yargılamak gerekir" derseniz, ben ne derim biliyor musunuz? internet elinizin altında derim, öyle çok derinlere de inmenize gerek yok, valladolid konseyi'ni bir araştırın. bartolome de las casas'ın kim olduğunu araştırın. araştırsanız mesela göreceksiniz ki, bu adam kolonilerde yerlilere edilen zulme yandaş olsa da, köle olmalarını savunmamıştır. ki bölgedeki en yetkili din adamı da kendisidir. bu kadar çeşit çeşit görüşün olduğu yerde, "o zamanlar herkes böyleydi yeğenim" goygoyu sadece çocuk eğlendirir.
öncelikle, kendisine "yöneltilen" suçlamaların kaynaklarından olan günlüğüne bir bakalım. bulması zor da değil, şöyle pdf linkini de bırakayım. ekran görüntülerinin altında kabaca türkçe çeviri ve sayfa numarası yer alacak. çokça kullanılan ve kanaatimce yeterli olduğunu düşündüğüm pasajlar şöyle:

"kendilerinin (ada yerlilerinden bahsediyor) iyi hizmetkarlar olabileceklerini ve baya zeki olduklarını düşünüyorum çünkü gördüğüm kadarıyla, kendilerine söylediğim her sözü öğreniyorlar ve yine sanıyorum ki hepsi kolayca hristiyan olabilirler zira bana dini inançları yok gibi geldi."(sayfa 10)
kendisinin geçmişini bilmeden, doğruları söyleyen insanlara "boş yapma" imasıyla yaklaşan kimselere, bu arkadaşın, yerlilerin hizmetkar olabilirliklerine ilgisi garip gelebilir. kendisi cenova'lı; mağrib'de, ghana'da ticaretini yapmış bir köle tüccarıdır.


"(daha evvelinde adaya bir kale yaptırmak istediğinden ama çok uzun süreceğinden bahsediyor)... ama bunun gerekli olduğunu da düşünmüyorum. zira bu insanlar silahlar konusunda o kadar yetersizler ki, sizlere dilimizi öğretip gönderdiğim 7 tanesinden(yerlilerden bahsediyor) siz de anlayacaksınız. majesteleri, ne kadar temin etmek istediğinizi bir yere not edin, zira baya tanesi gerek kastilya'ya taşınabilir gerekse de adada tutsak olarak tutulabilir. birisi isterse, 50 adamla dahi, hepsine boyun eğdirip, istediği herşeyi yaptırabilir." (sayfa 14 ve 16)
başlığa başka bir yazarın da yazdığı "50 adam"lık kısım burada. kendisini, büyük insan marie curie'den ayıramayanların okumadığı kısım da burası. ama şaşırmıyorum, çünkü kimi yazarların görüşüne göre bu ırz düşmanı şerefsiz milleti köle yapmasaydı, menemen yiyemeyecekti insanımız. zıkkımın kökünü ye ayı oğlu ayı demek geliyor insanın içinden de, tutuyoruz kendimizi ne yapalım.
peki sevgili kolonicilik ve menemen sever yazarlar, "insanları kendi zamanları içinde yargılamak gerekir" derseniz, ben ne derim biliyor musunuz? internet elinizin altında derim, öyle çok derinlere de inmenize gerek yok, valladolid konseyi'ni bir araştırın. bartolome de las casas'ın kim olduğunu araştırın. araştırsanız mesela göreceksiniz ki, bu adam kolonilerde yerlilere edilen zulme yandaş olsa da, köle olmalarını savunmamıştır. ki bölgedeki en yetkili din adamı da kendisidir. bu kadar çeşit çeşit görüşün olduğu yerde, "o zamanlar herkes böyleydi yeğenim" goygoyu sadece çocuk eğlendirir.
devamını gör...
22.
efendim,1500 yıllarında ki kaşiften bahsediyoruz, 2000^li yılların sırt çantalı,çadırlı ,lolipop şapkalı kaşiften değil.
kristof kolomb ve diğerleri ,toptan gemide olanlar dahil hepsi gittikleri yerde değerli maden , baharat,el koyulup satılacak emtia,kadın,köle bulmak zenginleşmek bağlı oldukları devlete toprak kazandırmak için gidiyorlardı.
yarısı ipten kazıktan kurtulmuş suçlulardı .
geçen yazmıştım,hawking'in ölmeden önceki uyarısını ''uzaya sinyal-gemi göndermeyiin, bulurlar geldiği yeri(dünyayı) tespit ederler keşfe çıkarlar buldukları an ne bulurlarsa yağmalarlar diye.
örneğin,50 milyon yada 5000 milyon kilometre öteden turistik geziye, hayrına gelmez gelen.
kolomb ve sonrası kaşif ve yerleşimcilerin büyük amerikan kıtasını ne hale getirdiklerini bilmeyen kalmamıştır herhalde.
avustralya'da aynı ,aborijinler hala köleden hallice.
kristof kolomb ve diğerleri ,toptan gemide olanlar dahil hepsi gittikleri yerde değerli maden , baharat,el koyulup satılacak emtia,kadın,köle bulmak zenginleşmek bağlı oldukları devlete toprak kazandırmak için gidiyorlardı.
yarısı ipten kazıktan kurtulmuş suçlulardı .
geçen yazmıştım,hawking'in ölmeden önceki uyarısını ''uzaya sinyal-gemi göndermeyiin, bulurlar geldiği yeri(dünyayı) tespit ederler keşfe çıkarlar buldukları an ne bulurlarsa yağmalarlar diye.
örneğin,50 milyon yada 5000 milyon kilometre öteden turistik geziye, hayrına gelmez gelen.
kolomb ve sonrası kaşif ve yerleşimcilerin büyük amerikan kıtasını ne hale getirdiklerini bilmeyen kalmamıştır herhalde.
avustralya'da aynı ,aborijinler hala köleden hallice.
devamını gör...
23.
kristof kolomb; 1451-1506 yılları arasında yaşamış italyan bir denizci, kaşif ve sömürgeci olup 1492'de amerika kıtası'nı resmi bir şekilde keşfeden ve organize olarak bütün dünya'ya tanıtan kişidir. kolomb'dan önce dünya tarihinde vikingler ve çinliler gibi amerika kıtası'nı keşfetme girişimleri olsa da bu girişimler, çeşitli nedenlerden dolayı tam olarak başarılı olamamıştır. kristof kolomb; aslında şansını ilk olarak osmanlı imparatorluğu'nda denemek istediyse de sultan 2. beyazıt, softa bir hükümdar olduğu için aptallık yapıp kolomb'u küçümseyerek onun bu teklifini reddetmiştir. kristof kolomb; daha sonraları ingiliz imparatorluğu, fransız imparatorluğu, portekiz imparatorluğu, italyan imparatorluğu gibi devletlerin kapısına gitse de şansını ispanyol imparatorluğu'nda bulmuş ve kıraliçe 2. isabella'nın desteğiyle amerika kıtası'nı keşfetmiştir.
kristof kolomb, aslında bir katildir çünkü 1492'de amerika kıtası'nı keşfettikten sonra aztek gibi yerli ve köklü uygarlıkları söndürerek kıtanın gerçek sahibi olan milyonlarca kızılderili'yi sömürgecilik için katletmiştir. bugünkü latin amerika'daki kolombiya ülkesinin adı da kristof kolomb'dan gelmektedir.
kristof kolomb, aslında bir katildir çünkü 1492'de amerika kıtası'nı keşfettikten sonra aztek gibi yerli ve köklü uygarlıkları söndürerek kıtanın gerçek sahibi olan milyonlarca kızılderili'yi sömürgecilik için katletmiştir. bugünkü latin amerika'daki kolombiya ülkesinin adı da kristof kolomb'dan gelmektedir.

devamını gör...