türk bilim insanları, küresel iklim değişikliği ve artan sıcaklık değerleri nedeniyle istanbul ve izmir sahillerinin 2050'de sular altında kalacağını ortaya koydu. son rapora göre, istanbul’da 6 milyondan fazla kişinin yaşadığı 120 kilometrekarelik bölgenin sular altında kalacağı öngörülüyor.

*küresel iklim değişikliği ve artan sıcaklık değerleri nedeniyle istanbul ve izmir sahillerinin sular altında kalacağı bir kez daha ortaya konuldu. birleşmiş milletler (bm) bünyesindeki hükümetler arası iklim değişikliği paneli’nin (ıpcc) hazırladığı altıncı rapordan sonra , türk bilim insanları da, 2050'de deniz seviyesinin 50 santimetre yükseleceği uyarısında bulunurken, iki kenti adeta felaketin beklediği belirtildi.

*küresel denge derneği’nin yayımladığı, ‘istanbul ve izmir için deniz seviyesi yükselmesi ve olası etkileri’ başlıklı rapora göre, iklim değişimine bağlı deniz seviyesi 2050'de 50 santimetre, 2100 tarihinde ise bir metre yükselerek felaketlere neden olacak. raporda göre sadece istanbul’da 6 milyondan fazla kişinin yaşadığı 120 kilometrekarelik bir bölgenin sular altında kalacağı öngörülürken, dolmabahçe sarayı, beylerbeyi sarayı ve ortaköy camii gibi tarihi yapıların deniz seviyesinin yükselmesinden etkilenecek eserler olduğuna dikkat çekildi.

*neredeyse maltepe ve fatih ilçelerinin toplam yüzölçümüne eşdeğer bir alanın sulara gömüleceği uyarısı yapıldı.

*izmir’de ise körfez ve kordon'un yanı sıra alaçatı ve sığacak gibi tatil beldeleri ile yanı sıra gediz deltası kuş cenneti'nin de tehdit altında olduğuna yer verilen raporda, istanbul’daki 16 atık su arıtma tesisinin 12’sinde, izmir’de bulunan 20 atık su arıtma tesisinin de 4'ünde sorun yaşanacağına dikkat çekilirken, deniz suyunun yer altı suyuna karışacağı vurgulandı.

*küresel denge derneği başkanı dr. nuran talu, ekoloji uzmanı prof. dr. nüzhet dalfes ile istanbul üniversitesi coğrafya bölümü öğretim üyesi prof. dr. sedat avcı'nın öncülüğündeki bilim insanları tarafından hazırlanan raporda deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle fırtınaların da artacağına dikkat çekilirken, prof. dr. dalfes ise “istanbul'da yüksekliği 2 metreden az olan yaklaşık 120 kilometrekarelik bir alan risk altında. bu, neredeyse maltepe ve fatih ilçelerinin toplam yüzölçümüne eşdeğer bir alan. istanbul’un güney kıyılarının deniz seviyesindeki değişimden daha fazla etkileneceğini hesapladık" uyarılarını sıraladı.

*öte yandan deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte göksu ve küçüksu gibi akarsuların bir bölümünün de sular altında kalacağı, aynı etkinin kadıköy’deki kurbağalıdere vadisi’nde de beklendiğine yer verilen raporda, şu saptamalar sıralalandı: "istanbul’da deniz seviyesi yükselmesi, iskelelerde de bazı yenilemeler yapılmasını gerektirecek. üsküdar iskelesi’nde, lodoslu havalarda oluşacak fırtına kabarmalarına karşı mühendislik tedbirleri, kadıköy’de ise deniz seviyesinde yükselmenin ardından yaşanabilecek fırtına kabarmaları, metro girişlerini etkileyebilir ve bunun için önlem alınması gerekebilir."

*izmir'de özellikle kordon ve karşıyaka sahillerinin deniz suyunun yükselmesiyle en riskli alanlar haline geleceği vurgulanıyor.

*prof. dr. avcı ise izmir’de deniz seviyesindeki değişim en çok izmir körfezi'ni etkileyeceğini vurgularken, şunları söyledi: "özellikle kordon'daki rıhtımın, dalgaları kıracak ve yansıtacak şekle dönüştürülmesi önemli. karşıyaka’da mevcut düzenlemelere ek olarak, deniz seviyesinin değişmesinden sonra birtakım önlemlerin alınması gerek. benzer şekilde, karşıyaka’dan mavişehir’in batısına kadar devam eden bir set bulunsa da deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle yeni önlemlere gerek duyulabilir. deniz yükselmelerinden etkilenebilecek doğal kıyılar ise çamaltı tuzlası, küçük menderes deltası, mavişehir, çakalburnu dalyan ve inciraltı kent ormanı."

-web özel
devamını gör...
şu kuresel ısınma yalanıyla 40 senedir insanları resmen soyup soğana çevirdiler.
nefret ediyorum bu saçmalıklardan.
devamını gör...
başlıkta verilen haberlerin çoğalması ve insanlara doğru ve dürüst bilgilerin aktarılması gerekiyor. bizim aklımızda kalan siyasi partililerin isimleri ve yüzleri, her gün devam eden politikanın içinde ne "insan" ne bir "bitki" ne de bir "hayvan" var. siz hiç bir zaman önemli bir canlı olmadınız.

küresel ısınmanın sorumlusu, biz değildik. ne bir sözlük yazarı, ne de bir tweeter kullanıcısı. insanlara küresel ısınma nedeni ile suç atmayın! değişen bir şeyler ortada ve sinsi bir şekilde ilerliyor, farkında değilsiniz. farkında olmamanız çok normal, bizler aptal bir canlı değiliz.

daha yeni, istanbul ve başka bir şehirde seller olup, yaşayan öldü ve kayboldu. bir çok avrupa ülkelerinde, dünyanın her yerinde seller ve yağışlar çoğaldı.

"iklim krizi hurafe, komple teorisi, elektrikli araçların satılması için ortaya atılan bir hikaye, benzinli araçlar doğaya zarar veriyor, elektrikli araçları piyasaya sürmek istiyorlar ve bunu yapanlar da doğa sevgisi için değilde, şu kapitalist düzen için istiyorlar" gibi bir sürü yorum ve düşünceleri bir gözden geçirip tekrar düşünülmesi lazım.

yorumların arasında: şirketlerin doğa ve çevre konusunda duyarlı olduğu, elektrikli araç üretimi fikrine bende katılmıyorum! akülü araçlar her an patlayabilir, ve elektrik ile çalışan bir taşıt ne kadar doğa dostu olabilir?

elektrik doğa' ya neden zararlı?

petrol yakıtlarında olduğu gibi, elektriğin nasıl bir zararı olabilir? güneş bize neden yeterli değil? niye sıkıldık? neyi değiştirmek istiyoruz? sıkıldıkça insan' ı ve doğa' yı neden reddediyoruz?

dünyada bizim evimizde, iki tane bilim üzerine devrimler yapılmış ve bağımlısı olduğumuz yaşamsal olarak kopamadığımız o buluşlar: doğa' nın önünde set oluşturmuş bir şekilde neden duruyor ve niye tehlikeli?

"hava, su, toprak ve tüm canlılar" bizim için inandırıcı olmayan, gereksiz, sözü bile edildiğinde tahammül edilemeyen, öylesine bir şeyler olan. konuşmaya, tartışmaya bile gerek duyulmayan? asıl olan gerçek olan sen olan "sensin" ne yazık ki sen doğa' dan bahsedilince, küfür edebiliyor ve hatta bizleri terörist ilan edebiliyorsun. bağımlısı olduğun iki ayrı bilimde devrim yapılmış buluşların içerisinde "elektrik ve internet" e gezegenimizde komple kapatılsa doğa uzun süre kendine gelir, sende insan olmayı öğrenirsin.

ne, hava kirliliği, ne iklim değişikliği, ne insan katliamı, ne de bir nükleer enerji ile bekletilmiş silahları görürdük.

elindeki telefon daha değerli ve onsuz yaşayamazsın, bağımlısın.

"berrak bir "su", ohh mis gibi bir "hava". hiç önemli değil, hatta bunlar hikaye, inandırıcı değil doğa zaten güçlü, inandırıcı değil." diyorsanız. sizin elinizde 24 saat duran telefon markasına kızarım bir insana değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"küresel ısınmaya bağlı olarak deniz seviyelerinin yükselmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim