ben ablamın arkasından koşarken kesilmiş ağacı görmeyecek fayans kenarına kaşımı çarpmıştım dikiş yapmışlardı hala izi bulunmakta
devamını gör...
ne önemi var büyüdük ve ruhsal yaralar almaya başladık.. *
devamını gör...
3. sınıftayken cam kenarında oturuyordum. öğretmen derse girince ayağa kalkınca kafam pencerenin köşesine çarptı ve kafamın üstü kanamaya başladı. aslında sınıfın en kısa boylusu olmam dışında sıkıntı yoktu. nasıl oldu bilmiyorum.her tarafım kan oldu. o gün de full beyaz giyinmişim.kan sayesinde kıpkırmızı oldu. müdür yardımcıları her tarafımı peceteyle silip üstümü görmeyeyim diye uğraştılar . sonra babam gelip en yakın sağlık ocağına götürdü. orada pansuman yaptılar.biraz daha derin olsaymış dikişlik olabilirmiş.travma vs. var mı kontrol ettirmek için hastaneye gidin dediler. hastaneye gittik.o anda bir şeyim yoktu.doktor kusmam,bayılmam halinde direkt hastaneye gelin dedi. çok şükür bir şey olmadı.orada da ayrıyeten pansuman yaptılar.kafamdaki bezler görünmesin diye kafama günlerce saç bandanası takarak gezmiştim.sonra da kısa sürelik oturma haricinde bir daha cam kenarında oturmadım.saçım örgülü olmasaydı daha derin yaralar alabilirdim.açıkçası iz var mı bilmiyorum.
devamını gör...
sinir bozan , moralinizi sıfıra indiren durum . keşke küçükken daha dikkatli olsaydım diyorsunuz ama nafile
devamını gör...
suyu kendi başıma içeceğim diye anneme inat ettikten sonra çocuk aklıyla annemin de inatçı birisi olduğunu bilmeyerek sinirle ve inatla verdiği bardağa kafa atmıştım. şu an kaşımın ortasındaki yara hâlâ benimle.
devamını gör...
vücudumuzda çoğunlukla kalıcı bir ize sahip olan yaralardır. ufak bir bebekken üzerime devrilen çaydanlıktan dolayı benim de sol ayak bileğimde ve sağ bacağımın ufak bir kısmında var. geçmiyor efendim geçmiyor. ruhumuza zeval gelmesin*.
devamını gör...
adana'da sulama kanalları olur, yazın su verilir bu kanallara. çocukken yüzerdik biz de. yüzerken kafamı vurmuştum, bayağı kan içinde kalmıştı her yerim. saçım kısa olduğunda görülebiliyor hala kafamdaki kırık :)
devamını gör...
çocuk dediğin düşe kalka büyür. dizi, dirseği yaralanmadan, bir yeri yanmadan, kırılmadan büyüyen yoktur.
devamını gör...
sol ayağımda bileğimin üstünde içe doğru dar açı şeklini almış büyük bir dikiş izi var. ben söylemedikçe kimse farketmiyor gerçi çünkü oldukça küçükken olmuş ve izler silikleşmiş, zaten ben de hatırlamıyorum. salonda cam sehpaya girmişim hikaye bu kadar. çocuklu evde camdan hele hele keskin köşeli mobilya/çekmece/sehpa bulundurmayın.
devamını gör...
küçükken duvardan ağaça atlayıp tutabılecegıme inanıp tutamadıgım için yere uçtuğum bir çalışmamda bisikletin üstüne düşüo sağ diz kapağıma saplanması, yine bisikletle araba kazası geçirmemek adına yuvarlandığım refüjden sağ kaval krniğimden kopan buyuk bir deri kitlesi, başıma düşen ağır bir heykel sonrası kafamda 5 dikişlik yarık,asla bıçak kullanamadığım için esksik olan parmak uçları yada yıne parmaklarda derin kesik izleri.
devamını gör...
bisikletle kafamı yarmıştım. hâlâ saç çıkmıyor orada..
devamını gör...
çenemin altında 3-4 dikiş var. hızlı zamanlarımızdı seyrek düştük bizde.
devamını gör...
damağımın içini yardım. sol kaşımda yarık izi var. sağda ve burnumun üzerinde de vardı, onlar kayboldu. bazı zamanlar belli belirsiz görüyorum onları. sinekkaydı traş olunca, küçükken abimin yaptığı bir iz çıkıyor yanağımda. kesik izi. saçlarımı çok kısa kestirince de kafamın arkasında üç farklı dikiş izi beliriyor. iki sene önce yanlışlıkla, av bıçağımla sağ elimin parmağını koparırcasına kesmiştim, onun izi duruyor. bir kaç münferit iz daha var ellerimde falan. sağ kolumda, sağ ayak bileğimde yıllar önce asfaltta sürüklenirken oluşan belli belirsiz bir yanık izi var. omzumda da vardı, onlar kayboldu. dizlerimde de var çocukluktan kalma.

böyle sıralayınca frankestein gibi gelebilir kulağa, lakin hiç öyle değil. hayatı yaşamanın getirdiği izler. herkeste vardır diye düşünüyorum.
devamını gör...
illa ki bir sürü var ama en akılda kalıcı olanı anlatıcam. benden iki yaş büyük erkek kuzenimle oynarken nerden geldiğini bilmediğim bir şekilde elinde kocaman bir bıçak tutuyordu ve bende almaya çalışıyordum. sonra sol elimle bıçağı çekmeye çalışırken üç parmağım birden kesilmişti . baya kan akmıştı. kanı durdurmak için çok uğraşmışlardı. hala izi duruyor elimde.
devamını gör...
bana bisiklet çarptı. yerde sürüklendim. diz kapağımda izi var. bisikletten düştüm elime sivri freni saplandı izi var.

sanırım bisiklet bana iyi gelmemiş.
devamını gör...
elime geçirdiğim her türlü kitabı okuduğum ve içlerinde yazan her türlü bilgiyi sorgulamadan doğru kabul ettiğim zamanlardı. şimdiyse bir bilginin bir kitaba basılmasına izin veriliyorsa, muhtemelen o bilgi yanlıştır diyorum. neredeeen nereye...

7-8 yaşlarındaydım ve sanki bir önceki günden daha farklı bir şeyler bulabilecekmişim gibi yine evi karıştırmaya başlamıştım. gerçekten bulmuştum da: el falı kitabı.

kitabın içinde çeşitli el tiplerinin usta olduğu meslekler ve avuç içindeki çizgilerin belli başlı özellikleri basit çizimlerle anlatılıyordu. kitap çok ilgimi çekmişti. kendi elimi kitaptaki çizimlerle karşılaştırıyordum. ellerim bir profesör elinden çok bir yazar eline benziyordu. ben bir yazar mı olacaktım?

sayfaları karıştırırken avuç içindeki çizgilerin anlamlarına denk geldim. ilk ilgimi çeken çizgi hayat çizgisi olmuştu. baş parmağı avuç içinden adeta bir but gibi ayıran uzun bir çizgi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hemen kendi avucumdaki hayat çizgisine baktım, sonra panikle diğer avucumdaki hayat çizgisine baktım, ikisi de aynıydı; ikisi de çok kısaydı. yukarıdaki şekilde görülen çizginin yarısı kadardı. o an içimi müthiş bir korku kapladı. az önce bir yazar olacağımı öğrenmiştim, biraz sonra ise genç yaşta ölen bir yazar olacağımı...

o günden sonra hiç kimseye bir şey söylemeden herkesin eline gizlice bakmaya başladım. özellikle de yaşlıların ellerine... gerçekten de hepsinin hayat çizgisi çok uzundu. demek ki kitap gerçekten de doğru söylüyordu. yavaş yavaş ölümü kabullenmeye başlamam gerekiyordu.

o sıralar mahallemizde yol çalışması için büyük bir yıkım projesi başlatılmıştı. biz de arkadaşlarla içleri boşaltılmış ve yarısı yıkılmış harabe evlerde tehlikeli oyunlar oynuyorduk. bir anda herkes cesaret gösterisi olarak bir evin balkonundan aşağıdaki enkaz birikintisine doğru atlamaya başladı. atlamayan bir ben kalmıştım. çünkü onlar benim gibi genç yaşta öleceklerini bir el falı kitabından öğrenmeniş şanslı ve gamsız çocuklardı. yine de onların alaylarına maruz kalacağıma ölürüm daha iyiydi. atladım ben de balkondan aşağı ve enkaz birikintisinin üzerine düştüğümde dengemi kaybedip yere kapaklandım. elimi yerden kaldırdığımda avucumun ortasına kocaman bir cam parçasının girdiğini gördüm.

beni panikle acile götürdüler ve avucumun ortasına 7-8 dikiş attılar. herkes elimin halini düşünüyorken ben daha büyük bir tesadüfün şaşkınlığını yaşıyordum. çünkü kesik tam da yarım kalan hayat cizgimin bittiği yerden başlayıp bir hayat çizgisinin olması gereken yönünde ve uzunluğunda devam ediyordu. doktor elime attığı dikişlerle ömrümü uzatıyordu sanki.

şimdi elime bakıyorum ve ilk dönemi mutlu; kalanı oldukça zorlu bir ömür görüyorum.
devamını gör...
abimle minderlerle top oynarken kafami kalorifere carpip alnimi yarmistim. hala daha dikis izleri durur basladigi yerde. erkekler kucukken bile safi zarar
devamını gör...
ilkokul 3.sınıfta cadde boyu uzun bir koşturma sonucu köşeden çıkan reno 9 marka araçla çarpıştım. burnum hafif eğridir. dikkatli bakılırsa fark edilir. korkudan aileme söylemedim uzun bir süre. sanırım bir mevzu olduğundan 35 yaşımdayken söylemiştim.
devamını gör...
ilkokuldaydım ama kaçıncı sınıftım hatırlamıyorum. yolda babamı görünce koşup yanına gitmek istemiştim ve elbisem yol kenarında bulunan dikenli tellere takılmıştı. annemin dikkat et bekle laflarına aldırmadan elbisemi kendi başıma çıkarmaya çalıştım ve en sonunda bileğimi kestim tellerde. dikiş atılmadı ama hala bileğimde kesik izi var.
devamını gör...
12-13 yaşlarındaydım hatırladığım kadarıyla yazlıkta denize girerken bi çıtır yüksek kayalıklardan arkadaşlarla atlardık sürekli bi kere atlarken karnımın üstünü taşa çizdirmiştim hala durur o iz, bide gene o yaşlarda gene karne hediyesi bana 18 viteslik bisiklet almışlardı boyum yetmezdi selesine orta göbek demirine sünger yapıştırıp kullanırdım hayvan gibi sürerken takla atmıştım yerdeki çukurdan dolayı diz kapağımda yuvarlak bi ay misali yara olmuştu oda hala durur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"küçükken aldığımız fiziksel yaralar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim