1.
bir feyyaz yiğit şiirdir.
ali atay’ın yönettiği ve benim için son dönemlerin en iyi komedi filmlerinden biri olan ölümlü dünya’da geçen akıllara zarar şiirdir. şiirin içinde geçen her söz tek tek insanı edebiyattan soğutacak potansiyele sahiptir. hiç bir dizesinin birbirinden ayırmamın mümkün olmadığı bu post modern şiir anlamlar yüklü bir sevda vapuru gibidir.
filmde zafer’in büyük abdestini evinden başka yerde yapamadığını öğrenip evine gidildiğinde ve begüm ve atakan dışında herkes bir bakmak işin eve girdiğinde duyarız bu mükemmel şiiri.
beklerken atakan dertlenip radyoyu açınca şöyle bir şiir duyarız:
canımsın sen bu belli
sen benim taa canlarımdan da cansın
kuşsun sen kuş
benim biricik düşlü kuşumsun sen
sen, şu bedenimde bensin
ve üstelik canımın da en canısın sen
en iç en dip en köşe
kuşkunun kuşlarıyla sevişiyorsa aşk büyüsü
gölgeler uçuşuyor, hisler tutuşuyorsa ansızın
acının avuçlarında tuzsuz gülüşlerin buharı
ve dayanç kulvarları sımsıkı yırtılan bir
tebessümle kaplıysa artık...
hasrete boyanmışsa düş davulları
hoyratsa, tutkunsa, yutkunuyorsa telaş
belki de böyle bir şeydir
aşktan gelen
aşka varan
ve aşkta duran,
kuşlara övgü
şiir atakan’ı o kadar etkiler ki bir sigara yakar ve dumanı camdan dışarı salar hüzünle ve yorgunlukla ama begüm aynı fikirde değildir. begüm allah aşkına kapat şunu diyene kadar dinleriz şiiri.
benim için en önemli söz ise dayanç kulvarlarıdır. o nasıl bir imgelem! o nasıl bir anlatım yüceliği! feyyaz yiğit üstadın önünde saygı ile eğiliyorum.
ali atay’ın yönettiği ve benim için son dönemlerin en iyi komedi filmlerinden biri olan ölümlü dünya’da geçen akıllara zarar şiirdir. şiirin içinde geçen her söz tek tek insanı edebiyattan soğutacak potansiyele sahiptir. hiç bir dizesinin birbirinden ayırmamın mümkün olmadığı bu post modern şiir anlamlar yüklü bir sevda vapuru gibidir.
filmde zafer’in büyük abdestini evinden başka yerde yapamadığını öğrenip evine gidildiğinde ve begüm ve atakan dışında herkes bir bakmak işin eve girdiğinde duyarız bu mükemmel şiiri.
beklerken atakan dertlenip radyoyu açınca şöyle bir şiir duyarız:
canımsın sen bu belli
sen benim taa canlarımdan da cansın
kuşsun sen kuş
benim biricik düşlü kuşumsun sen
sen, şu bedenimde bensin
ve üstelik canımın da en canısın sen
en iç en dip en köşe
kuşkunun kuşlarıyla sevişiyorsa aşk büyüsü
gölgeler uçuşuyor, hisler tutuşuyorsa ansızın
acının avuçlarında tuzsuz gülüşlerin buharı
ve dayanç kulvarları sımsıkı yırtılan bir
tebessümle kaplıysa artık...
hasrete boyanmışsa düş davulları
hoyratsa, tutkunsa, yutkunuyorsa telaş
belki de böyle bir şeydir
aşktan gelen
aşka varan
ve aşkta duran,
kuşlara övgü
şiir atakan’ı o kadar etkiler ki bir sigara yakar ve dumanı camdan dışarı salar hüzünle ve yorgunlukla ama begüm aynı fikirde değildir. begüm allah aşkına kapat şunu diyene kadar dinleriz şiiri.
benim için en önemli söz ise dayanç kulvarlarıdır. o nasıl bir imgelem! o nasıl bir anlatım yüceliği! feyyaz yiğit üstadın önünde saygı ile eğiliyorum.
devamını gör...