kullanılmak

her insanin basina gelebilecek, ufak bi uzuntuden travma yaratmaya kadar farkli etkileri olan insanlik hali. benlik cizik alir, belki catlar ama oradadir. simdi vakit magdurlugu bir kenara birakip, kotuluk kuyusunda yikanmadan bir seyler ogrenme vaktidir.

ticari olarak zarar eden tarafta kalmak.

dedim ya hızlı solcuyum ünivde... her gösteriye, her boykota, her eyleme katılıyorum ama hiç bir kimse yada grupla alakam yok, spontane yapıyorum her şeyi. 30 yıl sonra malatya'da 1 mayıs kutlamalarına izin verilmiş. durur muyum? kernek meydanında hem de. neyse toplanmaya başladık, biz en öndeyiz kortejin, ev arkadaşım ali ile, birden birileri belirdi, bizim alnımıza kırmızı kuşak bağladılar, iyi dedik sanırım bu bir ritüel dedik, sonra büyükçe bir pankart verdiler ali ile ikimize. neyse açtık pankartı, o yolun bir ucunda, ben bir ucunda, dev gibi bir pankart, şöyle bir baktık ne yazıyor diye..."biji yek gulan" yazıyordu. ali... bu ne demek lan dedim? ne bileyim oğlum dedi. oğlum göte gelmeyek dedim, bir şey olmaz dedi. neyse biz alana kadar o pankartla yürüdük. mis gibi kutladık "1 mayıs"ımızı... tam dönüyoruz, bir manifaturacının içinden 4 kol çıktı, 2 si aliyi, 2 si beni aldı içeri. pata küte oturttular sandalyeye. kimsiniz? necisiniz? kimlikler, yazı, çizi, kayıt, kuyut, ve bıraktılar. yada biz öyle sandık. mezun olup askere gittiğimde yüzleştim gerçeklerle.

yaz kızım: dhkp-c sempatizanı....
kaymakamlık sınavı? yaz kızım külliyen 657 den men....

guzel duygularindan ve zaaflarindan faydalanilmasi. lakin unutulan bir sey var ki bir duvara topu atarsan o top sekip g.tune girer. beter olun o. c'lari.

insanın ağrına gider sonradan, dersin kendime bunu yapmalarına neden izin verdim diye. yapmayın böyle şeyler ya insanız hepimiz. gidin araba, traktör falan kullanın.
(kötü espirim için üzgün değilim.)

gerçekten kullanılıyor musun, yoksa zamanında özellikle çocukken ailen tarafından kullanıldın, duygu sömürüsüne uğradın, onlara ebeveynlik yapmak zorunda bırakıldın da şimdi hayatına giren herkese mesafe koyup onlar tarafından kullanılmaktan korkarak mı yaşıyorsun? ya da halihazırda hayatında bulunan kişilerin yaptığı iyi niyetli davranışlarda bile kötü niyet olduğu zannına kapılarak onları seni kullanmakla mı suçluyorsun? yani bir bakıma, aileden kalma eski faturaları şimdi hayatındaki kişilerin önüne koyup da "bu faturaları sen öde" diyerek onlara baskı mı yapıyorsun? yani geçmişin kapanmayan defterlerini bugüne mi taşıyorsun? bunlar, çok önemli sorular ve çoğu zaman, kendi kendine çözülmesi zor olan, insanı kendisiyle yüzleşmek zorunda bırakan sorular... ama cevabını bulabilecek durumda isen, büyük bir aydınlanma yaşarsın, o halde, hadi gazan mübarek olsun!

insanlar sosyal ve birbirine bağımlı varlıklardır. aynı zamanda da bencildirler. bencil insan tamamen kendi çıkarlarını düşünür. sizi kullanırken sizin de bir şey kazandığına kendini inandırır. bu kişiler manipülatiftir. kullandığı kişiyle empati dahi yapamazlar. "stajyere, işi öğreniyorsun bir de üstüne para mı istiyorsun" der hesabı.

en kolay kim kullanılır sorusu da akla gelecektir. saf, kötülük nedir bilmeyen , düşünemeyen, yapamayan, kötülükten anlamayan insanlar, polyanacılar, ilişkilerde daha çok erkekler bazen de kadınlar, alttan alanlar, bağımsız olamayan insanlar.

şu ayrımı da yapmak gerekir. tabii ki insanlar için bir şeyler yapmaya mecburuz. ama bunlar tatmin edici şekilde karşılıklı olmalıdır. bir saat derdini anlaltan arkadaş da sizi en az bir saat dinlemelidir. finansmanın sağladığınız emek verdiğiniz ilişkide bazı münasebetler yaşanmalıdır. aksi düşünülemez bile. malesef bu kişiler bir şeylerin bedelini ödemekten çok uzaktadırlar.

velhasıl insanlar geçmişte de birbirlerini kullanmıştır, bugün de kullanmaktadır. gelecekte de birbirlerini kullanacaklardır. burdaki asıl nokta birbirini kullanmanın eşit ve karşılıklı olmasıdır.